1 Aralık 2009 Salı

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 22

Gecenin körü sürersin eve, gözlerinden uyku akar... Kaçınılmazdır bu saatte, kahpe kader... Sür, sür, sür... Ne yol biter, ne engel... Aralardan gideyim dersin, dersin de o gecenin talihlisi sensindir, büyük ikramiye vurur. Ne park etmeye çalışan ama edemeyen kadının ızdırabını çekmek, ne sokak arasındaki kırmızı ışığı beklemek, ne de inşaat yüzünden kapatılmış sokağa girmek!... Olur dersin içinden, olur... İnsanlık hali... Amaaaa... Amaaaaaaa... İşte en sonu çok koyuyo be abi! Nefret ediyorum, nefret... Artık sokağa girmişsindir, çok az kaldı, ha geldim derken uykulu uykulu... Oda nesi? İlerde bişey var... Tepede 2 ışık, ahanda fosfor derken sıçtığını idrak edersin!!! Bingo! Çöp Kamyonu...

Dur moral bozma diycem tam, girer araya geçersin. Ama bizim sokak çok zengindir, herkeslerin arabası var! Utanmasalar otopark girişine de park edecekler! Sağlı sollu arabalar, dizilmiş boynuma geçirdiğim ilmik misali... Kararmıştır gözler, batsın bu dünya! Yapma yaa... Ben daha zenginim onlardan, benim otoparkım var! Var ama bana faydası yok! Koca kamyonun gireceği boşluk yok! Galiba son seçenek beklemek... Oda ne? Fosforludan bi tane var! E diğeri? Aaa yok! Harbi yok... Huuop Dayı, senin eküri nerde yaaa! Tek tek biter mi? Benim ödediğim vergiyle değil mi hizmet? Nerde diğer adam! Allahım çıldırcam, hepside aazına kadar dolu, her dökülenden sonra press makinası mı çalışır?

Amaaan kaç bina kaldı ki ya... 3-4-5-6! Oha ya! Hadin karşıları da var, yuh 12... Yarısında çöp konteynırı olsa, sabah namazına yetişiriz ancak. Tamam vazgeçtim otoparktan, sokağa bırakacağım arabayı ama yok, sokacak delik yok! Yapma yaaa, yapılır mı bu saatte... Walla nefret ediyorum, billa nefret ediyorum! Dayı ben nassı geçicem ya!... Ev az ötede de...

Hiç yorum yok: