
Bu ara arılar aklımda. İçgüdüsel evrenin krallarından... Çok özeldir aslında onlar, çok incelemişliğim vardır. Sadece tekini söyleyeyim, acaba hiç kimse zihninde düşünmüş müdür, yaptıkları o petekleri... Herkes çatalını, bıçağını daldırıp bilir, zevkle onu parçalayıp yemesini, otellerde, evlerde... Bu özel yaratıklar, dört bir yandan peteği örmeye başlarlar ve kusursuz bütünlükte ortada birleştiriler??? O yaratıklar içgüdüsel olarak bunu yaparken; e be insanlar (beyin sadece insanlarda ya a.q.) en akıllılarınız otursun dört bir yana, başlasın çizmeye kağıda... Becerebilir misin ortada peteği kusursuz oluşturmayı? Yavaşşş...
Bi an yaşadığım dünyaya bakıyorum. Bi de dönüp geçmişi hatırlıyorum (çok gitme 50 - 100 yıl) ... Sonrada biraz geleceği kurguluyorum... Korkuyorum... Her şey çok hızlanıyor, işler, ilişkiler, teknolojiler, hayatlar... Nereye kadar? Sonu nerde? Sonunda ne olacak?... Her geçen an, insanın özgürlüğünden kısıtlanıyor, hayatından çalınıyor, huzurundan soyutlanıyor, birbirine yabancılaştırıyor. Arılar gibiyiz dışarda, işte... Makine düzeninde, sistem dahilinde, geçen zamanın esaretinde...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder