27 Nisan 2010 Salı

Zuzaylılar...

Evren... Big Bang ile başlayıp, 14 milyar yıldır süregelen sonsuzluk... Bizde, bu uçsuz bucaksız sonsuzluğun ücra bir kıyı köşesinde yaşayan bir canlı organizma türüyüz... Adımızı da insan olarak koymuşuz... Bu insanlardan bazı salakları, bu sonsuzluk içinde sadece bizim olduğumuzu düşünedursunlar, akıllı olanları ise araştırmaya devam ediyor. Big Bang kuramının yaratıcısı Stephen Hawking, geçen gün uyardı; "Uzaylılarla sakın konuşmayın!"... Uzaylıların gerçekten var olduğunu, ancak onlarla irtibata geçilmesinin insanlık için tehlikeli olabileceğini söyledi.

Stephen Hawking uyardı: Uzaylılarla sakın konuşmayın...

Walla bende bu taraftanım :) Mutlaka birileri var... Bizden çok kötü durumda olanları da vardır da benim korkum bizden hayli hayli ilerde olanlar :) Şimdi bende soruyorum, biz niye diğer gezegenlere gidip duruyoruz? ... ... Virüs gibiyiz, olduğumuz yeri kurutuyoruz ve yayılıyoruz... Az kaldı bu dünyanın da ömrü... Biz işgal etmek isterken, dışardan gelen niye pamuk helva olsun ki! Şimdi bu acıklı tabloya bende bir ekleme yapayım o zaman, boş değiliz... Şu anda adını hatırlamıyorum ama bir iletişim uydusunun, dünya üzerindeki tüm dillerden oluşan bir mesaj demeti ve dünyamızın yerini gösteren bir uzay haritası ile birlikte uzayda dolaştığını biliyor muydunuz? Walla, onu oraya gönderen, gönderirken bana sormadı!!!... Diğer dünya insanlarına da sorulduğunu nedense hatırlamıyorum... Vebali ağır olmaz umarım :)

Hiç yorum yok: