31 Mayıs 2009 Pazar

Tunes of The Week - 29

Pazar oldu gene... Her şey aynı, heer şey... Bari burda değişiklik olsun... Bu sıkkınlığı atacak türden etkili olmalı. Zihnimdeki hayali gerçekleştirecek tarzda derin olmalı... Uyardım... Paul'ün Istanbul'u ancak bu kadar hissettiklerimi anlatabilir, Belçikalı Türk Ummet'ten hayallerin sıfır noktası ve son olarak ta güneşin sıcaklığı... Zaman, sadece birazcık zaman...

- Paul Webster / Istanbul (Original Mix)








- Ummet Ozcan / Timewave Zero (Original Mix)








- Existone / Sunshower (Original Mix)






Yorumsuz...

Hayat hep Perşembe olsa...

28 Mayıs 2009 Perşembe

One Step Beyond...

45th pass : Schildkröte / SadenerLand Research Lab. activated...

History : Aleera, Dragulia, Leon, Epinephrine, Bundy, Orion, Haz, Messi, Horizon, Mandela, Mutant, vanDoorn, 11.03, Paradigma, Flashback, Insomnia, Broadcast, TheEND, Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 27.05.2009

unhappiness, despondency, regretfulness

"Esaretin Bedeli"... Var ya öyle bir meşhur roman (olmayabilir de :), tabii ki okumadım, hatta konusunun bile ne olduğundan haberim yok... Ama o adı yok mu? "Esaretin Bedeli"... Esaret... Beni hep çok etkiledi... Ne kadar da ağır bir kelime... Hem okunuşuyla, hem de anlamıyla... Özgürlük ışığını görmenin hemen hemen imkansız olduğu... Rüzgarı bile arkana almışsın, nafile... O sınırlar, o engeller... Zihnini uyuşturan o manasızlık... Seni içinde tutmaya çalışan... Paylaşacak birşeylerin kalmamış olması... Güzel anların seni çoktaaaan bırakmışlığı... Günlerin uzunluğu, gecelerin soğukluğu... Güneşi elinde tutamamışlığın... Bir taş misali, kaderindeki sürekli etkisinde kalacağı sıcaklığı gibi... Küllerine düşerken hissedeceksin ateşi... Sıra sana gelmeden rest mi çekebilirsin? Geçmişe karşı mı? Gözlerini kapadığında hep aynı şeyleri hissetmek...

Esaret... Ya inanmaya ihtiyaç olursa... Bilinmeli ki o şey hep içtedir, zihindedir...


Ama AliSami oldu Messi

Tanrılar çıldırmış olmalı! Messi... Messi... Messi... Uzun uzun sonra yazacağım ama taze taze size bir muhteşem golün anatomisi ve yarattığı şoklar :) Messi'nin hazzı, Van Der Saar 'ın korkusu, Ferdinand'ın sonsuzluğu, O'Shea'nin fuck'ı... Lütfen tüm resimlere tıklayın ve büyük hallerini görün. İnanılmazzzzz!



Yorumsuz...

Muhteşem...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

This is the road to HELL!

2009 'un en müthiş finaline sadece saatler kaldı... Sahnede Barcelona ve Manchester United olacak... Avrupa futboluna bakıyorum da, bu finali hak edecek başka takım göremiyorum. Her ikiside kendi ülkelerinde ligler bitmeden şampiyonluğunu ilan etmiş, kadrolarında bizlerin rüyalarında bile göremeyeceği birçok futbolcuyu barındıran iki kulüp. Kırmızı şeytanlar Euro 405 milyon değerinde, Barça ise Euro 425 milyon... Eminim ki inanılmaz bir maç olacak. Eminim ki inanılmaz bir mücadele olacak, hani o bizim liglerimizde hiç bir zaman göremeyeceğimizden :)

Tabii ki gönlüm Barça 'dan yana... Seviyorum... Ne yapayım? Ama öyle iddialı laflar etmeyeceğim parçalar, dağıtır, ezer diye... Hak eden kazansın, bu öyle bir maç olmalı çünkü... Barça 'da 2 bek ne yazık ki cezalı. Alves ve Abidal 'in yokluğu, Man.Utd. gibi kanatlarında Rooney ve C.Ronaldo gibi 2 fırtına adam varken pek hayırlı durmuyor. Ayrıca Barça 'nın o sürekli pasa dayalı futbolu, dirençli ve hızlı kırmızı şeytanlara sökmeyebilir. Ossun forza Barça diyerek bitirelim. Hadi başlasın artık ama hiç bitmesin :)

24 Mayıs 2009 Pazar

SadenerLand Research Lab. reports...

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete...

Dark Side of my life...

Darth Vader'ım ve çok sinirlendiğimde tehlikeli olabiliyorum.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Sokaklardan...

Artik kendimi ifade etmek icin bilgisayar basinda olmak zorunda degilim... Teknoloji saolsun :) cepten sitemi guncelleyebilecegim. Zaman zaman gelirdi yazasim sokaklarda ama olmazdi imkan :) Yok artik boole bisey!Hadi bu da ilk olsun, ayi uyandi, acikti hesabi, cek Sutte'de bi sandvic... Insan gibi yesek bari...

42 saniye

Dün gene K1 akşamıydı Fox'ta. 16 Mayıs 'ta Amsterdam Arena stadında gerçekleştirilen "It's Showtime" 'da gecenin maçı Badri Hari ile Semy Schilt arasındaydı. Merakla bekledim çünkü Badr Hari geçen ay tam Türkiye'ye maç yapmak için gelmeden önce fena yakalanmıştı. Bilmeyenlere anlatalım, Real Madrid'te oynayan dünyaca ünlü futbolcu Arjen Robben'in eşiyle yakalanmıştı :) Robben'in yerinde olmaz istemezdim, düşünsene hani oldu böyle bir olay hırs yapar dövmek falan istersin ya :) karşındaki dünyanın en büyük dövüşçüsü! geçmiş olsun...

Tribünlerde 16.500 seyircinin takip ettiği toplam 17 maç yapıldı gecede... Biz dün gece yarısı 10'a yakın seyretmişizdir. Büyük maçı yaklaşık 3 saat bekledik. İnanılmaz olacaktı, kesindi... Öylede oldu ama biraz uzun sürseydi be abiii :) Badr Hari, 2.12 boyunda, 133 kg'luk kariyerinde galiba 4 dünya şampiyonlupu bulunan Semy Shilt'i daha 42. saniyede nakavt etti. Sadece 42... Gerçekten inanılmazdı. Badr Hari... Badr Hari... Badr Hari... Galiba dünya bu Fas'lının ellerinde... 15 Ağustos'ta başkasına sarkmazsa :) Türkiye'de ve Erhan Deniz ile dövüşecek. Dün maç sonrası Bilgehan'ın sorularını yanıtlarken bu maç için 30 sn. sürer dedi ??!!!!!!!! Gerçekten orda olacağım galiba :)

Aziz Başkan

Fenerbahçemizde bu hafta kongre zamanı... Uzun zaman sonra Aziz Başkanın karşısında bir aday var. Zannetmiyorum ki Aziz Başkan aday olsun ve seçilmesin. Her ne kadar son 2 senedir şampiyon olamasakta, 11 senelik görev süresince yapmış olduklarını inkar etmek aptallık olur. Dün %100 Futbol'da Rıdvan ile Gültekin'i sorularını yanıtladı ve gelecekle ilgili planlarını anlattı. Ben gerçekten çok hırslı gördüm :) Son 2 sene ondan almış götürmüş. Hatta kendisi bile itiraf etti ve dedi ki son 1,5 senedir futbola karışmıyorum! Büyük başkan kararlı ve savaşan mücadele eden bir takım yaratacak, o kesin :) 10 + 3 diyor ve bu 3 senede şampiyonluk sözü veriyor. Bekliyoruz Büyük Başkanım! Başarılar sana...

İdealler

- Your wife...

- Your wife, in your dreams :)

22 Mayıs 2009 Cuma

Begüm Begümmm Huuuu

Evet, bu şarkıda hayatımıza hoş geldi. Ben beğendim. Gerçekten beğendim. Amaç, orjinale benzetmek değil mi? Oldukça başarılı hatta... Tebrik ediyorum. Amaaaa konuyu büyük resimden ele alırsak, genel olarak bu olayı yorumlarsak, nerden bakarsan bak, çok yazık ya!

Yorumsuz...

"Köpekler istedi diye atlar ölmez..." - Mircea Lucescu

21 Mayıs 2009 Perşembe

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Favorim Werder Bremen

Ve beklenen an geldi. Fenerbahçemizin büyülü stadında gerçekleştirilecek olan UEFA Kupası Final Maçı saatler sonra oynanacak. Kısa bir not eklemek istiyorum, bu stada gecekondu diyenler vardı ya, ağır konuşasım var ama RTÜK kapamasın şimdi, sevsinler hepsini...

Neyse, aslında gönül isterdi daha baba takımlar olsun, gidip seyredelim, coşalım, tarihe tanıklık edelim. Ama gitti bu 2 takım düştü geldi :) Yanlış anlaşılmasın, helal olsun hepsine... Uzun lafı kısası benim gönlümde Werder var, bahiste bastık :) Bir tutmadı kaçar walla, yazık da olur, ayıp ta! Son yıllarda inanılmaz beğendiğim ve sezon sonunda Euro 25 milyona Juventus'a transfer olacak olan Werder'in Brezilyalı oyuncusu Diego Ribas, ne yazık ki bu maçta cezalı, o olsa gidecektim walla... Onun yerine Werder'in Türk oyuncusu Mesut Özil sahada olacak. Mesut'ta bu hafta içinde basına çocukluğundan beri Fenerbahçeli olduğunu ve bu gecekondu!!! stadında final maçını oynayacağı için gurur duyduğunu da açıkladı. Hal böyle olunca gönlüm tabii ki Werder'den yana... Umarım güzel maç olur, bizde ekran başında çocuklarla iyi zaman geçiririz. Forza Werder...

Dark Side of my life...

Darth Vader'ım ama benimde dürtülerim var...

Şu ana dair...

Bu ara gerçekten zihnim çok karışık... Bazı değerlerime karşı, doğru bildiklerimi kaybediyorum sanki... Ben hiç böyle değildim. Zaman değiştirirde adamı, bu kadar mı? Nerdeydim? Neredeyim? Nereye gidiyorum?

Zihnim bayağıdır düşünüyor... Uzun zamandır, hem de uzuuuun uzun... Son yıllarda hiç düşünmediği kadar... Düşünmek beni kararsız kılıyor... Bu kararsızlık tüm bedenimi harmanlıyor sanki... Bir çıkış yolu arıyorum aslında, ya da bir mucizeye ihtiyacım var belkide... Hayata başımı eğiyorum görmezden geliyorum, gün ışığına kör numarası yapıyorum... Farklı bir ses ararken, bulabildiğim sadece bir tane var içimde... O da unutmaya çalıştığım herşeyi bana tekrar tekrar hatırlatıyor, tekrar tekrar yaşatıyor, zihnimdeki o boş odalarda. Kurtulamıyorum... Soğuk rüzgarlar esiyor, kemiklerime kadar hissediyorum. Sanki bir kaya gibi düşerken, paraşüt bulmaya çalışmak gibi... Her hatırladığımda biliyorum ki, bir hayat var benim bugüne kadar yaşamadığım... Yoksa aslında hatırlamayı ben mi istiyorum acaba, ben mi tercih ediyorum unutmamayı...

Sabahlar olmasın... Olursa bana gene ışığa kör taklidi yapmak kalacak, nasılsa sonuna kadar savaşacağım zihnimde, biliyorum... Ama asıl önemlisi acaba gözleri açmak mı lazım, doğrusu işte bunu hiç bilmiyorum. Yürüyesim de var yağmur altında saatlerce müziğimle, yağsada arınsam, tenimi ıslatsam...

19 Mayıs 2009 Salı

Paul Webster ve İstanbul / TE2009 part5

Güzel İstanbul'um. Ne senle ne de sensiz yaşanmıyor. Her doğan güneş, ayrı bir hayatı, yeni bir başlangıcı temsil ediyor. Geçmişte ne yaşanmış olursa olsun...

Sonradan farkettiğimde (ki bu dün oldu) beni oldukça şaşırtan ve aslında mutlu eden bu ilginç hikayeyi yazmazsam olmazdı... Sensation White 'a 44 gün kalmışken, Mart ayındaki unutulmaz Trance Energy 2009 hala gündemimdeki yerini koruyor :) Mainstage 'de John O'Callaghan performansı sırasında bir parça beni oldukça etkilemişti. Uzun zaman aramıştım, taaki dün bir anda karşıma çıkıncaya kadar. Armin van Buuren A.S.O.T. 400 Day3 'de duyunca hemen tanıdım, araştırdım ve sonunda buldum. Bulunca hem çok şaşırdım, hem de çok mutlu oldum.

- Paul Webster / İstanbul (Original Mix)








O gün, İstanbul'dan tek başına partiye katılan ben zatı muhteremin, unutamadığı parçanında ismi İstanbul'muş. :) Evet, Paul Webster ve İstanbul... O inanılmaz müzik, o dinlediğimde beni coşturan ve asla unutamadığım, kendimi benden alan, daha da geri vermeyen... İstanbul... Hala o anı yaşayabiliyorum ve unutamıyorum, aklımdan çıkmıyor... Hangi an mı? Bakalım TE2009'da bu parçada yaşananlara, kamerama yansıyanlara...

Ps. Evet, ekranda bi ara oldukça yakında gözüken el tabii ki benimki :) O an ben, ben değilim ki...

Hayatta Unutulmayacak Sözler - 11

"Geldikleri gibi giderler..."

13 Ekim 1918 günü 55 düşman gemisi, zafer bayraklarını açarak İstanbul Limanı'na girerken, Haydarpaşa Rıhtımı'ndan ulu önder Atatürk'ün yorumu...

Yaşasın 19 Mayıs!


4 yıl süren Birinci Dünya Savaşı bitmiş, yenik düşen Osmanlı İmparatorluğu işgal devletlerinin istilası altında girmiş. Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar, Yunanlılar... Yok yok, ülke kapanın elinde kalıyor o zamanlar. Ne irade kalmış, ne direnç... Bu aciz durumda ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a ayak basar ve ulusal direniş bu tarih itibariyle başlar.

Bu nedenle 19 Mayıs, Kurtuluş Savaşı'mızın başladığı gündür. Ayrıca Atatürk, zamanında bir söyleşisi sırasında "ben 19 Mayıs'ta doğdum" demiştir. Böylece bizler bugünü Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutluyoruz. Umarım coşkuyla, sevgiyle geçen bir gün olur. Tüm Türk milletinin bayramı kutlu olsun. Yaşasın tatil!?? yani 19 Mayıs :)

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Tunes of The Week - 28

Selamlar... Bu ara nedense hiç yazasım yok... Heralde biraz zihnim karışık, ona yoruyorum. Geciktik gene ama olmamasından iyidir :) Bu hafta da vokallere ağırlık veriyoruz. Nedense bu eşsiz vokaller, rahatlatıyor zihnimi, daha iyi hissediyorum kendimi. Bu hafta OceanLab 'ın yeni parçasını dinleyeceğiz, diğerleri gibi o da muhteşem. Ancak açılış parçamız için bir tırnak açmak istiyorum. Mike Mikhjian 'ın soundu ve Anna 'nın sesi, beni alıp götürdü, dönerim diye umut ediyorum :) Ben fena taktım, siz kendinize dikkat edin. Son olarakda Killer Spaceman ile bu haftaya veda ediyoruz. Geç kaldık ama fena mı, bir sonraki için fazla beklemeyeceksiniz. Perşembe görüşmek üzere...

- Mike Mikhjian feat. Anna Basel / Another Day (Kimito Lopez Remix)








- Above & Beyond pres. OceanLab / Lonely Girl (Gareth Emery Remix)







- The Killers / Spaceman (Sander van Doorn Mix)






17 Mayıs 2009 Pazar

in loving memory berkOWIC

oha pez....k lan bu! daha bi dakka dolmadı...

yuhh be! kamyon gibi herif! bin sırtına taşısın...

oha! şov yaptı a.q. kaç oldu 6 mı?...

One Step Beyond...

44th pass : Aleera / SadenerLand Research Lab. activated...

History : Dragulia, Leon, Epinephrine, Bundy, Orion, Haz, Messi, Horizon, Mandela, Mutant, vanDoorn, 11.03, Paradigma, Flashback, Insomnia, Broadcast, TheEND, Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 17.05.2009

15 Mayıs 2009 Cuma

Barça siftahı yaptı.

Barça siftahı İspanya Kral Kupası ile yaptı. Çarşamba günü A.Bilbao ile oynadıkları finali 4-1 aldı ve bu sezonun ilk kupasını kaldırdı. Ligi de bu hafta sonu garantilerler, eder 2. 27 Mayıs'ta da Şampiyonlar Ligi finali var, devirirlerse etti 3. Bazıları diyecek ki inanılmaz olur tüm kupaları aldılar ki değil, yanlış olur :) Championship Manager 'dan kalma bir alışkanlık işte :) Nassı yani mi? Önümüzdeki sezona yansıyan bir Süper Kupa finalleri ve FIFA Dünya Kulüpler Kupası var. Bunları da alırlarsa efsane bir şey olur ki bunu daha dünya futbol tarihi yazmaz! Ben bu oyunu 1992'den beri oynuyorum, evet 1992... 17 sene olmuş, 1.000'den fazla sezon oynamışımdır kesin. Oyunda bile dahi böyle bir başarım yok, varsa olan koment yazsın :)

Umutla 5'te 5 yapmalarını bekleyelim ve Kral Kupası maçına dönelim. Hoş bir anektot var maçtan, AcetoBalsamico yakalamış :) Maçta A.Bilbao öne geçiyor 1-0. İlerleyen dakikalarda Yaya Toure kendi sahasından aldığı topu çalımlarla sürüp A.Bilbao kalesine bırakınca, olan oluyor :) O gün doğum günü olan Toure'nin kolu ağrıyor olmalı ki, gol sevinci sırasında rakip tribünler önünde yukardaki gibi yakalanıyor. Deliye dönen taraftarlara özür dilemekse aşağıdaki gibi Eto'o ya düşüyor :) Dağ başını duman almış, olur o kaddar!

One Step Beyond...

43th pass : Dragulia / SadenerLand Research Lab. activated...

History : Leon, Epinephrine, Bundy, Orion, Haz, Messi, Horizon, Mandela, Mutant, vanDoorn, 11.03, Paradigma, Flashback, Insomnia, Broadcast, TheEND, Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 14.05.2009

14 Mayıs 2009 Perşembe

And it feels like me...

Nelerrr oluyorrrr??? İnsan, insana yapmazzz bölee... ASOT rolls on SadenerLand forever... This is "A State Of Trance" 401... Ronski Speed and Armin van Buuren live from Rotherdam...

Bugün anca bu kadar mükkemmel sona erebilirdi... Bugün mü? :) Yorucu ve zor geçen gün, iyi haberle biter ya... Her zaman olamayacağı tarzda... Bu da öyle bir gündü işte... And it feels like me, on a good day! :)))

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 18

Başka yolun yoktur hemen hemen... Bilirsin tüm arayolları, kestirmeleri... Ama fayda etmeeeeez, kalmışsındır buraya mecbur... Caddebostan ışıklar... Hayatımı çürüttün! Yaşama küstürdün... 90 saniye de kırmızı yanar mı! Hadi bunu sineye çekersin de, arkasından 15 saniye yeşil yanar mı? O trafikte daha araba geçmeden kırmızı olmaz mııı? AliSami derler ama... Bu yeşil rengi takık zaten bana... Nefret ediyorum ama artık! Trafikten bi allahın kulu duysun sesimi, bi el atsın buraya, acısın ben kuluna... Walla çekicem bi gün el frenini bıracağım bokböceğini orada... Yürüsem 2dk, arabayla oradan 15dk... Zamanımını çaldın, gençliğimi harcadın, olmaz bu yaa... Gerçekten nefret ediyorum, ultra çok fazla ileri uç nefret ediyorum...

SadenerLand Research Lab. reports...

Çalışmak güzel bir şey olsaydı, üstüne para vermezlerdi...

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Bizimkisi bir tavla hikayesi...

part 1 / Bizimkisi bir tavla hikayesi... Siyah-beyaz film gibi biraz... Gözyaşı, umut ve ihtiras... Bizimkisi alev gibi biraz... :) 5-0

part 2 / Bizimkisi bir tavla hikayesi... Uçsuz- bucaksız çöl gibi biraz... Sıcak, bahtsız bedevi ve kör kutup ayısı... Bizimkisi fenaa gibi biraz... :) 5-2
THE END

11 Mayıs 2009 Pazartesi

One Step Beyond...

42th pass : Leon / SadenerLand Research Lab. activated...

History : Epinephrine, Bundy, Orion, Haz, Messi, Horizon, Mandela, Mutant, vanDoorn, 11.03, Paradigma, Flashback, Insomnia, Broadcast, TheEND, Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 10.05.2009

10 Mayıs 2009 Pazar

Benimde annem doktor!

Onu seviyorum demek basit kalır. Bu yüzden ben Anneler Gününü seviyorum diyeceğim. Malum toplaşılıyor :) Kendi günü ya, sabah o masanın içeriğinin tarifi çok manasız. Kaçar mı :) O kadar yedim ki hala bir şey yemedim demeyi çok isterdim, ama tabii ki yedim. Hayvanız da, o ayrı... Neyse...

Bende bu özel günde bir şeyler yazmak istedim. Cennet, annelerin ayakları altındadır derler. Hatta anneler melektir de... Anneler... Dünyadaki karşılıksız sevgiye sahip olan tek canlı türü... İnanılmaz! Karşılıksız sevmek, şartlar ne olursa olsun. Yani gerçek sevgiden bahsediyorum... Erkek olarak dünyaya geldiğim için şükrediyorum :) şüphe olmasın ama bir şeyi de kıskanmıyor değilim. Hiç bir zaman hissedemeyeceğim belki de o derin hissi... Ama anne olabilseydim, garantiydi. Her güzel şeyin bir kusuru vardır değil mi? Napalm...

Hürriyet'te Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında bu özel güne yer vermiş. Vermişte, o kadar güzel yazmış ki... Gözlerim dolmadı değil... Hatta bu yazıyı o sofrada okuyordum. Ama belli etmemeliydim. Çünkü oynamam gereken önemli bir hayırsız evlat rolüm vardı... :)

Benim Annem Doktor / Yılmaz ÖZDİL

"- Başım ağrıyor...
- Saçını ıslak ıslak kurutmadan çıktın, ondan.

- Başım dönüyor...
- E bi şey yemiyorsun, açlıktan.

Benim annem doktordur. Kıçıma fitil sokan tek kadın. Ne gülüyorsunuz...Siz çok mu masumsunuz? Eczacıdır aynı zamanda...

- Gözüm morardı.
- Gel, patates basayım.

- Kepeklerim azdı yaaa...
- Zeytinyağı süreyim.

- Arpacık çıktı.
- Sarmısak değdireyim.

Hemşiredir...
- Öf, terledim be.
- Gel, sırtına havlu koyayım.

Röntgen mütehassısıdır...
- Öhhöeöö!
- İçme şu zıkkımı, ciğerlerin doldu.

Ben henüz bebeyken, anestezi uzmanıydı...
- Dandini dandini dastaaana.

Bi ara sünnetçiydi...
- Çıkar, pansuman yapıcam.

Ürologdu...
- Senin çişin niye sarı bakiim?

Fizyoterapisttir...
- Dizim ağrıyor.
- Benim de belim ağrıyor, geçer.

Diyetisyendir...
- Mis gibi türlü yaptım, sakın sokakta hamburger filan yiyip gelme.
- Ama anne...
- Aması maması yok, cola da içme!

Cildiyecidir...
- Sırtımda sivilce çıktı.
- Çikolata yeme.

Laboranttır...
- Burnum akıyor.
- Üşütmüşsün sen... Şimdi ben sana bi ada çayı kaynatayım, rezene, bal, limon, tarçınla zencefili de ılık ılık iç, sırtına da rakıyla aspirini karıştırıp sürelim, sabaha bi şeyin kalmaz.

Psikiyatrdır...
- Nen var oğlum?
- Bi şeyim yok.
- Var var... Canın sıkkın senin.
- Ya bırak, iyiyim ben.
- Yok yok, bilirim ben... Bi şeyin var.
- Anne delirtme beni!
- Bak, gördün mü...
- Neyi gördüm mü
- Bi şey var sende.
- Kendimi jiletliycem şimdi...
- Sinirlerin bozuk senin.

Genetikçidir...
- Abinle sen babanıza çekmişiniz zaten, o da sinirli... Bütün kötü huylarınızı ondan almışınız.

Veterinerdir...
- Anne bu sene, Babalar Günü'nde babama Nataşa hediye edebilir miyim?
- Defol! Hayvan!

Hastayım ona... Hastasıyım."

Bu yazıdan sonra haykırmak isterim ki, her şey için teşekkür ederim annecim... Bana bu hissi yaşattığın için... Hemde çok teşekkürler... Sen her zaman haklısın, ben hiç büyümedim...

8 Mayıs 2009 Cuma

Bir maçın fotoromanı...

O Çarşamba oynanan Chelsea - Barcelona maçı unutulur mu? Kendi ligimizde futbol açısından kısırlığın babasını yaşarken, son zamanlarda Avrupa 'da inanılmaz maçlar oynandı. 4-4 'lük, Chelsea - Liverpool maçıyla başladı seri... Sonrasında gene 4-4 'lük Liverpool - Arsenal maçı... Real Madrid - Barcelona El Classico'da 6-2'lik sürklase sonuç ve son olarak 1-1 'lik Chelsea - Barcelona maçı... Bu seri, bu muhteşem futbol, umarım ki Manchester United- Barcelona maçıyla bu sezon sona erer.

Geçen Çarşamba oynanan maç, o kadar güzeldi ki, hafızamda sonsuza kadar kalsın diye bir fotoromanını hazırladım. Bütün maç, aşağıdaki karelerden ibaretti. Aslında bu kadar resim, sitemin formatına aykırı ama bu maç için değer be yaw! Varın keyfine...