28 Şubat 2010 Pazar

One Step Beyond...

13th pass : Antisocial / Les meubles de famillie

1st Key: SUN
2nd Part History: Jaren, TK155, Luxuria, THY, Indigo, Insidious, Handicap, Transformers, 501, Schizophrenic, Sempiternal, Rain

Date : 27.02.2010

Tunes of The Week - 47


Trance, dipsiz bir kuyu misali... Bense bu sonsuz kuyuyu çok seviyorum... Gün geçmiyor ki beni afallatmasın... Bu cumartesi kadar olmasa da :) Dünya dışı varlıklardan daha öte şeyler de olabiliyormuş, insanın başına :))) Acımasız olacağım, yakışır şekilde... Hayatın bana çektirdiği dengesizliği, ben de aynen kusacağım kendimce... Bu hafta çok farklı... İnanılmaz 3 şarkı, bu tınılar insanın kaderini baştan yazıyor... Jaren, zaten baştan mimli, sesiyle gene affetmiyor, Armin'in remixiyle çok amansız... Yapılmaz bu! Ne olduğunu anlamadan Melinda, sana zamanın tokadını acımasızca vuruyor suratına, yaşananları mahkum ediyor gene sesiyle... Kaçasın oluyor, imdada Arctic Moon yetişiyor, alıp başka dünyalara götürüyor seni, tam da istediğin gibi... This is your enTRANCE... "Once upon a time you were my friend..."


- Cerf & Mitiska, Jaren / Beggin You (Armin van Buuren Remix)








- Mark Pledger feat. Melinda Gareh / Time Stands Still
(Andy Duguid Remix)








- Arctic Moon / Afterworld (Dimension Remix)









27 Şubat 2010 Cumartesi

One Step Beyond...

12th pass : Jaren / Les meubles de famillie

1st Key: SUN
2nd Part History: TK155, Luxuria, THY, Indigo, Insidious, Handicap, Transformers, 501, Schizophrenic, Sempiternal, Rain

Date : 26.02.2010

26 Şubat 2010 Cuma

StormTroopers, their secret lives...

StormTroopers, says; hayat cumayı beklemekten ibarettir... :)))) Haahaahhha allah kahretmesin beni ya!

25 Şubat 2010 Perşembe

Hep Destek, Tam Destek

Şu pazartesi akşamı yaşananlardan sonra, gelişen olaylar... Bazen dank! ediyor insana... Çok acı... Bunu diyorum ama, ben allahtan pazartesi gitmemiştim maça... Gitsem 3 ihtimaldi. Hastane, hapishane ya da kara toprak :) Hele o Guiza'ya yapılanlar... Yakışmadı bize... Ben orda olsam alasını yapardım, şu blogda neler yazmadım ki!!! İşte orda dank! ediyor zaten... O da insan ya! O gözü yaşlı hali, bence çok içtendi. Utandım kendimden... Çok utandım... Ulan Guiza, çık birazdan sahaya, kaçır gene dünyaları, hepsinde yeminlen ayakta alkışlayacağım seni... Benim gerçek sevdam formanın renkleri... Hep destek, tam destek, sonuna kadar... Çık, 10 sakat adamsız, adına yakışır şekilde oyna... İstersen 5 ye, gene de sensin en büyük Fenerbahçe...

Wallahi totem değil :))) duygusal oluyorum heralde artık. Olgunlaşıyoruz galiba...

Arctic Moon

Bugün ger çek ten garip bir gündü... Hani şurda oturuyorum, hala anlam veremiyorum. Ne olduğunu daha çözebilmiş değilim... Zihnimle uğraşırken, yetmezmiş gibi üzerine bir de Arctic Moon 'dan keşif fena bişey var ki, adamı salar... Alır götürür, zaten bende direnmeyeceğim gibi enginlere... Hadi bi de Fener çakar mı üzerine? O zaman tarihin altın harfleri yetmez bugünü yazmak için...

24 Şubat 2010 Çarşamba

Adriana Lima

Dark side of my life...

Tunes of The Week - 46

Trance Energy 2010'a kaldı 37 gün... TOTW - 46 'yı bu hafta TE haftası ilan ediyorum. Bu seneki anthem Sander van Doorn'dan, Renegade... Takke düştü kel göründü, bunlar bizi kaçağa bağlayacaklar kesin bu sene :) Ben iyilik ediyorum da Club Edit 'i koyuyorum. Bir Brent Sadowick Edit var, o ağır olur şimdi ben bile yapamam... Orjinalini biz artık orada dinleyeceğiz de, bizim orda 10 saat kalacağımızı hesap ediyorlardır diye düşünüyorum. Bizde insanız... Eee peki sadece 2010'mu? Bununla da yetinmiyorum, 2009 ve 2008 anthemleri ile koynunuzda beslediğiniz yılanları da ortaya çıkarıyorum. Kısacası muhteşem bir Çarşamba vaadediyorum...


Trance Energy 2010 Anthem
Sander van Doorn - Renegade (Club Edit)








Trance Energy 2009 Anthem
Rank 1 - L.E.D. There Be Light (Original Mix)








Trance Energy 2008 Anthem
Ernesto vs Bastian Thrill (Original Mix)









Yakup Kaya

Ya nerden nereye... Lisede efsane bir din hocamız vardı, Yakup Kaya... Kulakları çınlasın, daha hayattadır :) Birden aklıma geldi. Kızdımı repliği klasikti;

"Döverim, kovarım, ikiye katlar yok yazarım"

Hayırdır nerden aklıma geldiyse :)))

21 Şubat 2010 Pazar

Ah Seyidoğlu...

Telegol, patlattı bu hafta... O nasıl bi tanıtıcı reklam!!!... Böyle yapılmaz, yaktı içimi... Tartışmanın ortasında şaaaak! diye Seyidoğlu'ndan baklavalar girdi stüdyoya... Tam da içim yanmış, evde tırım tırım yiyecek bir şey ararken yapılır mı bu! Çok hazırlıksız yakalandım... Müslüman müslümana böyle yapmaz walla! Şapır şupur yerlerken, çaresizlikten ekrana aazım açık yapışasım geldi! Acaba şu kedinin ödül mamasından mı denesem?... Düştüğüm hale bak!...

Ahmet Çakar'dan inciler...


Derbi maçından sonra, yatmadan favorim Telegol'u seyrediyordum. Ahmet Çakar, 39. dakikadaki tartışmalı pozisyonda, Ziya Şengül'ün yorumuna cevap verirken, beni kırdı geçirdi. Az kaldı kaçırıyordu ağzından :)

"Ayranımız yok içmeye... ... şahin gözü ile pozisyon tespit etmeye..."

Home, sweet home...

Kokusunu sevdiğim, rahatını düşlediğim, kedisini özlediğim... İyi ki sonunda evimdeyim...

20 Şubat 2010 Cumartesi

Tunes of The Week - 45

Nedense bu ara herşey, ayrı bi telden, ayrı bi boktan gidiyor :) Bir dönem herşey süperdi, tam tadını çıkarıyorduk ki arkasından sorunlar, sıkıntılar... Dayanmak lazım, direnmek lazım... Niye diye soruyorum, niye... Belki sebebi biraz özlem, belki biraz hasret, belki de kader... Ya da bazı şeyleri artık kabul etmek zorunda oluşum, ama buna irademin isyanı... 3 senedir bu kaçıncı medcezirdir... Bitmek bilmiyor... Artık biraz şarj edelim kendimizi... Daha güçlenmek, daha umutlanmak ve daha mutlu olmak lazımdır... Hakkımızdır... Hadi artık fırtınalarla güçlenelim, özveriyle umutlanalım, en sona da mutluluğu bırakalım...

- Space Rockerz / Weather The Storm (Daniel Wanrooy Remix)








- Liquid Soul / Devotion (Protoculture Remix)








- Misja Helsloot vs. Peter Martijn Winijia / Ass You Wish
(Akira Kayosa and Pete Drury Remix)






19 Şubat 2010 Cuma

Önümüzdeki Cuma'lara bakmak...

Bugün Cuma ama yalan Cuma... Çünkü SadenerLand 'den oldukça uzakta... Yoğunluktan zihnim iflasın eşiğinde... 11 tane etkinliğim var, arka arkaya... Önümü düşünesim yok, bırak nasıl yapacağımı, planlayacağımı... Teslim olasım var bu kurumsal düzene :) Hatta harbi içimden, keşke kedi olsaydım diyesim geliyor! Nası gelmesin ki! Düşünüyorum Kırpık'ı, hayatı yiyip, içip, sıçıp, oyun oynayıp, sayemde trance dinleyip uyumakla geçiyo! Ben de bu hayatta walla daha fazla bir şey yapmak istemiyorum ki :) Şimdi evde yan gelip yatıyodur şerefsiz! Sorarım şimdi bu hayat mı adil? Senin o bakışını yerim ya!... Nasıl özledim, nasıl özledim... Şimdi senin yanında olmak vardı, saatlerce patilerinle, parmak aralarınla oynamak vardı... Hayat Cuma'yı beklemekten ibaretti de benim ne işim var burda!!! Ne yapalım, başa gelen çekilir. Artık önümüzdeki Cuma'lara bakacağız.

Ben kulaklığımı takıp bi dışarı çıkayım da, Kartalkaya'da gecenin bi yarısı karda kışta götüm donsun! Aklım başıma gelir herhal...

Adriana Lima

Yeşilçam hali...

17 Şubat 2010 Çarşamba

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 25

Kartalkaya'dan buraya 4,5 saattir yoldayım... Yol iyiydi de, daha gişelere gelmeden eziyet başladı. Ben bu İstanbul trafiğinin a.q. ... Yola çıkarken de cep telefonumun pili bitti. O zaman demiştim şimdi sıçtık diye, ama yapacak bir şey yoktu! O kadar çok iş var ki!... İnanılmazda yorgunum. Eve daha girer girmez şarjda aldım soluğu... Bir yandan da o telefon nasıl açılmasın istiyorum, anlatılmaz yani! Açılınca yağacak mesajlar, alacakaranlık kuşağı gibi... Zaten mail zart diye iniyor, bekletmiyo; dumur olacak zamanı bile vermiyor. 28 tane var, ona şükürdü... Ama SMS kalleş çıktı. Evdeki ölüm sessizliğini bozan tıklar, sahne aldı... Tık, tık, tık... Tık, tık... Tık... 6 mı? Yapma bee! Hepside Kim Aramış 'dan mı, hadi yaaa!... ... ... 17 numara var burda... Hangisine geri döneyim ki ben şimdi? Akşamın bu saati... İnsan yaşadığı hayattan nefret eder mi ya! Ediyor işte, ben şimdi etmiyim de kim etsin?

Ora mı, bura mı?

Şu an bi ofisteyim... Hamdolsun :) Yoğun ama güzel bir gün... Bir şey araştırırken aniden bu resim çıktı karşıma... Garip oldu... Kaldım... Bi resme baktııım, bi etrafımaa... Sonra gene kaldım. Yani bi düşündüm, ister istemez bi kıyaslama yapası oluyo insanın! Ora mı? Bura mı? Anket falan koymaya heralde gerek yok cevap için! Uğraştırmayın beni... Tam kurumsallamayan oldu bu :) reklam da yapalım... Bekliyoruz yazıları Murat, o muhteşem adı heba etme! Ya da bana verrrr! Böyle diyoruz da, ama eşşek gibi çalışıyoruz maşallah! İşte öyle bir andı...
Edit 100217-21:14 / Ofis derken, günü birlik Kartalkaya'ya gitmiştim. Alelacele ofis diye yazınca abuk kalmış :)

16 Şubat 2010 Salı

Remi 'nin Maceraları :)))

En son yetenekli demiştim Remi için... Artık yiğide hakkını verme zamanı. Ben, seyrettikçe içimden vay be diyorum. Bi de arkasından Guiza aklıma geliyor, iyice kahroluyorum. Bu adamı koysan Fener'e en az 20 gol atardı be...

American Beauty Episode 1

Çektiğim en güzel şeyi görmek ister misin?

Kar yağışına dakikalar kalan günlerden biriydi. Hava elektrik yüklüydü. Neredeyse duyabiliyordun. Ve bu torba ordaydı. Benimle dans ediyordu, oynamam için yalvaran küçük bir çocuk gibi... 15 dakika için... İşte o gün farkettim, her şeyin ardında hayat vardı... Ve iyilik dolu inanılmaz bir güç... Korkmak için hiç bir neden olmadığına inanmamı istiyordu. Hem de hiç. Video zavallı bir bahane, biliyorum. Ama hatırlamama yardım ediyor. Hatırlamaya ihtiyacım var. Bazen öyle çok güzellik var ki dünyada... Dayanamayacağımı hissediyorum... Ve kalbim içine kapanacak.

15 Şubat 2010 Pazartesi

Adriana Lima

Böyle de güzel, böyle de güzel...

İnfüzyon

Günler geçiyor ve yorgun zihninde hala 40 ayrı şey dönmeye devam ediyorsa, bu hayra alamet değildir. Hayrı geçtim, bitiş yakındır dersin ama görülmez nedense o foto finiş... O sonsuzlukta sen savrulurken, hiç beklemediğin anda... ... Bazı şeyler bi anda oluverir ya, ondan oldu işte... Vınnn Vıınnnnn! Alırsın gazı... Yeety be, savulun... Aslında ne kolay ya! Nassı da gaza geliyo hemen insanoğlu? Komik... Ama güzel de bir şey, insanın bazen ihtiyacı oluyor yerlerde sürünürken... Hiç beklemediğin bir anda tutuyor elinden. O da tutmasa... O ana teşekkür edesin gelir içinden, bense buraya yazıyorum... Neyse saolasın İnfüzyon...

Once upon a time...

Resme bak! Çok eski be... 07 Ocak 2008 saat 09:53... Yaw be 2 sene geçmiş. Masamdı o benim :) Durup bir baktım o resimden ne kalmış diye? Walla hiçbir şey kalmamış :) Ne bilgisayar, ne telefon, ne masa, ne dekorasyon, ne koca kat :) Sadece mouse 'um , hesap makinem (bunlar yaklaşık 8 senelik), cellolarım (artık Kırpık'ın yakın arkadaşlarıdır), çimim, model elim, Fenerbahçemin kazandığı son şampiyonluk kupasının modeli, Bart Sadener, Kanarya... Yok Kanarya'da, taşınırken sizlere ömürdü... Ama bak Elif'in de kafa orda, oda duruyor tabii. A bi de ben duruyorum ya :) Firmamı seviyorum... İsteyen tıklasın resme ve hatıralara, özenle sunarım...

14 Şubat 2010 Pazar

Yorumsuz...

Aşk mı? Elde avuçta kaldığı kadar artık...

13 Şubat 2010 Cumartesi

Günün anlam ve önemi üzerine...

Evet, geldi gene 14 Şubat... Yazmak istemedim, ama yazacağım, öncesinden...

Belki kaçmak diyin, belki uzaklaşmak, belki korkmak, belki istememek... Ama olmadı işte, beceremedim ben!... Bu günle uyuşmadık biz, sevemedik, ne diyim işte olamadık biz birlikte, yıldızlarımız farklıymış... Bu demek değildir ki buna dair bir şeyler yazmayacağım.

Sevgilisi olanın olmayanın,
Olup da yok gibi olanın,
Yok da var gibi olanın,
Olmayıp çok isteyenin,
Oluyo da noluyo diyenin,
Olduğu için çok mutlu olanın,
Olmadığı için çok mutlu olanın,
Onsuz olamayanın,
Onunla hiç olamayanın,
Herşeye rağmen yüreğinde her daim aşka yer olanın…
Kısacası herkesin sevgililer günü kutlu olsun.
Sevgi hep sizinle olsun, yüreğinizde aşka hep yer olsun...

Kırpık (The Darth Vader) Episodes

Ya dur bi sakin ol! Abartma sende... Koltukla aynı renksin be Kırpık, daha ne diyim! Karanlıkta senin orda ne işin vardı? Alt tarafı üstüne oturdum!!!... Ama senin derdin acı değil ki, olayı oyuna sardın bana da sardın. Oyun değildi prensim kazaydı o! Bak bugün Cumartesi... Hadi... Lan piisst! Ama bak o ısırdığın insan eti oğlum, ormanda yaşamıyorsun! Sen evcilsin be... Evde yeşillikte yok, nerden yetiştin sen? Unut atalarını... Babanım senin, karnını doyuran, sırtını kaşıyan, bokunu temizleyen... Bir de millet derdi uyuşuk olur, pasif olur; olmaz dedik gene de içimiz parçalana parçalana kısırlaştırdık! Ama sana bi haller oldu :) Sana ters teptiyse yan bastık biz! İlla kaldıracaksın beni, bi salalım dedik...

One Step Beyond...

11th pass : TK155 / Les meubles de famillie

1st Key: SUN
2nd Part History: Luxuria, THY, Indigo, Insidious, Handicap, Transformers, 501, Schizophrenic, Sempiternal, Rain

Date : 12.02.2010

12 Şubat 2010 Cuma

Tunes of the Week - 44

TOTW... Evet düşünüyorum da, şu anda yapabileceğim en büyük kötülük, anca bu kadar olurdu. E yapalım o zaman! Cuma 'nın adına yakışır bir esaret vaad ediyorum. Umutlarınızı alıyorum, hüzünler veriyorum. İşte You... Predna 'nın vokali ile ilgili hissiyatımı geçen gün yazmıştım, yorumları tez oldu, daha da girmem bu konuya :) Ne olduğunu anlamadan umutları You ile alıp, hüzünleri Aruna 'nın vokali ile veriyorum. Hüznü, şarkının başında kimin verdiğini anlarsınız, tabii duyarsanız :) Bende nasıl sistem varsa? İnfüzyonu ise sona bırakıyorum, onun rolü esaret... Yoook yok, vokal yok :) Müzik zaten yeterince kafi... Dikkat edin çok uzaklaşmayın! This is your enTRANCE...

- Robert Burian feat. Zdenka Predna / You (original mix)








- Cosmic Gate feat. Aruna / Under Your Spell
(Myon & Shane 54 Monster Mix)








- M.I.K.E. Pres. Plastic Boy / Chocolate Infusion (Original Mix)





Hayat, cumayı beklemekten ibarettir.

Büyük laf ya! Hayat Cuma'yı beklemekten ibarettir... Hiç gitme fiziğe, bilime... Kısa insan ömrünü bir cümle ile özetlemek... Basit bir kaç kelime ile... Değil midir zaten, kelimeler bizim onlara verdiğimiz değer kadar önemlidir... Aslında bu hafta ihtiyacım vardı Cuma'ya... Hele de bugünkü TYS 'den sonra... Amaan kimi kandırıyoruz ki, her Cuma'ya ihtiyacım var benim :) Karpuz misali ömür... Hadi bakalım zaman dursun, salış başlasın, bozkırlar yeşersin :) Eee ne demiş atalarımız; karpuz yata yata büyür! ...

11 Şubat 2010 Perşembe

Les Misérables

Les Misérables... Bilmeyenler için açalım, Victor Hugo'nun meşhur eseri Sefiller 'den bahsediyoruz. Tabii ki okumadım, ama biraz önce seyretme şerefine nail oldum. Ne acıklı bir esermiş. Seyrederken sövdüm, tükendim, tırstım... Başrollerde oynayan o Daum'un ben a.q. ... Sahaya sürdüğü bir takım vardı, dehşet ötesi felaket! Koskoca Fenerbahçe ilk yarı 2 top yapamadı... Bu kadar lakayıt oynayan o topçuları Kadıköy'de sallandırmak lazım! Yazıklar olsun, Fenerbahçe 'nin büyüklüğüne yakışmıyorsunuz! Utandım walla, Güiza denyosunun attığı gole, Avrupa Şampiyonu olmuş gibi sevindirdiler beni! Yazık ya, yazık...

Adriana Lima

SadenerLand... For an angel...

9 Şubat 2010 Salı

You

Bu ara kafam o kadar karmakarışık ki! Flu görüyorum herşeyi... Zihnim, bedenim çok yorgun... Hatta o kadar yorgun ki, şu an yaşadığım hayat nası da zoraki... Her bir gün, birbirinin kopyası... Çünkü gene herşey aynı telden çalmaya başladı. Sanki siyah - beyaz bir film gibi... Renklere kavuşabildiğim tek yerse burası... SadenerLand... İşte bugünde öyle bir gündü. Şuan da öyle bir an... Şimdi yaşıyorum, hatta tam ortasındayım, başrolde de ben... Bırakmıştım kendimi gene tınılara, Armin'le ruhumu arındırıyorum...

Düşünmeden edemiyordum. İnsanın zoruna gidiyor, bazı şeyleri değiştirememek! Çok kolay olduğunu hissediyorsun, biliyorsun ama gelmiyor işte elden birşey... İnadına da akıp gidiyor zaman... Sanki herşey gene sana karşı! Direnesin olur ama bir bakmışsın, güçsüzsün... O duyguyu hissetmek, işte en kötü andır o... Daha ne kadar kötü olabilir ki? Öyle karanlıkta kala kalmışsındır, zihnindeki sahnelerle... Ben o sahnelerle boğuşurken, birden çalan şarkı dikkatimi çekti. Tınılar o kadar muhteşemdi ki... Hüzün ve acı, bu kadar iyi anlatılabilirdi. Sanki içimde hissettiğim sıkıntıların sesiydi bu tınılar... Açasım geldi sesi sonuna kadar! Kendimle yüzleşiyordum sanki... İnanılmazdı... Yaşanılasıydı... Devam ediyordu... Taaki o sessizliğe kadar!!! Boşlukta içim ürperdi anında... Anlamıştım o an bir şey olacağını ama bu kadar kahpece olacağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. Sanki odanın içinde bir melek vardı... Karşımda durmuş, hayatımda duyduğum en kusursuz ses ile kanatlarını açmış bana sesleniyordu... O kadar büyük bir acı yaşattı ki bana, yanımda olsa silah çekecektim tetiği... Yaptırırdı, verdi o gücü... Olmaz böyle ses, olmaz böyle şarkı...

- Robert Burian feat. Zdenka Predna / You (original mix)








Gerçekten insanın inandığı bazı şeylerden vazgeçmesi çok zormuş. Ya da biz yaşlanıyoruz, karışacağız anca toprağa... Yaktı o ses beni...

Yorumsuz...

OHA!

Remi 'nin Maceraları :)))

Manyak bu adam ya! Gerçekten çok güldürüyor beni... Asla boş bi adam değil, tam tersi çok zeki ve yaratıcı. Bu sefer ünlü Romen jimnastikçi Dorinel Comivoci olarak karşımızda... Seyrettikçe gülüyorum, hele o hatırlattığı jimnastik türleri yok mu? Biz çocukken TRT 'de onlar vardı, mal mal seyrederdik. Ne yani kulplu beygirde kıpraşan kimseyi seyretmediniz mi? Yazık :) Hoş anılar, bol kahkahalar...

Ps. Bizde başlasak artık şu spora...

8 Şubat 2010 Pazartesi

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 24

Otomotiv teknolojisi aldı başını gitti... Her gün bişey çıkıyor. Nerdeyse yakında biz kullanmayacağız hani... Her şey otomatik oldu, beyinler kondu ama bir şeye çare bulamadılar arkadaş! Kimse mi bu konuda geri dönüş yapmadı. Tek manyak ben miyim? Hava o kadar soğuk ki, arabanın içi daha soğuk, hadi o da tamam da o direksiyon simidi herşeylerden daha soğuk! Nasıl oluyorsa aklım almıyor. Avcumun içi sıcacıkken nasıl tutulur o meret! İçim ürperiyor... Düz giderken alışıyorsun gene ısınıyorda... Ama bitmiyor eziyet! Bu sefer de dert dönemeçlerde... Hadi tuttuk gene soğuğu! Isıtmalı olsun direksiyon simitleri... Artık elektrikli mi olur, nükleer mi olur ona mühendisler karar versin ama sonuç olsun, sıcak olsun ne olur ya! Nefret ediyorum...

44. Super Bowl New Orleans'ın...

Bu senenin şampiyonu, 31 - 17 'lik sonuçla New Orleans oldu. Skor farklı gibi görünüyor ama yanıltmasın. Son 3 dakikaya kadar herkes maçın büyük ihtimal berabere biteceğini düşünüyordu, ben dahil :) Yaklaşık 4 saat süren karşılaşmanın özellikle son çeyreği nefesleri kesti. 3. çeyrek sonucu 17 - 16 Colts lehine idi ve son çeyrekte hücum sırası gene onlardaydı. Bitime 11 dk. kala 40 yarddan field goal denemesinde Colts başarısız olunca, hücum sırası Saint'e geçti. Arka arkaya yaptıkları başarılı hücumlara bitime 5 dk. kala touchdown yaparak skoru 24 - 17 'ye getirdi. Colts'un tekrar hücum ederken topu 30 yarda kadar getirdi ancak Saints 3. dk kala Colts'un Manning ile 30 yarddan yaptığı hücumunu interception ile kesip 70 yardlık muhteşem koşuyla touchdown yaptı ve maçtan da 31 - 17 skorla galip ayrıldı. Maçın MVP 'si ise New Orleans Saints 'in oyun kurucusu Drew Brees oldu.

Yeni sezon yanılmıyorsam Ağustos'ta başlayacak. Uzun bir zaman ama beklemekten başka yapacak bir şey yok ne yazık ki :) İşte size Super Bowl XLIV 'in özeti ... Gerçekten muhteşem bir son çeyrekti, mutlaka seyredilmeli...

7 Şubat 2010 Pazar

Tunes of The Week - 43

Gene kaçırdık çarşambayı, SAFDUNYA için uğraşırken kaldık hafta sonuna... İçimde enerji kalmış olmalı ki, psy - goa tarzını andıran parçalar dinlenmişiz bütün hafta... Haliyle TOTW - 43 'ü bunlardan oluşturacağız, üzgünüm... Muhteşem tınılar ve melodiler için önceden uyarıyorum, seyahat garantili bu hafta! İşte Steve Birch, sizi kitlemeye hazır, sizde hazır olun bence aman afallamayın... Boombox 'ı eski kurt Johan Gielen affetmemiş, yorumuyla resmen uyuşturuyor beyni!... Vee Symphonix 'in aynaları... Gerçekleri gösterecek size, her ne kadar görmek istemesenizde... Show must go on!


- Steve Birch feat. Within Temptation / The Temptation Within (Original Mix)








- Ali Wilson / Boombox (Jochen Miller Remix)








- Symphonix / Floating Mirror (Original Mix)






Super Bowl XLIV

Super Bowl... Bugün Amerika'nın durduğu gün! Amerikan Futbolu Ligi NFL de şampiyonluk maçı saat 01:00'de... New Orleans Saints ile Indianapolis Colts arasında oynanacak maçı Digiturk SporMax kanalı canlı veriyor... Umuyorum güzel oyun ve bol skorlu olur. Yatmayacağım değsin oturduğuma lütfen :) En merak ettiğim ise, devre arasında olacak show! Her sene müthiş prodüksiyonlar sergileniyor. Maça gelince... Uzun zamandır yakından takip etmiyorum ama New Orleans sanki alır gibi... Nispeten daha kariyerli bir takım diye düşünüyorum, İndianapolis benim için tam bir kapalı kutu... Hadi artık show başlasın...

Diyar Bakır

Olmadı bu ya... Wallahi yazık. 6assay puan kaybetmiş, al bu maçı karışacak adamlar. Resmen By-Pass yaptık 6assay'a... Kötü oynadık kabul ediyorum ama hakem de anasını sevdi oyunun! Ne olursa olsun atman lazım! Atacaksın... Yazık statta kahrolduğumuzla kaldık. Hadi maçı geçtim, Uğur'dan korktuk, Lugano ve Özer Hurmacı 'dan sıçmayalım. Umarım iyidirler. Hele o Guiza 'nın hali ne! Adamda güç yok, hırs yok, mücadele yok... Evde TV başında pozisyonları bekliyorum, umarım biz tribünde yanlış görmüşüzdür. Ama hakem sıçtıysa çok ağır sövücem!!!

Yaw bir de anlamadığım, 20 hafta mı oldu, bakın her haftanın en güzel golüne... En az 7-8 tanesini Fener yedi! Ne muhteşem goller yiyoruz, ben böyle bahtın...!!! Ahh Fenerim ah! Olmadı bu...

Oldu da bitti maşallah!

Bitti sonunda stres :) Prens, topraklarına geri döndü... Artık üretken değil ama sapasağlam! İçimde hep bir korku vardı, takımlarının bir kısmını toplarlar diye :) hepsi duruyor, çizmişler sadece ... Teknolojinin gözünü seveyim... Hoş, gene aç kaldık sayesinde... O eski felçli halinde yaşadıklarımızdan sonra başka yere gidemezdim, götürdük Anatolia'ya... Amerikan'a da gidebilir mişiz yani, bi farkları yokmuş! Olsun be, aylarca para tedavisine gitti, gene az yeriz bu ayda... Yeter ki prensim yanımda olsun. Da şimdi bi an aklıma geldi, hep az yiyen biziz walla. O hep aynı yiyor. Kızdım gene bak :) Üzülüyordum ama oh olsun o abajur kafana, yaşa 4-5 gün onlada aklın başına bi gelsin. Bu topraklarda kralının gücünü asla küçümseme...

Yorumsuz...

Üstad yazmış duvara özenle...

6 Şubat 2010 Cumartesi

One Step Beyond...

10th pass : Luxuria / Les meubles de famillie

1st Key: SUN
2nd Part History: THY, Indigo, Insidious, Handicap, Transformers, 501, Schizophrenic, Sempiternal, Rain

Date : 05.02.2010

Çok üzgünüm Kırpık...

Bugün zor bir gün Sadenerland 'de... Aslında hüzünlü ve karmaşık... Hala doğru bir karar mı verdim bilmiyorum ama zaten de artık çok geç... Hastaneye bıraktığımda sanki bi şeyleri çakar gibi oldu o da :) Niye geldik buraya der gibi o bakışlar, sanki hazin bir sonun habercisiydi.

Kırpık, inan bugüne kadar ne yaptıysam, hepsi senin içindi... İnan bu en büyüğü... Çok adaletsizce, biliyorum ama kalkmışın imanı olmazdı Kırpık... Bizim yalnız hayatımız, bi de senin cinsel hayatını kaldıramazdı. Osmanlı İmparatorluğu gitti bu uğurda, SadenerLand feda edilemezdi Prensim! Ne olur akşam aldığımda küsme bana, lütfen...

Kaşla göz arasında...

1 adet karışık tost, 1 adet cheeseburger, 2 adet limonata, 3 adet kuru baklava, 1 adet sakızlı muhallebi, 7 adet fıstıklı dolama, 1 adet fanta, 1/3 paket kolalı jelibon, 1/3 paket ayıcık jelibon, 1 adet Nestea... Neden sabah içimde bir sızı ile uyandım acaba?...

5 Şubat 2010 Cuma

Luis Suarez

Uzun zamandır futbol yazmıyordum, zamanı gelmişti. Dün bizim kupa maçından sonra eve geldiğimde, D-Smart'ta gece Ajax - Roda maçı vardı, canlı... Amsterdam Arena stadının o inanılmaz atmosferi ile seyredilmeye değerdi. Ajax 'a hep büyük sempati duymuşumdur. Altyapısıyla tanınan ve sürekli Avrupa futbol piyasasına süper yıldızlar yetiştirip katan bir kulüp... Sadece son dönemdekilere yer versem yeter de artar bile; Babel, Sneijder, Huntelaar, Rafael van der Vaart...

Aklımın almadığı, ben olsam bizim kulüplerin yerinde, gider Ajax'ın yönetim ve altyapı sistemini incelerdim. Hangi Scout'lar ve menajerler ile çalışıyorlar, gider onlarla çalışırdım :) Bir takım bu kadar mı sürekli yıldız adam bulur ve yetiştirir? Ve Luis Suarez... Uruguay'lı forvet bu sezon Ajax takımındaki en etkili oyuncu şuanda... Bu adam, ara transfer döneminde bi ara basınımızda Fenerbahçe ile anılmıştı ama hiç de inandırıcı değildi. Hatta müsait bir tarafımla da gülmüştüm. Gelmeyeceğinden değil, seve seve gelirde paramız yetmez be! Ajax zaten pusuda, serveti getirene adamı direk verecekler. Transfermarkth'da mevcut değeri Euro 20 milyon ama 30'dan aşşağı gitmez. Adam zehir gibi!... Dedim ya dün gece seyrettim diye... Nazire yaparcasına 4-0 kazandıkları maçta 4 golde Luis Suarez'den geldi. Yandı gülüm keten helva, 30 olmuştur 35 şimdi :) Adamın bu sezon 21 maçta 22 golü oldu, daha yazmaya gerek var mı??? Bakalım kime yar olacak sezon sonu :)


Edit: Yazmazsam olmayacak :) Adam maçta son dakikada 5'i de atacaktı ama kasmadı. Şerefsizin suratında bir gülümseme vardı ki...

Bursa manzarası...

Dün akşamki o maçta neydi be! Walla uzun zamandır takımı bu kadar iyi seyretmemiştim. Kimse demesin 2. yarı yattılar diye! Niye oynasınlar ki, ilk yarı bu sezonun serseri takımı Bursa 'ya 3 atmışsın! Amaç gol yememek olmalıydı ve öyle de oldu :)

Uzun zamandır maça gitmiyordum, iş - güç... Özlemişim... O kadar zaman geçmiş ki, içimdeki canavar aç-susuz kalmış sanki :) Maçın sonunda gene yan hakem kovaladık, tavşan misali... Sahtekar Şencan! Lugano'ya itirazdan göstertiyor sarıyı, aynısını Volkan Şen yapınca 3 maymunu oynuyor! Görmedim, duymadım, işitmedim. ben işittirdim ona düşüncelerimi, duymaması imkansız!!! Yakında giremem ben statlara ama bakalım ne zaman! Locadaki Bursa'lıları saymıyorum, zaten o sırada çoktan kan beynime sıçramıştı!

2 Şubat 2010 Salı

Susana ile Nothing At All

Rex Mundi feat. Susana ile Nothing At All... Yeni değil, Mart 2009 dönemlerinde çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam... Hatta TOTW - 22 'de yer vermiştim. Buna yer vermemek mümkün mü!!!... Heralde Cumhuriyet tarihi boyunca işittiğim ve bugüne kadar dinlediğim en mükemmel şarkılardan biri... Beni bu kadar üzen, hüzne iten bir şarkı azdır... Müzik zaten inanılmaz ama onu geride bırakacak kadar öte bir vokal var Susana 'dan... Olmaz walla böyle şey... Hayatımın kadınlarından birisisin Susana, yanımda olsanda hep şarkılar söylesen bana... Bi de saçın kısa olmasa :)

Neyse, klibini yeni buldum... Bak haber de vermiyorlar, ayıp! Hoş Armada'dan da albüm Aralık 2009'da çıkmış zati. Siz seyredin, bırakalım detayları... Gereksiz söze hiç gerek yok :) Büyük efsane...

1 Şubat 2010 Pazartesi

Yorumsuz...

Demek ki sadece cacık için gerekli değilmiş...