30 Temmuz 2008 Çarşamba

4 olmalıydı 4...

Walla 2-0 aldık maçı amma beni kesmedi. Zaten Güiza'da golünü çakmadı. Bi de üstüne üstlük ofisten işler yüzünden çıkamadım, maça 10.dk da geldim. Daha bi en kötüsünün utanç dolu iğrenci maçı eve gidemediğim için kırmızı t-shirtümle seyrettim!!! Hatta bu senenin en büyük transferi tespihim (Fenerim bu, her maçta kanser ettiğinden ya sabır için) yanımda olmadan... Günün tek güzeli, ben hareketimi yaptım :) Onda sorun yok... Ahh Ah, 4 olmalıydı 4... Di mi keMAL?

29 Temmuz 2008 Salı

Gel beri MTK Budapeşte, gel beri...

Yıl 1999, tarih 30 Eylül... Güzel bir sonbahar akşamıydı... 21 yaşındaydım, hiç unutmam o sene ilk kez kombine kart almıştım. Hem de eski statta numaralı tribünden!!! Servetti servet. Varımı yoğumu yatırmıştım... Neyse UEFA kupası maçıydı, rakip Macaristanın MTK Budapeşte takımıydı...

Yer, Şükrü Saracoğlu Stadı... Rüştü Reçber, Mustafa Doğan, Saffet Akbaş, Alpay Özalan, Tayfun Korkut, Moshoeu, Samuel Johnson, Sergen Yalçın, Abdullah Ercan, Elvir Bolic ve Viorel Moldovan’dan oluşan Fenerbahçem büyük bir şok yaşamış, Avrupa Futbolu’nda adı bile anılmayan Macaristan’ın MTK Budapeşte takımına 2-0 yenilerek UEFA Kupası’na henüz ön elemede veda etmişti. Rüştü bir gol yemişti, evlere şenlik düzeyinde... Aziz Başkan’ın 11 yıllık başkanlık serüveninde yaşadığı en büyük dramlardan biri olarak gösterilen bu karşılaşma, 4 Haziran’da işbaşı yapan büyük üstad Rıdvan Dilmen’in de sonu olmuştu. Hüngür hüngür ağlamıştım, unutmam mümkün mü? Amaaaaaaaaaaaaaaaaa...
Yıl 2008, tarih 30 Temmuz... Gene güzel bir yaz akşamı olacak. Yer gene Şükrü Saraçoğlu Stadı... Amaa bu sefer çok fena evire çevire seveceğiz!!! bu takımı... Gençliğimin en unutulmaz acılarından birinin telafisi için gideceğim stada... Sezonun ilk resmi maçı ve MTK! Çok talihsiz oldu, umarım bilincim açık kalır :) Kohta çekil önümdeeeeen! Demedi demee! Okçu Güiza 'm çakar golünü yapar hareketini, bende bu maça özel kendiminkini :)

Yorumsuz

Ankara dönüşü yoldayken radyodan takip etmiştim, milletimizin başı saolsun. Yapanlar hakkında yorum yapmayacaktım ama dokunmadan olmayacak!

O . . . . . . ÇOCUKLARI SİZİ!


27 Temmuz 2008 Pazar

Ankara 'nın bayırları bile bize yeter!

Bu hafta sonu Ankaradayız... İştcell piknikleri de görevimiz :) Hem Cumartesi hemde Pazar... Millet deniz - havuz kenarlarında stres atar, biz Ankara 'nın Ahlatlıbel bayırlarında güneş tepesinde çalışırız. Adaletin bu mu dünya? Ama çakallık değil mi, piknik başlayana kadar serildik güneşin altına, havamız olsun. Sorarlarsa Çeşme Bodrum diye sallarız, di mi kısslar? :) Budur...

26 Temmuz 2008 Cumartesi

Hayatta Unutulmayacak Sözler - 1

Sinemle Ankara 'ya giderken yoldan Tarkan 'ın cd 'sini aldık... "Pare Pare" gerçekten güzel bir şarkı, Sinem 'de saolsun yol boyunca tekrar tekrar çaldı, hatim ettik... Hatta Tiesto İstanbul konserinde remix 'ini bile çaldı. Ama içinde gerçekten çok özel bir dize var, benim unutulmazlarımdan...

Tarkan - Pare Pare:

"... ne zaman ümitle
hayata göz kırpsam, çiçekler açsam,
kapıma dayanır sonbahar..."

24 Temmuz 2008 Perşembe

Hoşgeldin Okçu : Daniel Güiza

Daniel Gonzales Güiza... İspanya 'dan 29,4 milyon Euro 'luk maliyetiyle Fenerbahçemizin yeni transferi... Namı değer OKÇU! İstanbul 'daki daha ilk seyirciyle buluşmasında çaktı golünü, verdi selamını... Bu hareketi onun çocukluğundan beri hayran olduğu efsanevi futbolcu Atletico Madrid 'li Kiko Francisco Narvez 'in anısına yapıyor. Yapsın, bol bol yapsın, çok da güzel oluyor...

Kariyerine Xerez 'de başlayıp, Mallorca, R.Huelva, Barcelona B Takımı, Murcia ve Getafe şeklinde devam etti. En son geçen sene Mallorca 'da penaltısız 27 gol atarak İspanya ligini gol kralı olarak tamamladı. Bu performansla Euro 2008 İspanya kadrosunda da yer buldu. Toplam 8 kez milli olurken toplamda 2 de golü var.

Başlangıca bakıyorum güzeeel... 10. haftada Güiza çakar mı 6assay 'a da :) Çakarsa heralde değil 4 sıra 14 sıra yuvarlanırım, ayıp olur etrafa :) Gel Kasım geeel...

Hasret sonunda bitti, hayata renk geldi...


Ne kadar da özlemişiz? Başka özlediklerimizde var tabii ama Fenerbahçe sevdası ve Şükrü Saraçoğlu 'nun atmosferi bir başka oluyor, özlüyor, arıyor, bekliyor insan... Onsuz herşey eksik sanki... Tuzsuz yemek gibi... Gene bir sezon başı daha, yeni umutlar, yeni beklentiler... Herşeye varsın olsun, açıldı ya Şükrü Saraçoğlu 'nun kapıları, daha ne olsun :) Orası başka bir dünyadır, ne dert vardır, ne tasa, ne üzüntü, ne kaygı... Sorarım, Aşk Hiiiç Biter mi? Hiçbir şey olmamış gibi boşlukta kaybolup gider mi? ...

22 Temmuz 2008 Salı

Yeni single yolda! "For An Angel"...

Yanlış hatırlamıyorsam yıl 2000 di ilk şarkımı yaptığımda ... "Reencarnation (The Beginning)" üzerinde oldukça fazla uğraşmıştım. O zamanki programlar ve benim 22 yaşımda olduğumu düşünürsek oldukça başarılı saydım kendimi :) Halen durur sitede... Sonrasında aynı yıl "Join The Hypertrophy" geldi, 2001 'de de "Explosion" ...

Kaç yıl geçmiş aradan, 7-8... Çok olmuş... Evin şerefine taktım gene kafayı bu işe. Kararlıyım gene patlatacağım bombayı. Ancak ne zaman patlar bilemem, umarım uzun sürmez :) "For An Angel" Siteye atarım taslak bi iki bukle... Yakındaaa...

21 Temmuz 2008 Pazartesi

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 2

Sabahları U YA NA MI YO RUMMMM! Nerde benim penguenlerim???

20 Temmuz 2008 Pazar

04 Temmuz 'dan 20 Temmuz 'a ...

Bugün 20 Temmuz... Bakıyorum bloga, 04 Temmuz 'da ev siftahını yapmışız, gerisi yok... Ev biteli olmuş 16 gün... Neden hiç bir şey yazmamışım diye düşündüm, anlayamadım :) Hiç mi dişe dokunur bi olay yaşanmadı veya ben bişey hissetmedim. Yok o da değil! E be 16 gün insan Trance 'tan çıkmaz mı??? Galiba burda çıkmaz... :)

Neyse bugün attım kendimi ilk kez havuz kenarına... Nereye gittim reklama girer söylemem ama nasıl yattım nasıl yattım, anlatılmaz yaşanır... Istakoz kıvamındayım ama ne farkedeeer, ruhum dinlendi bikere... Değinmeden edemeyeceğim, mekandaki bir afiş sanki benim hayat felsefemi anlatıyordu : "Eat, Drink, Lounge & Party..." Hayat budur yaaa...

5 Temmuz 2008 Cumartesi

For An Angel... "SadenerLand"

SadenerLand, çocukluk hayalimdi... Ömrüm boyunca gezdim, dolaştım, gördüm... Yıllarca hayal kurdum, yüzlerce kez plan yaptım, aradım taradım, bilenlere danıştım. Hep yeni fikirler, düşünceler eklendi zihnime... Toplanıp dağ gibi oldular... Biriktikçe ben sabırsız oldum... Artık zamanı gelmişti uygulamaya geçmenin... Bastıkta düğmeye, 3,5 ay sürdü, hemde bu yoğun iş temposunda. Bitmek bilmiyordu, o kadar çok detay vardı ki zihnimde...

Vee dün gece o zaman geldi... 04 Temmuz! Güzel tarih, Karamürsel 'in de kurtuluşu hatta... Oturdum, sabırsızlıkla havanın kararmasını bekledim. Gündüzde güzeldi ama gece bir başka olacaktı, oldu da...

1 Temmuz 2008 Salı

Aziz Başkan dergimizin Temmuz sayısına konuştu.

Aragones, İspanya 'yı Euro 2008 'de şampiyon yaparak ve tüm İspanya 'nın bizi bırakma nidaları arasında Fenerbahçemize geliyor. Bende çekimser kalıp görelim demiştim. Ama gene bakıyorum basına, ilk dedikodular çıktığında ne işi var bu adamın 70 yaşında dediler. Adam İspanya 'yı şampiyon yaptı, bizim basın yandı döndü :) Manşetlerde büyük hoca, disiplin abidesi, bu adam geçen sene Fener 'de olsaydı Şampiyonlar Ligi 'nde kupayı alırdı dediler. OHA YA! Bu kadar siyah beyaz olur bazı şeyler....

Neyse biz basınımızı bırakalım, Aziz Başkan'a bakalım. Temmuz ayı dergimizdeki yazısını okudum. Bir bölümü çok etkiledi beni:

" Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi`nde gelinen yere, kazanılan başarılara rağmen, yurtiçinde belirlenen hedeflerinin gerisinde kalmamız, çok kolay bir şekilde elde edebileceğimiz şampiyonluğu kaçırmamız ve bu nedenle tüm camiamızda yaşanan burukluğu ortadan kaldırma düşüncemiz yeni teknik direktör arayışımızda etkili olmuştur. Eğer kazanılan bir takım başarılar nedeniyle, bir takım başarısızlıkları göz ardı etmeye, tolere etmeye kalkarsak, bunu Fenerbahçe`de gelenek haline getiririz ki, bu da Fenerbahçe`nin geleceği açısından çok büyük bir tehlike oluşturur. Fenerbahçe yarıştığı her kulvarda, gelinebilecek en üst seviyeyi kendisine amaç edinmiş bir kulüp ve camianın adıdır. "

Bu vizyon sahibi bir kişinin düşüncesidir, bu bir liderin gelecek görüşü ve hedefidir. Az kaldı sezona, özledim tribünleri, tezahüratları, sevinmeyi :) Azzz kaldı ...