
Ahh gençliğim, ahh ortaokul lise yıllarım, ahh hayallerim...
İRON MAIDEN...
İron Maiden onlar, not
Iron :) Evet kabul ediyorum, 1990'larla 2000'lerin İron Maiden 'ı ile benliğimi kazanmış, yolumu çizmiş, bugünlere gelmiş bir gencim.. Gurur duyuyorum...
Gebze 'den dönmüşüm, bitkin ve bayık... Gecenin bir körü... Yorgunum ve aç!!! Sanki boktan gibi ama hayır şu an değil, artık değil. Hatta en güzel bir hayal alemindeyim... Nerden aklıma geldiyse (ki The Sefil 'in parmaa var) koydum yıllardan sonra İron Maiden dvd ''sini... Aman tanrım, aman allahım, aman hayatım... On yılım geçti, gözlerimin önünden değil haha, taaaaaaa içimden, tüm benliğimden, inandığım herşeyden... Onlar bir hayattı, felsefeydi, kuraldı, sadakattı... Wasting Love, The Number of the Beast, The Evil That Man Do, Run to the Hills, Aces High, Fear of the Dark, Hallow be Tight Name, Be Quick or be Death, Killers, Wasted Years, Afraid to Shoot Strangers, 2 Minutes to Midnight... ve daha nice yüzlercesi... Albüm kapaklarını beklerdik, Eddie 'nin maceralarını... İnternet falan da yoktu, arattın mı bulasın... Hiç unutamam, bir gün Akmar civarlarında yürürken, "İron Maiden" yazılı bir kolye bulmuştum. Yoktu bulamazdın ööle şeyler, olmazdı, yoktu çünkü... Mucizeydi o! Çıkarmamıştım ki hiç, yatarken bile... Ne güzel günlermiş onlar...
Vee eski dostum Eddie... Yıllarca Eddie 'nin posterleri süsledi odamı... Herşey geldi geçti ama duvarımda hiç eksik olmadı, paylaştı yalnızlığımı. Çocukluk kahramanımdı o benim, o içimdeki canavar, yanı başımdaki dost... Nasıl unuttum ben onu bunca zaman? Ona karşı olan sadakatim, verdi bile cezasının kararını... Burdasın artık, hahahahahaha...