30 Haziran 2010 Çarşamba

Can Bogazdan Gelir

Iste meshur Edirne cigerini yemek sonunda nasip oldu!... Kimle gorussem aa bir ciger yersin diyip durdu, ya ben 6 ay askerlik yaptim zamaninda da bir kere yemedim! Bu ne zaman unlu oldu arkadas! Iste Edirne cigeri, iste Cigerci Aydin... Tabii ki 1,5 :)

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

Gecen yillarin dili olsa...

Vay vay vay... Edirne 'ye gelipte otogardaki karakoluma ugramadan gidebilir miyim? :) Iste karakolum... Askerden sonra ilk kez geliyorum. Dayanamadim girdim iceri :) Sok oldum! Hersey ayni mi olur... Sanki hala askerimde alaydan lantla gelmisim goreve gibi... Otogarin ici, banklar, restoran... Ben nobette otogarin catisina az mi baktim saatlerce :) Leke bile hala duruyor. Gercekten inanamiyorum, dile kolay 6 sene gecti... Cay ikram ettiler, gucum yoktu icerde oturmaya, kactim. Gozlerim doldu, kisaydi misaydi ama harbi caki gibi askerlik yaptim ben...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

29 Haziran 2010 Salı

Cay uzerine...

Edirne koyleri kazan, biz kepce... Dolan dolan... Burasi Dogankoy, kahvedeyiz... Halkimiz o kadar misafirperver ki, her ugradigimiz yerde cay icmekten harbi ginaa geldi :) O kadar severim cayi da nereye kadar :))) Icmezsen hic olmaz, yoksa aliniyorlar walla...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

Bereketin bol olsun Turkiyem

Bu resimde ne alaka? Ciftci paketi icin dustuk yollara... Oyle bir alaka iste, Edirne Lalapasa'dayim... Malum 2004 'te askerligi ben Edirne'de yapmistim. Hatta yanlis hatirlamiyorsam bu kasabada trafik semineri bile organize etmistim. Askerde bile organizasyon yaptim a.q. Vali, Kaymakam, Belediye Baskani, Tugay komutani, Alay komutani falan... Ne stresti be, ice nasil sicilir gostermisti bana... Neyse yasayacagiz eski anilari biraz :)))

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

28 Haziran 2010 Pazartesi

No Pain, No Gain...

1 haftadır kırılıyorum bel ağrısından... Şunun şurasında perşembe yolcu Abbas'ız ama bu sağlık standardıyla sürüneceğimiz kesin. Bilindik bir şeydi, en alttaki diskim patlak :) Ama iyi bakıyordum... Dinleneyim dedikçe biz galiba aksine biraz yüklendik :) Neyse, yazamayışım ondan... Madara eder bu ağrı adamı... Bakalım perşembe ola hayrola...

25 Haziran 2010 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir!...

23 Haziran 2010 Çarşamba

Yorumsuz

Gozunu sevdigimin away day'i :)

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

22 Haziran 2010 Salı

The Minion Senses

Passion like no other!...

Bir cahil cühela hikayesi...

İnanılmaz bir cahil cühela hikayesidir bu... Biraz önce dişlerimi fırçalıyordum, aklıma geldi... Ben uzun zamandır diş fırçası olarak Oral B Pulsar kullanıyorum. Ha neden diye kimse sormasın, nedeni yok. Migros'ta stantta tüm fırça modellerine bakarken bunu seçmiştim zamanında... Hem fiyatı biraz yüksekti, hem de tasarımı iyiydi. Her alışımda sordum içimden, bu niye pahalı diye... Üzerini okuma zahmetine hiç katlanmamışım!!! Sabah - akşam fırçalayıp durdum, gönlümce... Ama o gerçekle karşılaşma anı yaklaşık 2-3 ay önce yaşandı. Bi gece evde dişlerimi fırçalarken, nasıl olduysa bir anda fırça kıpraşmaya başladı. Gözlerim Scrat'ın ki gibi açıldı, bi vurdu aynaya geri geldi. Şaşkınlıktan fırçayı atmışım elimden :) Kendime geldiğimde anladım ki, fırçanın üzerinde düğme varmış, meğersem titreşimliymiş fırça!!! Ben onu ne zamandır kullanıyorumda, kaç tane fırçayı bir kere titreşimini kullanmadan attım :))) Neyin ne olduğunu bilmeden kullanmak!!! Ne kadar mallık! Milletin elinde ne Blackberry'ler, iphone'lar var, gidiyor sadece yes no alo için kullanıyor. Ne farkım kaldı benim bu salaklardan... Kıs gözlerini Scrat, foyamızı ortaya çıkaracaksın :)

21 Haziran 2010 Pazartesi

Bizi kedi-koca ilan ediyorum.

Bu blogun mimarı Işıl'dır, kendisine şükranlarımı sunuyorum!!!

AFP 'de haber çıkmış bana atıyor. Neymiş Berlin'de 39 yaşındaki postacı Uwe Mitzscherlich, 15 yaşındaki obez kedisi Cecillia ile evlenmiş. Uwe manyağına bak! Bir de demiş ki; "Cecilia'yla daima sarılarak uyuruz, hep benim yanımda yatar. Kalplerimiz beraber çarpar."... Evlenirken şahitleri, Uwe'nin ikiz kardeşi Erik ve Euro 300.- ödedikleri bir aktör :) Başka kim bu işe alet olur ki, adam bulamamışlar :) Uwe anladım ki kesin salak! O kedi 15 değil, madem evleniyorsun 7 ile çarp 105!... Yani faydası olmaz artık, ruh hastası...

Bu haberi okuyan Işıl'ın hayal gücü çalışmış... Kırpık'ın patilerine kına yakacakmış, cateringi Whiskas'tan alacakmış, şahitlerimizi de Kötü Kedi Şerafettin ile Garfield yapacakmış!... Bi doktora görünmeli bence... Sen göründe, ben çok güldüm, Allah'ta sana şifa versin... Ne diyeyim :)))

Ps. Işılcım benimki erkek!... Bi dayanağın olsun bari :) ...

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 31

21. yy 'dayız diye biliyorum, değilsek rezil olduk o ayrı... Benim kafama çok feci takılan bir şey var arkadaş. Yaşam sürekli hızlanıyor, her ne kadar ben durmasını istesemde... Bu paralelde teknoloji aldı başını gidiyor. Dünya uçmuş tutanı yok. Nano teknolojiler, mikroçipler, LED'ler, uydular... Herşeyin üst modeli çıkıyor, bugün aldığın yarın eskiyor... Daha neler neler oluyor da, şu pillerin ömrünü bi uzatamadınız arkadaş! Bilim adamlarına, teknoloji firmalarına sesleniyorum! Bi cep telefonu ömrü bir günü geçmiyor, bir lap-top 4 saat dayanmıyor. Allah kahretmesin ya! Bıktım artık! Bu kadar mı zor be... Yapmayın ya, kafa mı buluyorsunuz? Ne çıkarınız var, elinizdeki çinko ve lityum rezervleri mi bitmedi? Verin ben onları sokacak bir yer bulurum ya, yeter ki şunun ömrünü uzatın... Ben unutuyorum yanıma almayı, kendimden nefret ediyorum zaten bu yüzden binlerce kere... Gene hafta sonu sıçtık! Etmeyin ya, nefret doldurdun hayat sen benim içime... Sayıda bi garip durdu zaten, töbee töbe :) ...

19 Haziran 2010 Cumartesi

Yorumsuz

Karpuz kabugu dusmeden onceki son sessizlik...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

Mutluyum, mutlusun, mutlu...

Mutlu Aku gururla sunar gibi oldu bu :) Para mara verdikleri yok, bizim ki gonulden... Aksam oldu nerdeyse ama anca... Cikmak bayagi zor oldu. Onca yoldan sonra feribota bindimde simdi, kalkiyoruz. Anons basladi da sasirdim. Turkceden sonra ingilizce de basladi :) Bizim Eskihisar - Topcular feribotu... Saka mi, degil... Yok artik! Peh! Bu ulkede bazi seyler degisiyor gercekten :))) Bende de degistigi gibi... Nelere dikkat etmeye basladim, yaslaniyorum galiba... Sasirmamak elde degil...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

The Minion Senses...

Passion like no other!...

Sen nerden çıktın yaaa???

Nasılda yetersiz kalıyor, anlık görüntü... Bu Akşam TKA 'daki Serdar Ortaç'ın kıçıkırık konserinden sonra eve gelince, Armin Only - Utrecht 19.04.2008 DVD 'sini kullandım kendime gelmek için... Sabahın bu saatide olsa Cuma'yı heder etmenin hiç anlamı yok, son damlasına kadar tatmadan... Artık baygınlıktan mı nedir, muhteşem bir şov eşliğinde Sail'i dinlerken, tınıların arasında bir kadına vuruldum. Durdu gece, büyülendim adeta... Zaten şarkı yeteri kadar sarsarken, bir de denizci kızların arasındaki o insan evladı olabileceği tartışılabilecek dişi varlık esir etti ekrana... N'ettim buldum nette videosunu, hemen capture... Lazım çünkü... Nerden bulurum acaba adını :) Hani feysbukta falan taratabilirdim belki... Ya da twitter... Bi şansımı denemek isterdim, alt tarafı msj atacaktım :) Düşünüyorum da, dinlediğim eşsiz tınıların eşliğinde, seyirciyi coşturan o büyüleyici beden dilini bu fotoğrafın anlatması ne kadar da imkansız...

Anlaşılması zor olan başka şeylerde var... Hatta anlam verilmesi... Ben bunları düşünürken, tam da bunu anlatan şarkıda, onun orda olması manidar değil mi? Sail... Armin van Buuren... Muhteşem... Hele sonlardaki o an yok mu? İnsanı dumur eden... Duyduğunda içini acıtan... Bu kadar savunmasız vurulmaz, alt tarafı müzik bu... Hangisi demeyin, anlarsınız... Benim çok acıyor...

Armin van Buuren / Sail (Original Mix)







Ps. Binali yüzünden videoyu sonra koyacağım :)

18 Haziran 2010 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir... Gene uzansam o çimlerin üzerine...

14 days before sunrise...

Nası çekip gidesim var, belli değil... O kadar daralmışım ki! Bir yandan sıcak, bir yandan iş güç, bir yandan hayat... Gerçekten herşeyleri bırakıp gidesim var... Hani; "gidişin olurda dönüşün olmasın" deseler, Amin diyeceğim... Kaza bela çıkmasada rahat rahat gidebilsek... Vize pazartesi gelecek kısmetse... Kaldı 14 gün... Yanlış anlaşılmasın, biz hayatı kutlamaya gidiyoruz :) Laf ola, beri gele...

Dummkopf

Hadi bakalım... Geçen sezon ki 4dk 'lık şampiyonluk kutladığımız o muhteşem foto-finişten sonra bu gelen haberle yüreklerimize su serpildi. Korktum çünkü, Fenerbahçem'de herşey yolunda olmamalı... Ben tribüne gidince her maçta yüreğim ağzıma gelmeli, krizler bitmemeli... Ben kendimi bildim bileli bu böyle gelmiş, böyle de gitmeli... Daum kaldı takımın başında, en azından şimdilik... Yok efendim sindirme politikasıymış, yok efendim Daum pes etmiyormuş... Ulan olan hep bize oluyo anasını satayım. İnen kalkan hep taraftara... Walla lotodan para çıksa veririm bu dunkofa da defolup gitsin :) Şayzee!...

17 Haziran 2010 Perşembe

Binali ve Google...

Geçenlerde gazetede çıkmıştı, Binali Yıldırım Google 'a savaş açmış ve bazı İP 'lerini kapattırmıştı. Savaşın sebebi de 30 milyonluk vergi borcu çıkarmasıydı :) Hafta başından beri blogspot'un video servisi çalışmıyor. benim korkum ban'lenen İP 'ler... Adamın tadını kaçırıyorlar walla, düzeltin şu işi ya... Youtube 'u zaten unuttuk, sıra buna gelmesin...

15 Haziran 2010 Salı

Turkcell Kurucesme Arena

Ve sahnede Jean Michel Jarre... Muhtesem bir gece olacak, muhtesem.

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

14 Haziran 2010 Pazartesi

Adriana Lima

N'ettin sen!!!

The Minion Senses

Passion like no other...

13 Haziran 2010 Pazar

Fişleyin!

Her zaman savunduğum düşünce; insanoğluna verilen en büyük lanet, düşünebilmektir. Düşünmek, hayal gücü ve bunları hayata geçirmek... İnsanoğlu bu, o zihnini kullanarak neler yapmadı ki bu dünyada... Taş devrinden bugünlere... Hep düşünerek geldi... Sonra bir film seyrettim biraz önce... The Collector... Şimdi bu ilk yazılar eşliğinde ne yazsam gerçekten kestiremiyorum. Bunun yazan insanın ruh halini merak ediyorum. Kesin küçükken ağaçtan falan kafa üstü düştü ya da ateşli bir hastalık geçirdi. Bu nasıl bir hayal gücüdür? Bu nasıl bir kurgudur? Bu nasıl bir vahşettir! Bu nasıl bir zekadır? Yeminlen karabasan gibi, nefes almayı unutturuyor adama... Bunu yazan ruh hastası garanti, fikri buysa zikri nasıl acaba? Onu derhal kaldıracaksın ortadan! Hatta üzerine de kireç dökeceksin ki, yayılmasın! Benim önerim, bu filmi izleyenleri de dünya fişlesin... Hepsini teker teker... Vahşet öğreniyoruz resmen, hunharca... Akla hayale gelmeyecek şeyleri sunuyoruz, yarım akıllılara ve sapkınlara... Geleceğin rahatsızlarıyız biz, bilinç altımıza işleniyor! Yeni fikirler, yeni ufuklar... Daha neler göreceğiz, yapılmayacak şeyler mi bunlar? Doldu gazetelerin 3.sayfaları bunlarla...

Filme gelince, bu hayatta 2 şey vardır, tırstığım... Biri yükseklik, diğeri bir evde geçen ve her an bir yerlerden bişey çıkacakmış edasındaki sessizlik dolu filmler... Öyle kitleniyorsun ki, o sessizlikte karnın guruldasa şimşek çaktı diye altına sıçırttıracak... Abartmıyorum, ben 42. dakikada bir nefes molası verdim, oksijensiz kaldım çünkü... Hele ki tuvaletimde kedimin miyavlaması sırasında yaşadıklarım... Tarif edilemez... MasterCard reklamı değil bu! Yaşamak lazım... Eşsiz film olmuş bu dalda :) Hayal gücü ve yaratıcılık harika, etkilenmemek elde değil :) Benim yazışım ondan ya... Nerde benim fişim? İlk 10'a yazın ama...

Tunes of The Week - 58

Hüzünlü tınılar her zaman kendini belli ediyor... Öyle çaba göstermene gerek yok, daha dinlerken kazınıyor zihnine... Heleki şu alacalı bulacalı zihin günlerimde... Yol göstereceğine yangına körükle gidiyor. Insanity, Profile ve Silver Lake... Aksın gitsin tınılar... Ben bir de Silver Haze biliyorum ama o başka diyarlarda :))) Ama Insanity 'ye bir ek yapacağım, olmazsa olmaz. Arctic Moon imzalı işler bana hiç yaramıyor. Tamda hissettiklerim çünkü, duymayı özlediklerim... Delilik hiç değil... Bana Armin'in bir sözünü hatırlatıyor... "Trance is a natural drug that will heal us all"...

- Krazy Sandi / Insanity
(Arctic Moon Remix)(A.S.O.T. Cut)








- Ben Gold / Profile (A.S.O.T. Cut)








- Mike Foyle / Silver Lake
(DNS Project Remix) (A.S.O.T. Cut)









Spermin DNA 'sı...

Sabahtan beridir koşturuyorum, kan ter içinde eve atmışım kendimi... Bir oturdum, okuduğum habere bak habere... Konya 'da Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesinde 40 denek üzerinde yapılan bir araştırma, pantolon cebinde taşınan cep telefonunun, spermdeki DNA yapı bütünlüğünü bozduğunu ortaya çıkarmış.

"Cep telefonu, spermin DNA'sını bozuyor"

Okuduktan sonra, boş bakışlarla son 15 yılım bir anda zihnimden geçiverdi :)

Ben işim yüzünden hayatımı verdim be bu telefona!!! Nerde taşıyacağım, şeyimin yanındaki cepte taşıyorum tabii ki!!! Hayır yapabilsem içime takıcam da simcardı, faydası olmaz diye korkuyorum... Ne yani şimdi, bizim kasa tam takır kuru bakır mı? Boşuna debeleniyoruz mu? Hadi bee? Yediğimiz gole bak!... Bu böyle löngedenek de açıklanmaz ki? Küçümsemek gibi olmasında Konya'da yapılan araştırmadan da ne hayır gelir! Bari bu da tek tutunacak dalımız olsun :) Madem mevcutu kaybettik :) Hadi doğru diyelim, belki denekleri yerel seçtilerse, o bozukluk rakıdandır... Malum, Konya muhafazakar ya, Türkiye 'de rakının en çok tükeldiği ildir kendileri... Bana gelmez rakı, biz tombalaya devam edelim, grand baba doooksan!

SadenerLand Research Lab. Reports...

Herşey bir sokak çocuğunun elini cebine sokabildiği kadar boş, öznesi olmayan cümleler gibi değersiz ve senin "n'aber" soruna "iyilik" dediğim kadar yalan...

Araç (Na)Muayene İstasyonu

Bizim arabanında muayenesi Ağustos'ta bitiyor. Kim uğraşacak diye derdi başlamışken bu videoyu görmek, acı oldu:) Bu iş gerçekten böyleyse, hep bize mi olcak bu giren çıkan? Adam ne güzelde söylemiş :))) Yarılıyorum her defasında... Yok böyle bişey :) Kim takıyuru :))) Araba işte gidiyuru...

Fuck the Vuvuzela...

Vay anasını sayın seyirciler... O ne sestir be kardeşim! Vuvuzela mıdır ne boksa! Maçı seyrederken sanki stadyumda değil de arı kovanı içindeyiz. Ne zaman çıkacak katil arılar diye bakıyorum! Attack of the killer bees!... Bi dünya kupasında maç seyretme keyfimiz vardı, ırzımıza geçiyorlar beynimizin! Bugün 3 maç olunca, bi geçici afallık yarattı. Daha da 2. gündeyiz... Bitmez bu kupa, biterde beyinde hasarlı biter! Biz boşa trance dinliyoruz, haybeye... Fuck the Vuvuzela!

12 Haziran 2010 Cumartesi

The Minion Senses

Passion like no other!...

Yorumsuz

Bu saatte ki kahvaltiya, boyle bi arkadas! Bi bana, bi kusa, bi bana, bi kusa :)

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

One Step Beyond...

24th pass : Senseless / disilludere, disingannare, disillusione

1st Key: SUN
2nd Part History: Shrink, Disillusion, Waves, Kırpık, Dragonfly, Stratosphere, 2099, Selflessness, Sacrifice, Angel-a, Antisocial, Jaren, TK155, Luxuria, THY, Indigo, Insidious, Handicap, Transformers, 501, Schizophrenic, Sempiternal, Rain

Date : 11.06.2010

Zihnimdeki protonlar...

Ne de güzel dile getirmiştim, en güzel hayalimi... Huzurun, mutluluğun aslında benim için ne demek olduğunu...

Dream with me?

Bu muhteşem videoyu görünce yazdıklarım aklıma geldi. Bir anda bu anın içinde oluverdim. İşte tam da istediğim şeydi... Yaşıyordum sanki... Aşık oldum, kendime, hayallerime, hislerime... O kadar yorulmuşum ki artık... Şu an nasıl süzülesim var, huzur içinde, kendi kendimle... Benim yukarı çıkacağım şüpheli :) Gariptir bazen dayanacak güç bulamıyorsun... Bazen de tutamıyorsun kendini... Belki de tutmak istemiyorsun... Ben de tutmadım zaten... Ah o zihnimdeki protonlar! Çarpışmasınlar artık... Akşam yeteri kadar çarpıştı zaten...

Adriana Lima

Bizimkisi bir aşk hikayesi, siyah beyaz film gibi biraz...

11 Haziran 2010 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

9 Haziran 2010 Çarşamba

The Minion Senses

Passion like no other!...

Selçuk, maç kaç kaç?

16 Mayıs ne gündü be!... Unutmak naa mümkün... En çok da bu resim aklımdan çıkmıyor :) Benim bile sorasım geliyor hala, Selçuk maç kaç kaç? diye :) Diğerlerini sen düşün :) Sadece ben değil, Selçuk'ta unutamamış olmalı ki, Milli Takımın ABD 'deki maçları için kamptayken açıklama yapmıştı, "16 Mayıs hayatımın en kötü günüydü" diye... Gerçekten haklı galiba, baksana Fenerbahçe'de 21 numaralı formayı giyerken, Milli Takım'da 22 numarayı seçmesi ilginç olmuş gerçekten :) Selçuk var mı değişiklik, maç kaç kaç? :))) 2-2 abi :-O

8 Haziran 2010 Salı

Adriana Lima

Çok şey mi istiyorum acaba?...

Scrat = Sadener...

Geçen gün bi eğitimdeyim... Eğitim şart! Ne demişler 1 eğitim 1 insan, 2 eğitim 2 insan... Tanışma faslı sırasında sordu eğitmen, kendinizi bir karaktere benzetin diye... Herkesler neler söyledi de ben Scrat dedim :) Ölürüm ben ona ya! O benim, BEN! Geyiğine değil, gerçekten... Her seyrettiğimde kendimi görüyorum. İkimizde rahatsızız, hayatı çok tutkulu ve azim dolu yaşıyoruz... Hani duvarı delcez nerdeyse :) Garibimin başına neler geliyorda bırakmıyor palamutun peşini... Yılmak yok! Aynıyız walla... Benim de tutkularım yüzünden başıma neler gelmiyor ki?... Benim gözlerinde o kadar açılabilitesi oluyor zaman zaman... Hatta o kadar seviyorum ki Scrat'ı, gerçekten param olsa 20th Century'den haklarını satın alacağım :) Sadener'in karakteri olsun isterdim, hem de çok... Bizim Kırpık'a da kardeş olurdu, yok artık! Ahh paranın gözü çıksın :) Hadi biz seyredelim gene... Resimdeki sahneyi kaçırmayın, kırılıyorum ya :)))


İtalya'yı sevmek için 26 neden...

İtalya... Güzel memleket ama aslında bi bokta yok hani :) Aslında bizden farkları yok. Bizim ırkın biraz daha medenisi ve Avrupa Birliğine girmişi :) Seviyorum, ne de olsa bir ayağımız orda... Bir dergide derlemişler, İtalya'yı sevmek için 25 neden diye... Eksik kalmış, ben onu 26 yaptım. Bakalım nelermiş...

1 - Sophia Loren, 2 - Leonardo Da Vinci, 3 - Ornella Vanoni, Mina ve Adriano Celentana ile İtalyan Müziği, 4 - Gelato, 5 - Pizza, 6 - Makarna, 7 - Prosciutto ve Bresaola, 8 - Şarap, 9 - Peynir, 10 - Campari, 11 - Balsamik Sirke, 12 - Espresso, 13 - Ferrari, 14 - Armani, 15 - Vespa, 16 - Seria A, 17- Milano ve Floransa Katedralleri, 18 - La Scala, 19 - Roma, 20 - Capri, 21 - Toscana, 22 - Venedik, 23 - Pisa Kulesi, 24 - Sardunya Adası, 25 - İtalyan Sineması, 26 - Vee tabii ki inanılmaz güzel hatunları :))) Seviyorum ya İtalya'yı...