31 Ağustos 2011 Çarşamba

Hayatta nefret ettigim seyler - 37



Hayatımın en zor yolculuğunu yaptım biraz önce... En zordan ziyade eziyet demek daha doğru olacak. Akşam saat 18:00 - 19:10 arası otobandaydım... Kocaeli'den yeni bağlandım, karşımda bir güneş... Tamam bir tane güneş var zaten de niye benim karşımda??? Arkadaş, o ne öyle? Öyle güneş mi olur? Bu şey 152,6 milyon kilometre ötede değil mi? Şaka mı bu? Deldi geçti gözümü, beynimi, kafatasımı... Sürekli gözler kısık, evrim geçirdim japona döndüm. Gidiyorum ama hiç bir şey görmüyorum ki? Değil öndeki arabayı farını, burnumun ucunu göremiyorum. Parıldıyor her yer, cehennemin kapısı açılmış sanki! Döneriz geçer gider diyorsun ama bitmek bilmiyor arkadaş!. Hiç mi yol farklı bir yönde gitmez? Ne düz hatmış o... İki sağ sol, sonrası dakikalarca güneş, iki sağ sol, sonrası dakikalarca güneş! Telefondaki mercek resmi çok basitleştirmiş olayı, ben full sarı görüyordum her yeri anlatılmaz yaşanır... Resim ne ki... Ama tıklayın walla resimlere... Bu hali bile içler acısı...

Nedense durumun vahametini sorgulayan zihnime, bir soru takıldı o eziyet dakikaları altında... Acaba güneş gözlüğüm olsa, böyle olmaz mıydı? Acabağ? Acabağnan? Ama bu sorunun cevabını bilemem ki... Taşımak eziyet diye ben hiç güneş gözlüğü kullanmadım ki... Kim peşinde koşar di mi günlük hayatta onun peşinden... Elinde taşıyacağın bir külfet... Ne edeyim ki ben nefret etmeyipte yol boyunca...

Döndüm, günün geri kalan kısmını sarı bir ışık hüzmesi içinde geçirdim. Her yeri sapsarı görüyorum. Hele gözümü kapıyorum, tabak gibi güneş silüeti işlenmiş artık retinam üstüne mi, mercek üzerine mi? Ama na orda duruyor, gitmiyor... Açınca sarı, kapatınca koca bir nokta... Katlanılmaz bir durum... ... ...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

30 Ağustos 2011 Salı

Sevinememe üzerine ihtimal hesapları

Sağolsun Fenerbahçe sayesinde bilim adamı oldum olucam... Az kaldı... İstemeden de olsa 5 senedir istatiki bir araştırmanın içerisinde buluyorum kendimi... Denek mi denir bana artık kobay mı bilemem!!! Bakalım ne kadar zorlayacaklar? Daha kaç ihtimal çıkacak?

Sene 2006... Ligin son haftası Denizli maçı öncesinde, rakip güçsüz diye çoktan şampiyonluğu ilan etmiştik de kutluyorduk. Ama kısmet olmamıştı. Ne öğrendik? Dereyi görmeden paçayı sıvamamayı...

Sene 2010... Gene ligin son haftası, bu sefer Trabzon var rakip olarak. Eee öğrendik ya, maç bitmeden hazırlık yapmadık. Maç bitti, anons sayesinde 5 dk. şampiyonluk kutladık. Statta delicesine kaybettik kendimizi, hasından hemde... Ama kısmet değilmiş gene... Ne öğrendik? Aç tavuk, kendini buğday ambarında sanarmış!!!

Sene 2011... Gene gene ligin son haftasındayız... Değil öncesinde kutlamak, maçta goller gelirken bile sevinmek yok! Maç bitti, hala aporttaydım artık başka bir felaket ihtimali daha olabilir mi diye... Çok düşündüm, baktım 1-2 gün geçti, hala şampiyonuz dedim işte bu kadar! Ama kısmet değilmiş gene gene gene... Daha almadılar kupayı geri ama artık ne hayır gelir o kupadan... Ne öğrendik? Wenger'in şemsiyeden öğrendiğini... Daha yazmayalım tekrar buraya...

Şimdi soruyorum, başka bir sevinememe ihtimali daha kalmış olabilir mi? Her seferinde yok daha artık ne çıkacak dedim durdum... Nasıl beceriyorsa her seferinde üzerine koyarak gidiyor Fenerbahçem! Bizdeki de ne kadermiş be kardeşim...

StormTroopers, their secret lives...

StormTroopers, says; What is "Bayram", do you know?

Bayram coşkusu da duble olsun!

Yazın ortasında bu sıcakta bu yoğunlukta orucu nasıl tutacağız diye kara kara düşünürken, bayram geldi çattı. Nasıl geçti koskoca 30 gün, hala aklım almıyor. O kadar alışmışım ki oruca, yemek yiyesim yok. Gün içinde su falan içeyim diyorum, her teşebbüste amman oruç gitti durumu oluyor klasik... Buna da alışırız be... Biz yeri gelmişken bayram keyfini yaşayalım. Hem bu sene bayram coşkusu ayrı bir güzel, dublesinden... Herkeslerin Hem 30 Ağustos Zafer Bayramı, hem de Şeker Bayramı kutlu olsun...

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Özür dile Wenger!

Hayat gerçekten çok ilginç... Hele insanoğlu çok daha ilginç... Şu sosyal ağlar çıktığından beri walla mertlik bozuldu. Konu İngiltere'den ama biz Türkler mutlaka musallat olacak bir yer buluyoruz.

Yakın zamanda BJK, Liverpool'dan 8 yemişti, unutmak mümkün mü? O dönem Wenger UEFA 'ya yönelik çıkıp bir demeç vermişti. Demişti ki; “Platini’yi anlıyorum. Amacı Şampiyonlar Ligi’ni tüm Avrupa’ya yaymak ama bu karar, maçların bazılarını anlamsız hale getirecek. Geçtiğimiz günlerde Slavia Prag’ı 7-0 yendik. Liverpool da Beşiktaş’ı 8-0 mağlup etti. Güçsüz takımlara şans verilirse, Şampiyonlar Ligi’nin ne bir anlamı ne de bir önemi kalır”

Kurt hoca Wenger fena faka bastı... Bu takımın Premiere League 'de ne işi var diye bizimkiler mesaj yağmuruna tutmuşlar. Hiç aklına gelir miydi 8 tane gol yiyebileceği... Futbol bu anasını satayım, işte top yuvarlak. Ama resme bakınca benim aklıma bir özdeyişimiz geldi; bir yere giren şemsiye açılmazmış!!!... Baksana ManU açtı galiba...

28 Ağustos 2011 Pazar

Şeytan çarpması...

İşte efsane 8-2 'lik maçın özeti... Gerçekten Arsenal'i şeytan çarptı, iyi ki seyretmişim... Gollerin hepsi birbirinden güzel ama ManU. 'nun bu seneki yeni transferi Young 'ın atmış olduğu 2. ve 8. gollere ayrı bir dikkat çekmek istiyorum. Maça bak maça...

8-2

Young bir gol daha atti ki, oruc degil sakata gelmek gitti bile en agirindan... Koyariz ozetini, tarihi bir mac oldu. Son saniyelerde 9 geliyordu da Park daga tasa vurdu... Neyseki simdi bitti...

Yazik be Arsenal...


Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

Ah Futbol Ah!

Bizim ligin adam olacagi yok... Suursuz TFF sayesinde tadi tuzu kalmadi. Futbol ozleyenler olarak 2 umudumuz vardi, Ingiltere ve Ispanya ligleri...

Can sikintisi oruclu oruclu Man.Utd. - Arsenal macini izliyorum. Sanki porno film??? Sakata geldi oruc... O kadar muthis goller var ki? Hele ki Young'in attigi 2. golde, daha top havadayken anasinin hatrini sordum, giderken belliydi lamba gibi asilacagi filelere. Dakika 84 ve skor 7-2... Daha ne diyeyim? Allah Arsenal'e sabir versin. Nasri ve Fabregas sonrasi bellerini dogrultamazlar gibi gozukuyor...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

26 Ağustos 2011 Cuma

Socrates 'ten...

Sokrates oğluna bir torba çivi verir ve ona kontrolünü, sabrını her kaybettiğinde ceviz sandığının üzerine bir çivi çakmasını söyler. Birinci gün çocuk tam 37 çivi çakar. Haftalar ilerledikçe çocuk kendini kontrol etmeyi öğrenir ve daha az çivi çakmaya başlar. Nitekim haftalar ilerledikçe, kendini kontrol etmesinin sandığa çivi çakmasından daha kolay olduğunun farkına varır. Her çivi çakılmadığı günün sonunda durumu babasına bildirir.

Bu defa Sokrates oğluna, kendini kontrol ettiği her günün sonunda sandıktan bir çivi sökmesini ister. Haftalar geçer, çocuk hem sabır hem de kendini kontrol etmenin idrakiyle, tüm çivileri sökmüş olur ve babasını çağırır.

Sokrates çocuğunun elinden tutar ve sandığın yanına götürüp ona şöyle der: "Bak oğlum, çok çalıştın ve artık kendini kontrol ederek sandığın üzerinde delik açmamayı öğrendin!… Ancak, sandığın üzerindeki deliklere bir bak!... Hiç bir zaman o delikler kapanmayacak ve eskisi gibi olmayacaklar. Her sabırsızlığın, duygusal tepkimen karşındaki kişinin yufka yüreğinde böyle onulmaz yaralar oluşturur. Ne kadar özür dilersen dile, o yara daima orada duracaktır. Sözlü bir saldırı da en az fiziksel bir saldırı kadar yara verir!... Oysa arkadaşlarımız bizim için mutluluktur, bizi güldürürler, başarı için cesaretlendirirler, bize dikkatli bir kulak sunarlar ve kalplerini bize açmaya her zaman hazırdırlar."

Torn, 03.02.2002


23 Ağustos 2011 Salı

SadenerLand Research Lab. Reports...

"evlenin evlenin... iyi bir kadın bulursanız mutlu olursunuz, bulamazsanız filozof olursunuz"

Socrates


22 Ağustos 2011 Pazartesi

Terör kolgezerken...

Gene bir koramiral tutuklanmış. Bravvo walla... Terör kolgezerken... Vatan evlatları birer birer toprağa düşerken... Bu kadar zaman yazmadım, ama tutamayacağım artık kendimi... Bi iki de biz fikredelim... Ergenekon ayağına tutuklamadıkları adam kalmadı. O kadar laçkalaştı ki durum, dalgasına bizi ne zaman içeri alırlar esprileri bile çoktan miyadını doldurdu. Bıkmadılar, hala adam tutukluyorlar... Ordunun yarısını içeri aldılar be! Tepesinde adam bırakmadılar. Bu mudur adalet? Nasıl bir hukuktur bu, daha sonuçlanamayan? Peki bu nasıl bir devletçiliktir?

Yerle bir ettiler ordunun kudretini... Taşraları çoktan ateşe attılar, haberleri bile yok... Saygısını yitirttiler halkın üzerinden... Halbuki bende inanamazdım, ama askerde bizzat şahit oldum. Vatanımda askersiz çok yer 2 ileri 1 geri gider... Eskiden böyle cirit atılabilir miydi? Müzakere edilmesini çoktan geçtim ben... Bizse; bıçak mı kemiğe dayandı, sözün bittiği yer neresi ki, çatladı mı sabır taşı evresindeyiz daha...

Söylemleri nedeniyle suçlu bulunan Sokrates, mahkemece idama mahkum edilmiş. Karısı yana yakıla haykırmış, mahkeme ne istiyorsa onu yap yoksa haksız yere asılacaksın diye... Sokrates düşünmeden cevaplamış; haklı yere asılsaydım daha mı iyiydi be kadın? Bu tutuklama işleri o hesaba döndü...

Manic Monday!!!

Bu Pazartesi sendromunu ne yapacağız ya! Her sabah uyanırken adeta içimden bir şey çıkmaya çalışıyor sanki... Ben bastıra durayım da o durmuyor! Walla saldırasım var sağa sola... Vurasım var kendimi duvarlara, dağlara, taşlara... Öyle depresif bir hale geldi ki artık... Zaten geç kalmışım kalkamamışım... Yolda deli trafik, hangi yola sapsan arpa boyu ilerlemiyor. Telefona düşen toplantı uyarıları... Yağan mailler zaten hayat standardı olmuş. Artık 2 elimle mail yazmaktan uzmanlaştım arabayı dizimle kullanmaya... Her mecradan iletişim yağıyor, herkesler bir şeyler istiyor... Aaargh!

Orucuz ya, öğleyinde oturuyoruz yerimizde kös kös... Bir anda zihnim çalışmaya başladı, merak ettim... Ben okula 5,5 yaşımda başlamışım... Miş'li zamanda kullanıyorum, çünkü çoğu şeyi hatırlamıyorum tabii ki... Ama Pazartesi sabah kalkmaları zihnime kazınmış durumda... Okul sonrasında iş hayatı... Şu an km 33'te... Geçmiş 27,5 sene... 52 haftadan 1.400'den fazla Pazartesi ediyor... Yazık değil mi bana??? Yüce rabbim, şu güne karşı olan algımı değiştir, dayanma gücü ver! Acaba çivi çiviyi söker hesabı bir Pazartesi günümü evlensem...

15 Ağustos 2011 Pazartesi

TomTom ve Darth Vader

Yaratıcılığın sonu yok. TomTom araç GPS firması, yol komutlarının sesi için Darth Vader'ı kullanıyor. Tanıtım müthiş... Valla gidip alasın geliyor. Buram buram konuşsun arabanın içinde... Biraz kılıbık başlamış ama sonu effsane olmuş walla! Yakışır bitmiş... Dum dum dum dumdudum dumdudum, duum duum duum dumdudum dumdudum... Yaşasın Dark Side...

8 Ağustos 2011 Pazartesi

One Step Beyond

27th pass : Healesville Sanctuary / disilludere, disingannare, disillusione

1st Key: SUN
2nd Part History: Energy, No one, Senseless, Shrink, Disillusion, Waves, Kırpık, Dragonfly, Stratosphere, 2099, Selflessness, Sacrifice, Angel-a, Antisocial, Jaren, TK155, Luxuria, THY, Indigo, Insidious, Handicap, Transformers, 501, Schizophrenic, Sempiternal, Rain

Date : 07.08.2011


*** Bu da unutulmaya yüz tuttu, kaldığımız yerden devam edelim... Hatırlatmak için One Step Beyond History

7 Ağustos 2011 Pazar

Bir Sensation daha böyle geçti gitti...

Bütün sene bir günü beklersin ya, hep hayalini kurarsın... Sonra o gün gelir, rüzgar misali geçer gider ya, ne olduğunu bile anlayamazsın... Her güzel şey gibi... Makus kaderi değil mi bu insanoğlunun, ömür gibi... 02 Temmuz'da gene unutulmaz bir geceye şahit oldu 40K insan... Seneye ya nasip artık... Bu işin gönüllü elçisi olarak anılarımızı tazeleyelim bari, işte Sennnseyşınnn böyle bir şey... Hayat hep böyle olsa... İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza :)

Adriana Lima

Unumu eledim, eleğimi astım artık... Devam edebiliriz...

Tunes Of The Week - 61

Yazıyorum ama utanıyorum da... En son 29 Ağustos 2010 'da yüklemişiz... Nerdeyse olmuş tam 1 sene... Yazık walla... Kıralım bakalım zincirleri, gerisi gelir artık heralde... O kadar ara verilmiş madem, dönüşü adına yaraşır olsun. Malum pazar bugün, önce yarınlar hiç gelmesin diyelim. Sonra Glenn'in konuyla ilgili diğer önerisini dinleyelim... SS kuralı pazartesi geleceğinden biz en son Daisy hatrını soralım. Bu Daisy, Vak Vak amcanın ki değil, ben uyarayım, çok açılmayın... Hadi rastgele...

- Arnej / Tomorrow Never Comes (original mix)








- Glenn Morrison / Another Suggestion (original mix)








- Sander van Doorn / Daisy (original mix)






5 Ağustos 2011 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...