31 Ekim 2009 Cumartesi

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 20

Hafif yağmur yağar ya... Eee mevsimi geldi, sonbahar... Severim de... Ama bazı günler çekilmez. Hani fazla yağar, sokaklarda ortalığı göller - ufak akarsular kaplar... Sel kıvamında değil ama! Arabayla gidersin, aralarında slalomlarla... Herkes bi enbesilleşir yağmur yağınca direksiyon başında! Bi de onlarla uğraşırsın... Gideceğin yere varasın olur içinde, sürersin debelenerek... O da ne! Bi anda inmen gerekir, gidip bakkaldan bişey alman... Zaten inersin vasabi kıvamında... Varana kadar üstün başın ıslanmış, yağan rahmetten yeteri kadar nasiplenmişsindir. Çıkınca işte orda olanlar oldu!...

Hali hazırda dönerken yağmurda yürüyorsun, ıslanıyorsun... Zaten sırımsıklam olduğunu düşünürken acı gerçekle karşılaşma anı! Koccaman bi damla su! Nerden olacak, binanın saçağından tam aşşaa, benim kafaya! Seyrelmenin verdiği derin hüzün, bu kadar mı acı çıkar karşısına! Şap! diye oturur o başına, sesine kudretli... Oturması yetmez, saç telleri arasında başlar yolculuğuna, canının estiği yönde... Yok artık ya! Ben nefret etmeyeyim de... La havle vela...

Hiç yorum yok: