
Resme bak resme... Şaşalı günlerimizden... Çok değil daha 1 ay geçmedi. Maldivler... Atalarımız demiş ya; ayranı yok içmeye, tahtıravalli ile gider sıçmaya... Bizimki o hesaptı. Ne tatildi ama... Bütün gün boş oturmak, yatıp uyumak, çıplak ayak dolaşmak, bembeyaz kumsalda deniz kenarında yürümek, şnorkelle deniz alemine dalıp gitmek... Hepsi paha biçilemezdi de bu sonuncusu fena bozdu beni... Deniz aleminin en büyük ıstakozu yaptı! Ama yandan... Aslında yandan da değil geriden. Resimde görülen ve güneş alan her yerim. Yandı gülüm keten helva... Hadi katlandık onun acısına o topraklarda, doya doya... Ama bedenim rövanşı fena aldı. Mevsimlere kış gelmedi ama bedenime işledi. O nasıl soyulmak arkadaş? Etrafımda sürekli bir tipi hali var. Kolum, sırtım, bacaklarım... Lapa lapa kar yağıyor bu ara bizim evde... Hani yakında ayaklarımıza zincir takacağız... Ayıp be utanıyorum, artık evde tek değiliz ki... Nefret ediyorum soyulmaktan, 21. yy'da bir çare yok mu buna? Yoksa eski usul mu yapsak, keseye mi gitsek, fırın küreği elli bir çam yarmasına?... Çok fena, yarın işe nasıl gideceğiz ki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder