
Güzel bir Cumartesi... Hava güzel, baharın esintileri yüzümüzü okşuyor. Yürüyoruz, dolaşıyoruz, gülüyoruz, eğleniyoruz, yiyoruz, içiyoruz... Bir insan hayatta başka ne ister ki? Gönlümüz elvermedi boş geçmeye, gidelim dedik Fenerbahçemizi desteklemeye... Hep destek, tam destek, biz taraftarız dedik, Fenerbahçe taraftarı... Kalktık, toplandık, apar topar stada gittik... Yollar boş, stat etrafı boş... İçerisininde boş olacağını düşünmüştük ama bu kadar da değil. Bomboş ama bir gariplik vardı kestirilemeyen! Dedik, taraftarın yüreği yanmış, tepki koyuyor... Aldık yerlerimizi saat 1840 gibi... Nazire yaparcasına sahada boş, ısınan yok? Dedik, artık maç gazozuna içerde falan ısınıyorlar. Ama saat 1900 oldu, saha hala boş!!! "Nooluyoo olm!" Artık diyecek bişey, kendimizi avutacak bir cevap kalmamıştı... Birbirimize bön bön bakarken, bi anda Edison'un ampulu yandı zihnimizde... Büyük adammış bu Edison :) Keşfettiğinde neler hissettiğini o an bizde yaşadık :) Ahhhh bee abiii, maç saat 2000 deymiş!!!!!!! Göt :) olduğumuza mı yanayım, aptallığımıza mı şaşırayım artık... İki gol görür, seviniriz gideriz dedik, o da olmadı... Ahh Aragones, Fenerbahçemin tüm senesini çaldığına değil, o statta mal mal oturduğum 1 saate üzülüyorum ben... Acıyorum, kahroluyorum, uçup giden o 1 saati asla unutmayacağım, aslaaaaa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder