31 Mart 2011 Perşembe

The Minion Senses

I can feel your heartbeat Running through me Feel your heartbeat
Passion like no other!...

25 Mart 2011 Cuma

Hayat

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

Gökhan'in anisina...

Taksideyim, yogun gunun ardindan yari uyuklamakliyim. Radyoda 'Radyo34' caliyor. Slogani da damarin merkezi...

Bir sarki basladi, ya bir yerden tanidik geliyor... Caldi caldi... O da ne! Cengiz Kurtoglu 'ndan Gece Olunca...

"Karanlik gizliyor goz yaslarimi
Kimseler bilmiyor acilarimi
Hayalin kacirir uykularimi
Sessizce aglarim gece olunca..."

Gozlerim doldu, tutamadim akti bile... Cooook uzun zaman oldu... Kiz hikayesi falan degil, Gokhan geldi aklima... Herhalde sene 96 veya 97 olsa gerek. Bizim arka sokakta netcafesi vardi, o zamanlar modaydi. Beraber ayni universiteye hazirlik kursuna giderdik. Cok gece dukkani uzerimize kitletip, sabaha kadar icerde 6 kisi Counter Strike oynardik... Ulan akla bak kepenk var, yangin falan ciksa yanacaz cayir cayir. Ee o zamanin akli, normaldir. Lacivert Murat 131'i vardi, yeni yetmeydik takilirdik caddede... Migros'un arkasina gider, arabada bira icerdik, o donemde tukettigim tuzlu fistik nedeniyle hala yiyesim yok... Cok severdi Cengiz Kurtoglu'nu... Surekli dinlerdik, bende bile sempatisi olmustu o kadar... Hala durur sarkilari bende... Bir gun... Bir gun gene cagirdi, isim vardi gidemedim yanina... O aksam ansizin cekti gitti, gozleri yasli birakti beni... Hastaydi, seyrek gorulen bir seydi... Son kez goremedim onu... Hala dusunurum o gunku isim o kadar degerli miydi? Bunca yil gecti, bir sonuca varamadim ki...

Gökhan'im Özgöksal'im... Huzur icinde yat... O guzel gunleri unutmak mumkun mu, ruhun sad olsun canim arkadasim...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

23 Mart 2011 Çarşamba

Tecavüz kaçınılmazsa...

Uzun zamandır ne maça gidiyorum, ne de artık yorum yazıyorum. Eskiden olsa hafta boyunca elim ayağım aklım durmazdı. Şimdi hiç oralı bile olmadım... Ama saat geldi koşa koşa seyrettim tabii... Ve efsane maç, her zaman ki klasik sonuç. İtiraf ediyorum, moralim çok bozuldu her şey kötü giderken... Ve o goller yok mu? Gerçekten benim gibi bir ölüyü bile diriltti. Nasıl coşkuluydum, nasıl avazım çıktığı kadar bağırdım ve maç sonu nasıl suratımda aptal bir tebessüm vardı... Özlemişim coşkuyla takımımı desteklemeyi... Ahh be Fenerbahçe... Ben özledim galiba seni canlı seyretmeyi... Gururluyum, dönmeyeceğim sözümden, gitmeyeceğim bu sezon maça... İçimi çok burdun sen benim...

Babam ve Oğlum duygusallığından sonra maç içinde bir iki laf söyleyesim var. Hani bi zamanlar bir imparator vardı, efsane de bir sözü: "Luk et dı tabelaaa" Gerçekten ortada çok ezik bir durum var. Bu iş gerçekten öğrenilmiş çağresizliğe gidiyor. En çok da o lama Kazım'a kapak olduğuna sevindim. Yok ya aslında tüm 6S 'lılara kapak oldu, niye sevincimi böleyim? Gökmen Özdenak saplantılısı bile isyan etti ya, adam sustu sustu tutamadı ağzını... Durum hakkat çok kötü...

21 Mart 2011 Pazartesi

Can Bogazdan Gelir

Bu uzun bir hikaye... Dile kolay bi 16 sene gecmis... Beni de 'The Sefil' alistirmisti. O zamanlar Ses Dersanesi vardi, universiteye hazirlaniyorduk. Ne gunlerdi... Beraber bi yedik, yiyis o yiyis... O gun bugundur yolum dustukce yerim. Sadece orada ama, Kadikoy carsi icindeki Beyaz Firin... Iste Super Dolma... Ozlemisim...

Ha bu ne diyecek olunursa, ay coreginin daha bir guzeli, heybetlisi... Bu da elde kalan tum malzemelerin karistirilmasiyla yapiliyor. Ama cok guzel ne yapayim ki... Benim midem copluk galiba...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

11 Mart 2011 Cuma

Yorumsuz

Benim evin kapisina yazsak bunu :) farkimiz kalmadi uzun zamandir...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell