28 Şubat 2009 Cumartesi

Yorumsuz...

Allah akıl fikir versin...

Aradan geçen 8 ay???

Lig başladı Ağustos 2008 'de... Bugün Şubat'ın son günü, Mart sayılır... Bırak 2 hafta önceki Hacettepe halısaha maçını... Olm siz nerdeydiniz ya? Geçmiş 8 ay nerdeyse!!! Hatta daha iddialı konuşuyorum, 1 yıl oldu beah! Chelsea maçı Mart 2008'deydi. O maçtan sonra ilk kez bu takımı seyretmekten zevk aldım. 2 kere yenik duruma düşmemize rağmen Sivas'ı 4-2 yendik. Ama gerçekten hiç önemli değil. Yenilseydik bile benim ruhum okşanmış olacaktı mücadeleden... Siz yeterki mücadele edin, bu büyük taraftar inanın sizden başka bir şey istemiyor. Hele Aragones 'i hiiiiiiiç istemiyor.

Bir paragrafta Alex ve Lugano'ya... Alex, sen insan değilsin, gerçekten değilsin ama, hikaye değil... Lugano... Sendeki bu hırs bende olsa %100 CEO olurum. Eğer sen, sene sonunda bu takımdan gidersen, Pierre van Hooijdonk 'un gittiği kadar üzüleceğim. Aziz Başkan 'a sesleniyorum, yemin ediyorum maaşımın bir bölümünü Lugano için seve seve bağışlarım. (Sanki hiç para harcamıyorus gibi :-O ) Bu taraftar seninle gurur duyuyor...

27 Şubat 2009 Cuma

Tunes of The Week - 18

Hmmm... Herkese merhaba... Partiye 1 hafta kalmışken, sabırsızlık tabii ki had safhada. Son bir kaç haftadır süregelen yoğunluk sonrasında kendimi artık nadasa bıraktım, kampa soktum... Vee dün akşam itibariyle trance tınılarıyla kendime kürler hazırladım, sanki hiç dinlemem ya :)... Bu haftaki seçimlerimde bu pek verimli kürden :) Behr - Bolier 'den oldukça gizemli 2009 single'ı... Sonrasında Cat Martin ve Love Always Fades, o nasıl bir ses kine??? Belfast Kuzey İrlanda 'dan... Kapanış ise üstad Sied van Riel 'dan, hüzün hakimiyetinde, gücü etkisinde... Hadi ben uçar Antalya 'ya...

- Galen Behr and Leon Bolier / Acapulco (Original Mix)








- Dave Graham feat. Cat Martin / Love Always Fades (Michael de Kooker Remix)







- Sied van Riel / M.M.E. (Original Mix)






Adriana Lima

Yok canım evlenmiş olamassın, olmamalısın!!! Yapmassın ööle şey...

26 Şubat 2009 Perşembe

Man on the Run!

Man on the Run! Gerçekten son 10 yıldır bu kadar güzel bir vakka ile karşılaşmamıştım... Eee tabii en dramatiği bir de İtalya 'da bununla karşılaşmaktı... Azap olmuştu... Hatta kabul de ettim kaçtığımı... Sonuna kadar... Varlığıma kadar... Toprağa kadar... Daha ne olsun... Gene farklı bir remixle bi sette bu ama ... Yeter çıkma karşıma artık... This is a State of Trance... With Armin van Buuren... 385...

- Dash Berlin feat. Cerf, Mitiska & Jaren / Man On The Run






Hayatta nefret ettiğim şeyler - 13

Kaç zamandır eşşşşşşşşşşek gibi çalışmışsın... Ne kendine zaman ayırmışsın, ne de sosyal hayata... Ot gibi iş - ev - iş - ev - iş - ev yapmışsın... Yetmemiş yılsonu açıklamasında uydudan tüm kanallara canlı yayını basmışsın, hatta İstanbul - Bursa 'yı da birbirine bağlamışsın... Stresten ömründen gitmiş gene günler, haftalar, aylar, yıllar... Saçlarda çoğalmış beyaz saçlar... Alnının akıyla kendini eve atmışsın... Yolda eve saparken bi de dumur olmuşsun, ama yuhhhh ki, ne yuhhhhhh, çüşşş! Huzur, müzik, Armin, kanatlar... 1-2-3-4-5... Derken... O da ne? Aaaaa dolapta kalmamış... Oha yok artık... Arkadaki dolaba koşarsın... Hayııııııııııııııır! Orda da yoooooooooook! Hıaaaaaaaaaaaaaa... Hıaaaaaaaaaaaaaaaaa... Burda devreye format giriyor :) Nefret ediyorum, gerçekten nefret ediyorum... Nasıl biter yaaa? Olmaz, olamaz... Çok ayıp ama... Almak lazım ama nasıl gidilir yaa? Yapma yaaa, inanamıyorum... Redbull yolları taştan, sen çıkardın beni baştan... Umarım yolu bulurum... Nefffffret ediyorum, nasıl biter ya, nasıl???

25 Şubat 2009 Çarşamba

Yorumsuz...

Efsane olmuş bu başlık... Bizde farklı değiliz hani...

22 Şubat 2009 Pazar

Tunes of The Week - 17

What's up everbody and wellcome to TOTW 17... Çarşambayı geçeli oldu, zaten ne zamandır aksatıyoruz, malum yoğunluk başladı bu ara... Neyse biz bu haftaki şarkılara bakalım. İlk parça Armin 'den gene sıkı bir düet, What İf... İkincisi Above & Beyond - Ocenlab 'den alışılmış tathribatı yükseklerden... Son 0larak da Andy 'nin karamsar gelgitlerine kapılalım... Herkese iyi haftalar...

- Armin Van Buuren feat. Vera Ostrava / What If (Ohmna Dub)








- Above Beyond pres. Oceanlab / On A Good Day (Daniel Kandi Remix)








- Andy Blueman - Sea Tides (Original Mix)






Arkası gelmez dertlerimin...

Bu yaşananlar çok trajikomik bir hal almaya başladı :) Artık elden totomuzla gülmekten başka bir şey gelmiyor. Gençlerde Ankara'da taktı 0-1... Böyle yazılmış, alınyazımız... Bizim sevdamız renklere, Fenerbahçemizin büyüklüğüne... Gönül ister ki her zaman şampiyon olalım, yakalım yıkalım, parçalayalım... Ama bazen olmuyor işte, her ne kadar çabalasanda... Azaba çevirdiniz ya şu Çeşme günlerimi... Şaşırtıcı derecede bu kadar olgun duruşumu korumayı çok istesemde diyorum ki: "A.q. Aragones senin, sekerek git!" demeden bu yazımı bitirmeyeceğim. Hadi kal sağlıcakla...

21 Şubat 2009 Cumartesi

Yorumsuz...

Coming soon... 2010 May...

19 Şubat 2009 Perşembe

We were soldiers!!!

Ne biliim! Biraz önce resmi koyunca bir de ben askerlik videosu koyayım dedim. Ne güzel günlerdi onlar. Yıl 2004... "Tanrımıza hamdolsun, Milletimiz varolsun"... Ye, iç, yat, 12 saat görev, 12 saat alayda, bir hafta gececi, bir hafta gündüzcü, bol mıntıka temizliği, bol spor, bol eğitim, ekmek elden, su gölden, 2 haftada bir banyo :) TV 'nizin ayarlarıyla oynamayın, video sessiz... E burası asker ocağı, burdaki teknoloji bu kadar... Yeeeyt be ne nostalji oldu ama :) Edirne otobüs terminalinde bir gece...

Edirne 'de üjjj - bejjjj nöbeti :)

Radara nasıl yakalanılır?

Yukarıdaki fotoğraf, bizim karakolun aracından, e bizde bir zamanlar askerdik... Malum bi de jandarma idik :) Birazdan bir video seyredeceksiniz, buldum, şakka gibbi :) Paylaşılmasa aslaaa olmazdı. Radar! Her sürücünün korkusu, kabusu... Radara nasıl yakalanılır? Belli ki şehirlerarası yol, çünkü galiba bu radar Jandarma Trafik! Eski bizden yani :) Buyrun seyredin :)

Herif nassı uyumuş yaaa :)

300

Yohannes! Blog 300 olmuş :) Es ist dreihundert!!!

18 Şubat 2009 Çarşamba

Uykuluk from Sütlüce

Hayatı çok seviyorum... Çünkü, o kadar ufak şeyler insanı mutlu edebiliyor ki, şaşırıyorsun... Çokomel 'le işimiz düştü Sütlüce taraflarına desek anlaşılır herhal. E tabii o işi öğle yemeği saatine denk getirmekte bir maharet :) Eğer bir gün bu dünyadan gidersem (demir attım ya), en çok özleyeceğim şeylerden biri de Sütlüce 'de uykuluk olur. Çeşitli tartışmalar faal şekilde devam ediyor, bu et hayvanın yok orası yok burası die :) Her neresi olursa olsun ben gerçekten çok seviyorum ne yapayım. Hele bunu yerken bir resmim var ki çok tahrik edici, akıl sağlığınız için koymadım... Leydiiiiz end centılmııın, disss izzz uykuluk from Sütlüce...

Yorumsuz...

Oha!

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 12

Bu sefer konu gerçekten beni çileden çıkarıyor, ama çok gerçekten. Bir işim yüzünden arabayla geçtim işe, ee dönüş eziyet tabii... Köprü yolunda binlerce araba, mal mal birbirimizin ardısıra dizilmiş, tespih misali gıdım gıdım yolculuk ediyoruz. Buraya kadar her şey normal, klasik bir İstanbul akşamı... Ama işte o bu kadar değil. Her nedense karşılaştığımda tüylerimi diken diken eden bu olay, o kadar çok tekrarlanıyor ki!!!

Emniyet şeridinde giden resmi veya resmi kılıklı arabalardan gerçekten nefret ediyorum. Lan sen kimsin! Kimsin! Ne işin var orda??? Benden ne farkın var senin? Kimsin olm! Ben santim santim ilerlerken, sen neden gidersin orda? Ha hasta vardır, olay vardır, amenna! Ama bomboş yolda, süzülerek, seyrüsefer halinde gitmeleri beni çileden çıkarıyor. Bi de "aaaaaaaaa" diye kesik kesik siren çalmıyorlar mı? Yaw neden yol veriim a.q. yaaa. Yazarken bile çileden çıktım, kimsin sen! Benden kesilen parayla karnın doyar, benim verdiğim veya vermediğim oyla oraya gelirsin! Walla bigün başım belaya girecek verdiğim tepkilerden, bigün alacaklar içeri beni bu yüzden... Boyunuz posunuz devrilsin, Allahınızdan bulun...

Ps. Nassı kızmışım, dikkatimi çekti, kelimeleri çok ikili ikili kullanmışım... Mal mal, kesik kesik... :) Kızdırma beni, yazık banada, maaaaaazeretim vaaaaar, asabiyim ben...

17 Şubat 2009 Salı

Ex-Tcell

Hep derim, her şeye karşı dayanıklı ve kabiliyetliyimdir... Ancak konu insan kaybetmeye geldi mi... Ben beceremiyorum... Ama resimde de hiç öyle görünmüyor sankim :) yaw... Kurtulamazsınnn, ölene kadar :)

Hayatta Unutulmayacak Sözler - 10

Hayat, iyisiyle kötüsüyle devam ediyor... Biz istesekte, istemesekte... Bazen anlamıyorsun akıyor gidiyor avuçlarının arasından, bazen de geçmiyor, bitmiyor, burnundan getiriyor :) Ama garanti tek bir şey var, bu şarkıda da geçiyor zaten, "...dün annemin elini tutarken, bugün 29 'da doldu..." :) Biz onuda geçtik beah! Neyse unutulmazımı paylaşmak istedim...

"Gelsin hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak..."

Ceza feat. Sezen Aksu - Gelsin Hayat Bildiği Gibi

14 Şubat 2009 Cumartesi

Fener, yağmur oldu...

Sevgililer günü ayrı geçemezdi zaten... Yalnız ve gururlu bir genç olarak, bugünümü Fenerbahçem ile geçirmek güzeldi :) Hamdolsun Danyel hem cezalı, hemde sakattı. Bi rahat maç seyrettik. Daha dakika 58'di, tabela 7'yi gösteriyordu, ne söylenebilir ki???

Biz dönelim keyfimize... Kohta ile bareberiz bu akşam :) Sevdim ben bu çocuğu, çok sevdim sanki kendimin gibi... Blogu takip eden bilir, yakın zaman önce temelli Japonya'ya geri döneceklerini yazmıştım. Yanlış anlama olmuş, Mart sonu dönüyorlar. İyi, 1,5 ay desen en az 3 maç daha beraberiz. Yaş kemale mi eriyor, yoksa olgunlaşıyor muyuz, anlamadım. çocuk mocuk falan:)

My Kingdom Come...

Yes my Lord!

13 Şubat 2009 Cuma

One Step Beyond...

29th pass : Flashback / attenzione, e vietato oltrepassare la linea gialla :)

History : Insomnia, Broadcast, TheEND, Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 12.02.2009

to become less... / p1

İş çıkışları da hiç çekilmez, tıpkı her gün yaşandığı gibi... Sokakta herkesler bir koşuşturma içerisindedir... Kimse kimseye dikkat etmez, saygı göstermez, tek amaç vardır en kısa zamanda istenilen yere ulaşmak... Hele bi de soğuktur ki hava, tadından yenmez... Kopar sürekli bir gürültü kıyamet etrafında, sessizce... Dayanılmazdır, katlanamazsın kulaklıksız... Başka yolunu bulamazsın, müziği açıp karışırsın onbinlerin içine... Yoktur aydınlığa başka ulaşmanın yolu...

Akşamın karanlığı, etraftaki ışıkları da içine alarak git gide büyür, engel olamazsın. Sanki tek direnen sensindir... Dışardaki karanlık, içindeki aydınlık, ne de büyük tezattır halbuki. Çünkü bilirsin, siyahla beyaz, assssla uzlaşamaz... Acaba en derin korkun, bu olabilir mi?

Hissediyorsun... Saçının kokusunu, göz kamaştıran bakışlarını, beyazlığını... O gene yakınlarında... Ama bilirsin ki saklanır bu dünyada... Aydınlıktaki etkisi, dış dünyanın karanlığında kırılganlığa dönüşür, savunmasızdır o... Onu her hissettiğinde, anlarsın bu dünyanın kaybolmuşluğunu... O senin hayallerindedir, istersin tutsa ellerini, seni yıkmaya çalışanların arasından, dersin içinden "bırak onlar herşeyi alabileceklerini sansınlar"... İstersin sarsa tenini, bu hayatta seni dışlayanların arasından, dersin içinden "burası zaten benim yerim değil ki, bırak onlar öyle bilsinler"... Hissetse düşüncelerini tüm konan yasakların arasından, dersin içinden "bırak onlar değiştirebilecekleri bir şey varmış gibi düşünsünler"...

İnanırsın sonuna kadar, bir gün olacaktır, yaşanacaktır ansızın bunlar... Boşvermişsindir bu inançla... Dünya'da elbet anlayacak hiç bir çıkış yolu olmadığını, ancak burda zamandır aynayı tutan, göreceli olan... Çaresizlikle saklarsın gözyaşlarını, o görmesin diye... Tüm bunlar olurken, sen kendini aydınlıkta tutmaya çalışırsın... Çünkü sen hala yürüyorsun inandığın yolda, gidiyorsundur doğru bildiğine, burnunun dikine... :) Her zamanki gibi... Sen sensin, asla kimsenin olmayan...

to be continued...

12 Şubat 2009 Perşembe

Tunes of The Week - 16

Lafı hiiiiç uzatmayacağım! Geçen hafta buradan sizlere hüzün vaadetmiştim ya, üzgünüm ama bu hafta daha da ileri giderek sizlere büyük acılar vaadediyorum. Hemde en derininden... Fallen'ı daha bugün yakaladım, 4 saatimi ise netten bulmaya adadım. Özel editlediğim ASOT introsuyla... John Askew'a da arkasında yer verdim, kendinle yüzleş diye :-O ... Ooooooffff off, gerçekten anlatılamaz, anlaşılamaz... Cosmic Gate ve Moonbeam ise çoook acıklı, gerçekten böyle yaşanamaz... Your enTRANCE is fearless...

- Manvel Ter-Pogosyan feat. Jenni Perez / Fallen In Too Deep
- John Askew feat. Senadee / Nothing Left Between Us (Duderstadt Progressive Dub Remix)








- Cosmic Gate feat. Emma Hewitt / Not Enough Time (club mix)







- Moonbeam feat. Blackfeel Wite / Your Wind is in My Hands (original mix)






Hayatta nefret ettiğim şeyler - 11

Çok ilginçtir, nasıl bir metabolizmam varsa artık... Ne zaman yatarsam yatayım, uyanamıyorum nedense... İstersem akşam eve gelir gelmez mesela 19'da yatayım, ya da takılayım biraz hadi olsun 23 'de yatayım, ya da yok ben gece yarılarına kadar kendimi dağıtıcam, kafamı kıracam diye çabalayıp 04 'de yatayım... Ne olursa olsun, standart uyanamıyorum. 11.272 gün olmuş bu dünyada yaşam savaşı vermişliğim, hiç bir zaman uyuma problemim olmadı. Daha yastığa kafamı koymadan (ya da koltukta otururken, hatta bazen ayakta) çoktan uyumuştum bile. Size uykumda bir cesedi andırdığıma dair ömür boyu garanti veririm! Ancak bir o kadar da hayatımda uyanma problemi yaşadım. Ve bundan gerçekten nefret ediyorum! Hayatta en çok şıp diye uyanmak istedim, hep istedim, nasip olmadı... Her sabah 3 çalar saat, 1 cep telefonu ile alacakaranlık kuşağı yaşıyorum uyanacağım diye... Gerçekten nefret ediyorum her sabah yaşadıklarımdan, tiksiniyorum, uyuz oluyorum, utanıyorum, sıkılıyorum, sinirleniyorum. Ama tüm bunlar uyanabilmem için bana fayda sağlamıyor, her sabah aynı terane, ne kadar da korkutucu... Candan Erçetin ne demiş: "Ne yapayım, ben böyleyim"... :)

11 Şubat 2009 Çarşamba

23 days to sunrise...

Zaman o kadar hızlı geçiyor ki... Ki buna zaten yakında değineceğim :) Neyse işin keyifli kısmına geçelim biz, 07 Mart 'a az kaldı... Geri sayım devam ediyor. 23 gün kaldı... Yatçaz kalkçaz, yatçaz, kalkçaz, yatçaz kalkçaz... Böyle olmuyo muydu yoksa??? Neyse bilet de elimize geçti artık, bu yılın şarkısıyla demlenmeye dewam...

- Rank1 / L.E.D. There Be Light (Trance Energy 2009 Anthem)






10 Şubat 2009 Salı

Toni ve Julio Cesar

Dakika 81... Oturmuş Brezilya - İtalya maç keyfini yaşıyorum. Hızlı bir taç atışı ile top Rossi'de... Kanattan bir pis orta, kale önünde Toni, vuruyor! Julio Cesarrr! İnanılmaz çıkarıyor! .....???? Ya itiraf edeceğim, çok güzel bir pozisyondu, tam ondaki gibi... Canım acayip play station çekti. :) Yok walla uslanmayacağım ben...

9 Şubat 2009 Pazartesi

Bu forma herkese nasip olmaz!!!

Gene aynı nakarat... Geçen sezonun açılış maçıydı galiba İBB maçı... Bir heves, kalkıp taaa anasının nikahındaki Olimpiyat Stadına gitmiştim. Roberto Carlos falan var ya takımda, dedim ki göreyim yerinde, silecek süpürecek Fenerbahçem... Sonuçta almıştık elimize, bizi 2-0 yenip, taktılar sepeti kolumuza, yolladılar bizi yolumuza...

Bu sene de farklı olmadı. İnanılmaz bişii olacak belki, ben seyretmedim maçı... Walla içime doğmuştu sanki, ama ben berabere kalırız diye düşünmüştüm... Evde takıldık... Yazık... Bu taraftara, size inananlara yazık... Girmeyeceğim goller ofsayttı, rüzgar vardı, rakip 10 kişi 9 kişi kaldı, Aragones sapıttı konularına... Lan sizin başınızda bırak Aragones bunağını, eşşek olsa gene takır takır oynamanız lazım. Üstünüzdeki Fenerbahçe forması... Armani, Gucci, Porsche, BMW değil... Gidin onları paranızla alın... O forma için ölürüm lan ben! TOPUNUZUN A.Q. BEN... Artık blogu RTÜK mü kapar, Aziz Başkan mı yakalar, futbolcular mı görür, okuyana mı ayıp olur, ben bilmem, anlamam... Kalmasa burda keşke, sizi görsemde suratınıza söylesem... Bu forma herkese nasip olmaz, kıymetini bilin şerefsizler!!!

İstemiyoruz, ne şampiyonluk, ne de kupa... Rahmetli İslam Çupi 'nin kemiklerini sızlatmayın yeter!!! "Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz" ... Saygıyla anıyoruz seni, tabii ki senin gibi hisseden Fenerbahçe taraftarları olarak...

8 Şubat 2009 Pazar

Nereye Kadar be Sony Amca???

Dikkatimi çekti, yaklaşık son 3-4 aydır bu illet fena sardı bizi... Sanki bu istasyon olmasa, dünyadaki insanoğlunun yaşamı sona erecekmiş. Kardeşim, nasıl bir hastalık bu!!! Sol baş parmağım, gerçekten ilk eklem yerine kadar tamamen hissiz... Mevcut fizyolojik tahribata hiç değinmiyorum, çok acıklı olur gerek yok :) Ve daha da dikkatli bakıyorum, gerçekten parmak izi falan oda ne ki, hak getire, kesinlikle silindi, dümdüz... Bütün hafta sonu oynandı, sonra dün akşam gene oturduk sanki hiç oynamamışız gibi... Tuşlara basarken parmakta nassı bir acı var, kelimeler kifayetsiz kalır! Ama gene de adamın peşinden koşarken basıyosun kıracak gibi... Yaa sepet az da bassan aynı, çok da... Ama kime anlatıyosun??? Tırnağımın ufak bombeli yeni aerodinamik yapısı da yakıştı bana :) Ne zaman düşecek diye bekliyorum ama sağlam yaratılmışız maşallah! Düşmedi daha namussuz...

One Step Beyond...

28th pass : Insomnia / attenzione, e vietato oltrepassare la linea gialla :)

History : Broadcast, TheEND, Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 07.02.2009

7 Şubat 2009 Cumartesi

One Step Beyond...

27th pass : Broadcast / attenzione, e vietato oltrepassare la linea gialla :)

History : TheEND, Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 06.02.2009

Yorumsuz...

Nasıl aldık be abiii bunu... Lokma, bitirdin beni bu saatte :-O

Markus Schulz

Ovv ovv, neler oluyor böyle, Sadenerland 'de... Markus, Markus... Markus Schulzzzz! Seni huzursuz!... Seni ruhsuz!...

6 Şubat 2009 Cuma

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 10

Aralık 2008 başlarıdır... Bu yıl zaten boktan geçmiştir, ızdırapla... Heyecanla uğurlamaya hazırlanırsın... Yılbaşı ağacı? Olmazsa olmaz... Gider alınır, kan-ter içinde kurulur, sonra karşısına geçip hayıflanılır... Ne güzel, ne güzel... mi? Hayatta her iyi şeyin bir sonu olduğu gibi bununda ömrü buraya kadarmış, anlarsın...

"Aaaah be abiii, kim kaldıracak bunu yaaaa! Şubat oldu a.q."

Veee bir ki üç dört... Nefret ediyorum, inanılmaz hissediyorum, çok nefffret ediyorum! Düşündükçe beynim uyuşuyor, elim ayağım boşalıyor, kafam düşüyor... Unutupta ara ara gördüğüm an herşeyi baştan yaşıyorum... Takaatim kalmadı, kalmadı ki... Aslında şunun şurasında 2010 'a da ne kaldı ki? Hani dursa orda, görsel olur falan... (YUH!)

06.06.09 Tiesto in Copenhagen

Aman tanrım :) Bu da nerden çıktı şimdi :) 2007 Kopenhag "Elements Of Life" gibi olursa, yazık olur bana... Takvimlere işleyelim, görmemiştik zaten Danimarka'yı deneyim olur... Ben yalan olmayayım da :) Bir araştıralım bakalım nasıl gidilir, nerede kalınır, ne yenir, niye yalan olunur :)

Tunes of The Week - 15


Unutmadım, unutmadım :) Sadece bi hafta atladım... Yakalayamadım belki bir şeyleri, hissedemedim... Olsun şuan yeni parçalar burada... İçimdeki o boşluğu doldurduğuna göre, varın gerisini siz düşünün... Sormayın nedenini, sizlere yağmuru, sizlere aşkı ve sizlere güneşin doğuşunu sunuyorum... Sizlere hüzün vaadediyorum! Wellcoma Your enTRANCE ...

- Armin van Buuren feat. Cathy Burton / Rain (W&W Remix)






- Reflekt / Need To Feel Loved (Adam K & Soha Vocal Mix)






- Sied van Riel and Geert Huinink - Sunrise (Original Mix)







Yorumsuz...

Başımıza taş yağacak!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Yorumsuz...

Alex, sen bizim herşeyimizsin!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

5 Şubat 2009 Perşembe

TSAG PS3 powered by Adriana L...

Hayat işte, eğlenmesini bileceksin :) TSAG 'ın çakma PS3 turnuvası olay oldu bizim diyarlarda... Zaten tavla ve PS3 dedin mi, akacak kan damarda durmaz buralarda... Onurdur, gururdur, kudurtur :) Aldı bölümü telaş... E hazırlıklar yapılacaktır, dijital baskılar, posterler... Yukardaki benim içindir, özeldir... Çokomel, 1 numaradır... Neyse uzatmayalım, hoştu işte çok... Koyayım istedim bikaç kesit...

Turnuva öncesi sohbetler... Uğur Meleke, Sadener, Altan Tanrıkulu NTVSpor canlı yayını mübarek...


Maçlar nefes nefese izlenir...




Vee zafer anıdır, yaşanan... (powered by Adriana Lima)

Ospik 2 tur atlar, bana zaman yetmez, 2.tur için dewamı haftaya... He elenen de vardır, zayıf halkalar da... Uymaz bizim kahraman!!! onlara, Sadener duruşuyla... Haahahah Zayıfff...

One Step Beyond...

26th pass : The END / attenzione, e vietato oltrepassare la linea gialla :)

History : Enigma, Lola, Anthrax, IRA, Grendel, Joker, Kanova, Undone, Schutzstaffel, V, Angel, Endless, Lost, Escape, Unforgivable, Spartans, Green, Frog, Anelka, OceanLab, Rammstein, Gotthelf, Freedom, Super8 and Tab, 1408

Date : 05.02.2009

4 Şubat 2009 Çarşamba

Yorumsuz...

Varolmanın dayanılmaz hafifliği !!!

3 Şubat 2009 Salı

100.000.000.000.000.-

Yıl 1994... Odamda oturmuş televizyon seyrediyorum. Yaz mevsimi ya, ligler bitmiş transfer dedikoduları almış başını gitmiş. O dönemin ünlü tüm fubolcularının isimleri bizim takımlarla anılırken, akşam üstü gibi bir alt yazı geçiyor: "Cincon transfer bombasını patlattı, Zimbabve 'li Mapeza Cincon'da..." Hsktr demiştim taş maş mı geçiyolar diye :) unutamam... İlk Zimbabve farkındalığım o zamanlara denk gelir :)

Zimbabve, Afrika kıtasının güneyinde, Botsvana ve Mozambik arasında yer alan bir ülke... 2008 Ocak verilerine göre nüfus 13,4 milyon (yuh, çokmuş be!) ve yüz ölçümü yaklaşık Türkiye 'nin yarısı... Nüfusun yaklaşık %80 'i işsiz ve çalışanların maaşları bile temel ihtiyaçları karşılamaya yetmiyor... Nerelere geldik demeyin konuya giriyorum :) Zimbabve, Dünya ekonomisi için önemli bir ülke, sürekli rekorlar kırıyor... Ne de mi? Tabii ki enflasyonda... % 231.000.000 'luk (yazıyla yüzdeikiyüzotuzbirmilyon) enflasyon oranıyla... 100 milyarlık banknotlarını görmüştüm ama aşağıdaki gibisini görmemiştim. Tam tamına 100 Trilyon Zimbabve Dolarlık banknot!!! OHAAA!!! Bizden beterleri de varmış :) 3 hafta önce piyasa sürülen bu para, uluslararası kurda ne kadar ediyor derseniz, mesela Amerikan Doları olarak?


100.000.000.000.000.- ZWD = 30.- USD

Hsktr demeyin, gülme komşuna gelir başına olmasında... Ama bir de iyi haber verelim, bu yeni. Zimbabve Merkez Bankası 'da bizler gibi paralarından sıfırları atmışlar. Düşün artık ülkedeki ekonomik kaosu!!! Adamlar 3 hafta önce bu banknotu çıkarıyor, 3 hafta sonra da yeni para basıp sıfırları atıyor. Biz 6 tane atmıştık, onlar 12 tane :) E hadi hayırlısı bakalım, global dünyamıza hayırlı olsun :)

2 Şubat 2009 Pazartesi

Olmak ya da olmamak...

"... olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu"... Shakespear'in beyinlerimize yazdığı ünlü söz... Bir kaç gün oldu bu gündem gerçekleşeli ama bende 1-2 çift laf edeyim dedim. Neden bu kadar bekledim? İstedim ki, yaşanan olayı kamuoyu nasıl değerlendirecek diye görmek istedim... Asla düşüncemi değiştirmek veya bazıları gibi dansözlük yapmayı beklemek için değil... Olayı o gece seyrettiğimden beri düşüncem net ve kesinlikle de değişmedi...

Olayı 2 açıdan değerlendireceğim. Birincisi yaşananlara olan yorumum, diğeri de ülkemin pozisyonu açısından yorumum.
Part 1 Olay... Kimisi güldü geçti, kimisi Atatürk dedi (yuh!!!), kimisi verdi veriştirdi... Her ne kadar uluslararası ilişkiler ve politika açısından rezalet bir durum olmasına rağmen ben takdir ettim!!! Şaşıranlar olabilir, evet! Ancaaaaaaak!!! Benim demek istediğim, o ortamda ülkemin büyüklüğü adına bir tavır almaktı. Ben bunu takdir ettim. Ne 25 dk - 12 dk süre beni ilgilendiriyor, ne de moderatörün Erdoğan 'a dokunması... Peres 'in konuşması sırasındaki tavırları, ses tonu ve vücut dili beni inanılmaz irrite etti. Sen kimsin!!! Kimsin!!! Uluslararası alanda böyle bir çıkış beni oldukça etkiledi... Belki bu alanda yılların ezilmişliği, silikliği varken üzerimizde, doyumsuz egomu okşadı :) Yeyyyt be! "Öldürmeyi bilirsiniz..." felan feşmekan da oldukça başarılıydı. Ama sonrasında bozdu işi... Objektif bir tutumla bunları söylemek varken, gitti Hamas - Filistin sözcülüğü yaptı... Bunu zaten Part 2 'da değerlendireceğim. Ama işte olay iyi de tutumu ve son sözleri biraz içime sinmedi, bi çuval inciri berbat etti. Sonunda susup kalkıp gitse gene kurtaracak belki, ama bizimki bide küstü, "verin misketlerimi, gelmem bi daaa buralara, sokmuşum memleketinize" dedi... Artık yorumu herkese ait...

Part 2 Ülkem... Öncelikle biz bir İslam ülkesi değiliz, sadece Müslüman bir milletiz... Bu çok önemli bir nüans... Ulu önderimiz bile zamanında görmüş, hissetmiş, her zaman üretmeye, yeniliğe, teknolojiye yani Batıya döndürmüş yüzümüzü... Ama şu an bakıyorum, biz Batılı bir ülke olmaktan çok Orta Doğu ülkesi olmaya gidiyoruz. En acıklısı bu... Olay unutulur, geçer gider, en az 2 - 3 aya kalmaz, el ense tokalaşırlar... Bu Peres denen adam akıllı, bize muhtaç, atamaz bizi bir köşeye, yemez... İran 'a mı sığınacak? Suriye 'ye mi? Yok yok Afganistan'a :) ... Ama ülkem kötü yolda, ahh canım ülkem...

Bir de bir çok kişi yazdı... Keşke Başbakanımız bu tavrı ülkeyi hortumlayanlara, başımıza çuval geçirenlere, AB 'ye girecez diye kıçımızdaki donuda almaya çalışanlara, vatan evlatlarını katledenleri koruyanlara karşıda verebilse... Yavaş, yavaş ısınıyoruz işte :)

He bir de olmazsa olmaz komplo teorileri var ortada... Yok bu önceden planlanmış, kurguymuş... Bence palavra, inanmıyorum. Kesinlikle anlık yaşanan bir olay... Ya da öğle olduğuna inanmak istiyorum diyelim :) Aksini düşünsenize... Canınız kadar bağlı olduğunuz ülkenizin Başbakanı, işi - gücü, krizi bırakmış, bütün bu tezgahları planlıyor ya da alet oluyor. Hemen ülkeye dönüyor, ücretsiz metrobüsler, zoraki çalışan devletin memurları, yazılı pankartlar hazır ellerde, canhıraş bağıran bir topluluk, bla bla bla... Galiba midem kalktı, kusucam...

Barcelona Şeytan Üçgeni...

Başlık, bu konuya tam uyuyor desem... Futbol tanrıları gerçekten çıldırmış olmalı... Fenerbahçem Euro 17.000.000.- 'luk bir forvetle nal toplarken ve bizleri tribünlerde kanser ederken, elalemin forvetleri neler yapıyor diye merak ettim.

Konu Barcelona ve Eto'o - Messi - Henry şeytan üçgeni... Barca, bu sezon ligde 21 maç oynamış ve bu 3 sayko adam toplam 65 golün 47 'sini atmış. Çıldırmış bunlar. Bu gollere Avrupa kupası, İspanya kupası falan dahil değil!!! Sadece lig... Diğer ülkelerin büyük takımlarına bakıyorum, İtalya 'da İnter, Juventus, Milan; Almanya 'da Hoffenheim, Bayern Munih; İngiltere 'de Man.United, Arsenal, Liverpool, Chelsea; Fransa 'da Lyon, Bordeaux... Yalan olmuş hepsi, bu 3 adam kadar gol atamamışlar... Tanrılar gerçekten çıldırmış olmalı...

Bir de bize bak! Lahanadan bozma Danyel'in Guiza'n ligde atmış 4 gol! Takımın cengaveri defans oyuncusu Lugano bile atmış zaten 4 gol! Bırakın onu bunu bütün takım 18 maçta atmış 32 gol!!! Şaka gibi walla, heralde en kötü sezonlarımızdan birini yaşıyoruz... Alllah sabır versin bizlere... Elaleminkiler atıyor, bizimki de atıyor ama sahada değil! Neyse...