For Follow Up

Çok tarihi bir ana şahit oluyoruz. Öyleki olası değil... Uzun zaman oldu 2 basamaklı bir sayı görmedik, bu OHA yani oldu. 52!!! O kadar ki, bi hevesle yazıyorum... Hatta yatarken evde de şampiyonluk turu atacağım FM 'de şampiyon olmuşçasına, gururla...

Yıl bitiyor, işler yoluna giriyor, kıyameti de sıyırdık geçtik, çok ilginç çook... Hayırlısı bakalım... 2013 güzel bir yıl olacak gibi...

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

Big Fish

Güzel betimleme idi...

"Sanki çok güzel ama rahatsız etmeyen bir yemek yemiş gibiyim. Güzel film seyretmesini özlemişim..."

Gerçekten öyleydi... Ya ben uzun zamandır film seyretmiyorum, ya da Big Fish müthişti... Hangi kafa ile çekmişse Tim Burton, ellerine sağlık diyorum. Aldı götürdü, düşündürttü. Yaşadığım hayattan uzaklaştırdı, 2 saatliğine bile olsa... Geri dönmekse, mideme oturdu şimdiden...

Zaten hikayelerden ve hayal kurmaktan çok haz alırım, tadından yenmedi...Eskisi gibi kendimi hissetmeyi özlemişim...

Phat Brahms...

Maillerin arasında Tomorrowland linki vardı. Hep ilk fırsatta bakacağım diye saklamıştım, aptala malum olmuş derler. Olsun ben dinledim ya... İçimdeki ölü toprağını attı, tekrar nefes alıyorum sanki... Tınısı o kadar güzelki, her dinlediğimde başka bir hikaye aklıma geliyor... Müthiş...

Dimitri Vegas, Like Mike, Steve Aoki, Angger Dimas  - Phat Brahms (Original Mix)

Yola devam...

En son 10 Mayıs'ta yazmışız... O kadar çok şey değişmiş ki... Blog arayüzü bile değişmiş, yazarken sanki ilk defaymış etkisi yarattı... Steve Aoki sağolsun dağıttı aklımdaki sis perdelerini... Hadi hayırlısı...

Var mi Himmburger isteyen?

Erzurum'dan...

Can Bogazdan Gelir

Erzurum Pekmezli Baklava... Muthis. Muthis...

Yorumsuz...

Memleketimin usta duvar sanatcilari calismis gene...

A.S.O.T. 557

Cok fena yakaladi bilgisayarda is basinda... Ne kadar da ozlemisim muzik dinlemeyi... Bakiyorum geriye de, 2 senedir ihmal ederek neler kacirmisim yazik ki ne bana... Armin, gercekten buyuksun... Ben doneyim ise gene...

Bulut bulut dedin...

Bir isi daha bitirmenin ve bulut bulut demenin hazziyla...

Yorumsuz

Iste oole olmayan sanal bir hayat su anki... Bitmeye mahkum, bir dahasina kadar defalarca cinnet yasanacak olmasini bilmek... WTF!!!

Surpriz misafir...

Eve geldigimizde sasirtan surpriz bir misafirimiz vardi. Biz kaplumbagalari yavas bilirdik ama bunun masallahi var. Demek ki tavsan - kamlumbaga yaris hikayesi dogruymus...

Yorumsuz...

Ulan bitirdin beni kedi!... Alacati'dan...

Yolun yarisina 1 kala...

Bugun 04 Nisan... Dogum gunum(mus)...

Trance...

Hani hissettiğini kelimelere dökmekte zorlanırsın. Çok iyi bilirsin ama tasvir edemezsin... Al bak işte halidov becermiş. Embesillik bizde demek ki... Solar Field ile tebrik ediyorum arkadaşım seni, +1 sana feda olsun...

"öyle bir türdür ki trance, hüzünlü olduğunuz anda sizi dünyanın dibini gösterir, bu lanet dünyaya neden geldiğinizi anlatır size.. hiç konuşmadan size tüm bunları anlatan dj'lere bağlanırsınız sonra nedenini bilmeden.. içinde isyan barındırır bu bakımdan.. ama öyle bir türdür ki trance, mutlu olduğunuz anda size dünyanın tüm güzelliklerini açar.. gitmek istediğiniz yer uzak değil artık sizin için.. bir kaç saniye sonra oradasınız! üstelik aynı parçada yapar bunları..."

Trance...

Boş boş kafa dinlendirirken, rastladığım şeye bak... Herhalde Trance bu kadar güzel kelimelere dökülebilirdi... your exellence 03 Mart'ta ekşisözlük'e yazmış. +1 sana geliyor Cabal eşliğinde...

"trance, teknik tarifi dışında hiç bilmeyen birine ortalama yedi dakika içerisinde, yaşam boyu karşılaşabileceğiniz hertürlü duygunun kişiye ses yoluyla yaşattırılmasıdır diye tarif edilebilir. nasıl ki sanat herhangi bir şeyin soyutlaştırılmasıysa, trance müzik de duyguların soyutlaştırılmasıdır. durduk yere hüzünlenmek, durduk yere çoşku duymaktır. bir sürü alt çeşiti vardır ve boku çıkmadan yaratılan her çeşiti bu tanıma uymaktadır, uymalıdır da aksi halde trance değil minimal olur, dubstep olur, elektronik müzik ! olur, trance olmaz. tavan yaptığı 2000 lerden beri değil son dört senedir bu müziği dinleyen ve amatör bir şekilde prodüksiyon kısmıyla ilgilenen biri olarak "en" basitleştirerek karşı tarafta anlam kazanmasını sağlayabileceğim cümleler bunlar."

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

Iste oyle bir hayat hikayesi...

Starbucks, cimler ve otoban kenari... Sere serpe oturuyorum MAL gibi... Otlasam yeridir. Farkettim ki uzun zamandir yapamadigim bir seyi basariyorum su an... Huzurlu bir sekilde dusunmeyi... Evet, sadece dusunmek... Kafami kaldirip bir soluk yakaladim sanki... Nereye gidiyorum ben diye bir sordum kendime... Cevap gelmedi bir turlu... Sabirla bekledim kendimi... Bekledim, bekledim, bekledim... Derin bir sessizlik. Sessizlik de degil ki bu, sadece arabalarin vizt vizt diye gecislerini duyuyorum. Geciyoor, geciyooor, geciyoooor... Tipki hayatimin her gunu gibi... Bir daha geri gelmeyecek gunler... Evet gelmeyecek... Uyanalim mi?

Can Bogazdan Gelir

Ben kendimden umidi kestim.. Blogum zaten terkedilmis... Tek disi kalmis canavar mantiginda atiyorum. Dun Adana'da, bugun Kayseri'deyim. Ucaktan once oturdum yemege Kasik-La'da... Iste Necmiye Hanim tatlisi... Daha yemedim, once cektim ama cok fena biseye benziyor. Hadi bana musade...

Can Bogazdan Gelir

Uzun zaman oldu yazmayali... Bir bahane ile geldik Hatay'a... Yeme icme turizmine cevirdik gene... Internetten namini duyduk, GPS 'le geldik Cinaralti Yusuf Usta 'ya kunefe yemege... Amaaaaan...

Yorumsuz

Work with trance... Paha biçilemezzz...