9 Aralık 2008 Salı

Venedik... La Repubblica Serenissima

Burası Venedik... La Repubblica Serenissima, yani "En Huzurlu Cumhuriyet"... Hep merak edilen, dillerden düşmeyen rüya şehir. Görünce inanın daha fazlasıymış diyorsunuz. Başka bir program için Padova'ya gidiyorduk, akşam vakti de olsa da uğradık Venedik'e... Ama yetmedi ki... Başka bir günümü buraya gene ayıracağım, umarım... Ee zaten UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil olmuş bir şehir özel bir ilgiyi hak ediyor diye düşünüyorum.

Yaklaşık 120 adacıktan oluşan Kuzey İtalya 'nın doğusunda, Adriyatik denizi kıyılarında bir şehir burası. 170 kanal ve yaklaşık 400 köprü ile birbirine bağlanıyor. Mimarisi o kadar güzelki hep eski binalar, yapılar... Bazıları bana biraz Osmanli mimarisi gibi geldi, var mıdır bi alaka ama o kadar derin araştıramayacağım :) Yeni bina neredeyse yok gibi... Evlerin kapıları kanallara açılıyor. Ulaşım için sadece gondollar var, araba oda ne ki :) burda geçmiyor. Binlerce turist, daracık sokaklarda sel misali akıyor. Sadece turistler değil, deniz suları da zaman zaman taşarak meydanları işgal ediyor. Sokaklarda orta noktalarda hep platformlar var. Ne zaman sular yükseliyor, sirenler başlıyormuş çalmaya... Sonrası malum, şehir sular altında :)

2 önemli nokta var. Biri Rialto Köprüsü, diğeri ise San Marco meydanı... Rialto Köprüsü yani "Ponte di Rialto", Grand Canal üzerinde 2 önemli meydanı birbirine bağlıyor. Rivayetlere göre bu ihtişamlı yapı Marco Polo tarafından, Uzakdoğu'nun etkisinde kalınarak yapılmış. Hele bir Grand Canal manzarası var ki (aşağıdaki resim :) ) inanılmaz... Bu kanal yüzlerce binanın arasından büyük bir S çiziyor, 37 - 60 m genişliğinde ve yaklaşık 3km. uzunluğunda...

San Marco Meydanı ise gerçekten görülmeye değer... San Marco yani diğer adıyla Aziz (St.) Marcus, incili yazıya alan 4 kişiden biriymiş. Burası şehrin merkezi ve tüm tarifler buraya göreye yapılıyor. St. Markt Bazilikası, Doge (Dükalar) Sarayı, Campanille yani çan kulesi, St. Marcus Aslanı, St. Giorgio Maggiore Kilisesi, St. Theodore Heykeli... O kadar büyük ki, daha bir çok şey, hepsi burada... Meşhur Venedik maskeli festivalide, her sene Ocak sonu ile Şubat başı arası burada yapılıyor. Zaten şehrin her yerinde bu maskelerden satılıyor. Evin duvarına da yakışır bunlardan hani :)

Venedik... Gerçekten bugüne kadar anlatılanlardan daha fazlası... Rüya şehir... Hatta daha ileri giderek aşık olmanız gereken bir şehir... Saatlerce dondurucu havaya rağmen sokaklarında dolaştım, ama tam bitmediğine eminim... San Marco 'da oturup pizza ve şarap yudumlamak, hayat bu olsa gerek...


Hiç yorum yok: