Uzun süren stabil yolculukları seviyorum. Çünkü insan sıkıntıdan kendisiyle kala kalıyor, ruhuyla yüzleşebiliyor. Bu yolculuklar esnasında, tren tren dolaşırken bir şarkı takıldı kafama, heralde yüzlerce kere dinlemişimdir... Takıldıdan ziyade beni yendi ve bana bazı şeyleri kabul ettirdi, ne yazık ki... Hele birde Floransa - Trento arası 3,5 saat olunca... 30 senedir bu dünyadayım. Günahıyla ve sevabıyla yaptığım herşeyin arkasında durdum, savundum, utanmadım. Yanlış olsa bile, bana zarar verse bile... Asla da bu duruşumdan vazgeçmeyeceğimi biliyordum ve inanıyordum. Ama pes ediyorum, evet hatalıydım!!! Yaklaşık son 1 senedir kaçıyorum sanki... Evet ben kaçıyorum, o şey kovalıyor... Kaçamadım, uzaklaşamadım o şeyden, gölgem gibi... Ben nereye, o oraya... Son bir senedir yaptığım, yaşadığım, gördüğüm her şey kaçışımın bir parçası sanki... He kaçmasam farklı mı olurdu, olmazdı aynısı olurdu... Çok mu kötüyüm, hayır mutluyum huzurluyum ama sanki bir şeyler eksik... Ama bu kendimi avutmaya calıştığım gerçeğini değiştirmiyor... Man on the run... Sıçtın ağzıma, yendin beni, kabul ettirdin, tükettin beni... Çok özel bu vokaller benim için, paylaşmak istedim...
Dash Berlin feat. Cerf, Mitiska & Jaren / Man On The Run
Yaklaşık bir haftadır seyahat ediyorum ve binlerce km yol yaptım. Her gün 10 saatten fazla trance dinliyorum, ya benim beynim sulandı bir daha düzelmez ya da akıllandım. Hangisi bakalım zaman gösterecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder