18 Aralık 2011 Pazar

StormTroopers, their secret lives...

StormTroopers atasözü; "Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin"...

16 Aralık 2011 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

Çook çalışmam lazım, çoook...

Okunmamış mail hiç yok bir kere! Aylardan sonra ilk kez follow up'lar 2 basamaklı hanelere indi... Walla kutlamak için koyuyorum buraya... Rahatsızım ya, üzerimde nasıl bir stres unsurudur bu anlatamam. Yiyor beynimi, yıpratıyor bedenimi, hareketlerime yansıyor embesilinden... Son aylarda düğündü, eğitimdi, işti, seyahatti derken birikti de birikti. Ama bu hafta sonu hepsi Bİ TE CEK!!! İnşallah... Bu hafta sonu çok çalışmam lazım çoook...

13 Aralık 2011 Salı

Veleybol

Bugun kalabalik bir ekipce Saklikoy'deyiz. Eveydey deriz biz buna, lutfen...
Programda aksam ustu spor zamani vardi. Gelen mailde esortman ve spor ayakkabi getirin dendiginde zaten bi killanmistim. Zaman geldiginde ise sanki topu ilk kez gormus gibi 14 kisi veleybol oynar mi? Arkadas, oyun bitti 4 sakat var ortada... 2 si suan hastane yolunda, 1 tane gene iyi sayilir benim dirsegim geldi kafasina... E bir kaldi diyen varsa o da benim! Gitti adele... Baldirim nasil cekiyor kelimeler yetmez. Dirsegi vururken hissettim de yarim bastim yere... Basa gelen cekilir diyorum ama ne isim var benim veleybolla falan yaa! Ayranimiz yok icmeye, tahtiravalli ile giderim sicmaya... Cabuk gecse bari, seke seke nereye kadar???

11 Aralık 2011 Pazar

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 38

Resme bak resme... Şaşalı günlerimizden... Çok değil daha 1 ay geçmedi. Maldivler... Atalarımız demiş ya; ayranı yok içmeye, tahtıravalli ile gider sıçmaya... Bizimki o hesaptı. Ne tatildi ama... Bütün gün boş oturmak, yatıp uyumak, çıplak ayak dolaşmak, bembeyaz kumsalda deniz kenarında yürümek, şnorkelle deniz alemine dalıp gitmek... Hepsi paha biçilemezdi de bu sonuncusu fena bozdu beni... Deniz aleminin en büyük ıstakozu yaptı! Ama yandan... Aslında yandan da değil geriden. Resimde görülen ve güneş alan her yerim. Yandı gülüm keten helva... Hadi katlandık onun acısına o topraklarda, doya doya... Ama bedenim rövanşı fena aldı. Mevsimlere kış gelmedi ama bedenime işledi. O nasıl soyulmak arkadaş? Etrafımda sürekli bir tipi hali var. Kolum, sırtım, bacaklarım... Lapa lapa kar yağıyor bu ara bizim evde... Hani yakında ayaklarımıza zincir takacağız... Ayıp be utanıyorum, artık evde tek değiliz ki... Nefret ediyorum soyulmaktan, 21. yy'da bir çare yok mu buna? Yoksa eski usul mu yapsak, keseye mi gitsek, fırın küreği elli bir çam yarmasına?... Çok fena, yarın işe nasıl gideceğiz ki...

10 Aralık 2011 Cumartesi

Cannon Fodder

Vay vay vay... Nostaljiye bak... Nereden nereye... Tozlu pc cdlerini karıştırırken bulduğuma bak hele... Cannon Fodder! Efsane Amiga oyunu... Yanılmıyorsam 1994 idi. Ne zaman geçti fare ile askerleri avlayacağım diye... Klasik eski oyunların PC uygulamasını yaparlar, hemen kurdum. Oynadım, oynadım, oynadım... Çocukluğuma gittim. Ne zaman geçmiş be :)))

9 Aralık 2011 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

8 Aralık 2011 Perşembe

Cravendale "Cats with Thumbs"

Süper reklam... Ha kedi sevdiğimden de bana öyle geliyor olabilir ama evet seviyorum ne var ki??? Bu cakabo bizim Kırpık'ın kısa tüylüsü, görür görmez tıkladım. Sayko karakter olmuş, çeken de o oldu zaten. Bizim prenste sayko olunca çekiyor işte... Gerçekten çok sahtekar hayvan bu kediler... İşte yaşamak lazım, tatmadın mı gerisi ekrandaki yavan görüntü kıvamından öteye gitmiyor. Walla rol değil, bunların doğası bu...

Bize müsade abi...

Alex topu almış eline eve götürüyor, Gökhan'da tam "Bize müsade abi" derken çekmişler resmi... işte böyle bir maç oldu. Sağolsun Aykut Hoca 'nın intiharı, Bilica'nın mallığı, oyuncuların posaları derken zehir gibi bir gece yaşattılar. Ben uzun zamandır böyle kötü futbol görmedim. Hallaç pamuğu gibi attı bizi 6assay ilk yarı... Atalarımız demiş ya, alışmış kudurmuştan beterdir diye. Walla doğru billa doğru... Yıllardır Gassay'ı ezerken bu acizliği yaşamak, katlanılır gibi değildi. Seyrederken koltuğa büzülüp kaldım... Aykut Hoca, maçtan sonra "Doğru bir söz değil ama, bu maçı hemen unutmalıyız." demişti. Hak vermemek elde değil. Arkadaş, bu 6assay'lılar yıllarca bizden ne çekmiş be!

Lehte 2 tweet koyalım da, içimiz açılsın...

- Bugün 3 atan Galatasaray'ı tebrik edelim. Ama yıllardır 3,5 atan Galatasaray da Fenerbahçe'yi tebrik etsin.

- Galatasaray'ın galibiyetine en çok lig tv sevinmiştir herhalde galatasaray galibiyeti arayacağız diye arşiv karıştırmaktan bıkmıştı adamlar...

Bu arada tweet demişken, bizim eski kaleci Volkan Babacan, Manisa'da kiralık oynuyor. Maç esnasında Melo golü attıktan sonra "Yıllar sonra gökten kemik yağdı." diye tweet atmış. sanal alem karışmış... Ama bu görüntüye de harbi bu tweet atılır be... Daha ne yazsın insan? Hoşt demezler mi adama???

7 Aralık 2011 Çarşamba

Yorumsuz

MacBook budur!!!...

5 Aralık 2011 Pazartesi

Kediler uzerine...

Benim su kedi sevdamin sonu ne olacak? Adini da yazacaktim ama dusunuyorum aklima gelmiyor! Yok artik, walla gelmiyor. Kafa gitmis calismaktan, direk surmenaj... Neyse annemlerin apartamaninda pustun yaptigi keyfe bak? Sicak sicak mermerin ustunde... Severken bile yuzume tenezzul edip bakmadi... Ya neydi bu kedinin adi harbi???

2 Aralık 2011 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

30 Ekim 2011 Pazar

Fırtına öncesi sessizlik...

Bu ara bedenimde, sanki fırtına öncesi bir sessizlik var... Alien çıkacak aniden sanırsın, o derece tırsık durum... O kadar dalgınım, o kadar darma dumanım ki... Aylardır iş ve yoğunluk yüzünden ötelediğim şeylerin hepsi, şuanda karşıma bir duvar gibi çıkıverdi. Toslama lüksüm yok ki, mutlaka delip geçmem gerek... Ha gayret, ha gayret de, bizde kısrak değiliz ki deh diyince iş yapalım. Dağıldık walla... Hem bedenen, hem zihnen, hem de ne kaldıysa elimizde geriye artık... Daha yazmayacağım, kısaca tadına doyulmuyor bu ara geçen zamanın... Gel beri yar gel beri, çabuk traş et beni... Şafak sayıyoruz resmen, geçse de bitse şu gereksiz stres diye... 14 Kasım gelsin artık...

Yorumsuz

Boş anıma denk geldi galiba, hatta gözümden yaş bile geldi...

23 Ekim 2011 Pazar

Hayata geri donus...

O memo! Burasi Neev York Ameerikaaa! Evler karisti bulutlaraaa... Nasil bir yasam, nasil bir zamaaaan... Maaceraaa dolu Amerikaaa, Amerikaaa, Amerikaaa... Rafet El Roman'in kulaklari cinlasin... Uzun zaman oldu yazmayali... Nasil bir yogunluktan cikiyorum, gozlerim kapali... NYSE efsaneydi... Hadi donsem artik evime... Az kaldi... Birazdan otelden cikiyorum ama 11 saat yolculuk, inince 7 'de saat farkini koy, 1 gunden fazla surecek eve donmek... Aman donelimde...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

14 Ekim 2011 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

Mesai sabah 06'ya alınıyormuş...

Ben en son ne zaman yazmışım? 03 Ekim'de... Evet... Bugün kaçı? Bakıyoruz 14'ü... Onu da iş sırasında yazmışım... Ha şimdi yazacak vaktim de yok ama bir şey okudum. Yazmam lazım!

Bakanımız mesaide uygulamasında 1970'lere dönülmesini Bakanlar Kuruluna sunacakmış. Düşünüyorum, taşınıyorum... Arkadaş benim başımı kaşıyacak vaktim yok. Gün 36 saat olsa en fazla 1 hafta mutlu edecek o durumdayız, sonu yok bunun... Kamu diyorlar, bu döner özel sektöre de girer... Biz 2K 'da yaşıyoruz Bakanım, dönmesin zihinler eskilere... Bir o zamanların iletişimini ve teknolojisini düşünüyorum, bir de bugünü... Hele ki beni sevseler o saatte doğrultamazlar. Ekmeğimle oynama... Selamlar...

3 Ekim 2011 Pazartesi

gnçtrkcll Yaza Veda Partisi

İşte muhteşem son... Ve sonunda bu proje de bitti... 7 konserde toplam 250K kişiyle birlikte gerçekleşen efsane bir iş oldu... Gerçekten her anı yaşanılasıydı... Ne hikayeler, ne sıkıntılar yaşadık... Son ana kadar sabrettik, bitince de sonuna kadar hak ederek kutladık. Şimdilik bu kadar, daha nasılsa yazarız... Hüşuu içinde yatabilirim. Kemal, İsmail ve Volkan... Süperdiniz...

1 Ekim 2011 Cumartesi

Yorumsuz

Gün bugündür ahali...

22 Eylül 2011 Perşembe

Yorumsuz

Ben gidiyorum, yerime Fenerbahcem geliyooooor! Simdiden bileginize kuvvet...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

21 Eylül 2011 Çarşamba

gnctrkcll Kayseri...

Burasi Kayseri... Gitti 3, kaldi 4... Simdiden 100K izleyiciyi gectik... Su proje kazasiz belasin bitsinde, bir masaj yaptiracagim ki saatlerce walla... Yogursunlar beni... Tempricir iz okeey? Ahhh ah, az kaldi...
Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

19 Eylül 2011 Pazartesi

KırpıX-Men

Bizim prens, sağolsun evrimini tamamladı galiba... Bir oynayalım dedim, içimden geldi... Sağolsun hakikaten içine etti... Yatıyordu, puştluk bende kolumla iteyim dedim, hemen aldı gazı... Nasıl oluyorsa her daim hazır! Saniyesinde salladı patiyi... Hop mop derken geçti Bor'un pazarııı, sür eşşeğini Niğde'ye... Bunun tırnaklarını kesmek lazımdı... Kumluğunu temizlemek için m.request atmıştım kendime, bunu da hatırlatma gündemime sokmakta fayda var. Gerçekten en son ne zaman kestim acaba? Oha be aslanım be! Görende jilet vurdu diyecek!...

Abdullah Avcı

Bende ki kine bak! Şansa da bir önceki blogda kalmış konu :) İstanbul Büyükşehir Belediye geçen hafta CinCona yaslamıştı, sağolsun bu hafta da Trabzon'a... İçimin yağları eridi... gnçtrkcll Yaza Veda Partileri Samsun'dan pazar sabahı dönüyorum, uykulu uykulu...

İndim alana... Çıkıyorum, aa kim bunlar? İBB takımı da çıkıyor, inmiş Trabzon'dan... Yürüyorum aralarında, hepsini sarılıp öpesim var. Sonra bir anda Abdullah Hoca'yı gördüm, dayanamadım nasıl içten söylediysem; "Elinize ayağınıza sağlık hocam, Allah razı olsun sizden!..." dedim. Tebessümle verdi cevabı; "Eyvallah..."

Büyüksün hocam, da günü gelince bizi es geç mümkünse...

14 Eylül 2011 Çarşamba

Kişisel değil...

Birazdan İnter - Trabzonspor maçı başlayacak... Sneijder, Pazzini, Cambiasso, Alvarez, Motta... Kimse kişisel olarak algılamasın ama, şöyle 3-5 atsınlar istiyorum... Ne yalan söyleyeyim... TFF sağolsun...

Maç sonu: Biz ah! ettik, adamlara totem oldu! Helal olsun walla...

Verry Berry

Dimes'ten Buzz serisi içecek, Verry Berry!... Bu müthiş bi şiy ya! Nassı iyi geldi... Walla içimdeki bozkırlar yeşerdi...

Web'de resmini bulamadım, yeni ürün bile olsa ayıp ya! Bu nasıl pazarlama? Olsun müthiş...

10 Eylül 2011 Cumartesi

2033 'ten bir şampiyonluk...

Leeds United başındaki 23. senemde 2. şampiyonluğumu yaşıyorum???!!!... İlki gibi çekişme falan da hemen hemen olmadı, walla domine ettim ligi... 92 puan... Taraftar, adımı haykırıyormuş sokaklarda, yönetim gurur duyuyormuş benimle... Birazdan basın toplantım var... Önemli şeyler bunlar... Daha kazandığım bir dolu Şampiyonlar Ligi, FA, Süper, Kıtalararası Kulüpler kupası var ama mütevaziyim değinmiyorum. Ama 23 'te 2 deme, Premiere League zor... Boru değil, alın teri, el emeği göz nuru bu! Biraz saygı...

Madem bu kadar gereksiz yazdım, Fontana'ya söverek kapatalım... 3 sene önce yıldız adayı diye İtalyan çocuğunun tekine 30M pound verdim. Sürekli İlk 11 oynadı, milli takımda oynadı ama adam gelişemedi! Seni gidi Selçük seni! 5-7 gol - 6.70 rate'ler gelmez bana... Yeter dedim 15M pounda zor sattım, resmen içime oturdu... Fontana! 2 elim yakanda, haberin ola... 90'lardan beri oynuyorum bu oyunu, hep derim İtalyan oyunculardan bi bok olmaz diye, gene transfer ettim. Bende salaklık! Yazıklar olsun Fontana sana...

Ps.Sattığımda herifi Barça ve Milan'da almak istedi ama ben Shaktar'a sattım :) Söylene söylene gitti... Biliyorum kötünün önde gideniyim ben!

Eski köye yeni adet sistemler üzerine

Ya ben gerçekten yaşlandım, ya da aklım bazı şeyleri gerçekten almıyor! Bu ara spordaki yeni sistemlere taktım kafayı... Hani SüperLig'e yeni koydukları play-off sistemi falan... Gözünü seveyim, standart bir sistem vardı a.q. 'lar... Her ligin ve turnuvanın ayrı bir sistemi olur mu arkadaş? Hangisini aklımızda tutacağız? Spor seyrediyoruz ne güzel huzur içinde, neden logaritmasını aldırıyorsunuz ki adama? Ligde herkes birbiriyle karşılıklı oynar, adaletli bir şekilde şampiyon olurdu. Finalse önce küçük bir grup, sonrasında çeyreği, yarısı, finali vardı bu işin...

Çıkan salaklıklara bak! Baskette milli takımımız oynadı kaç maç, sürekli kaybediyoruz ama gruptan hala çıkma şansımız var! Bu ne salak sistem be! Ya şu yeni play-off sistemi? Hoş kimse ne olduğunu bilmiyor, daha dün yayınlandı galiba detayları, emrivaki... Ben aylarca oynayacağım ligi, tepede bitireceğim, eee, sonra oyuna devam... Bunu çıkaranlara selam, dahane diyeyim? Dünyayı takip edeyim diyorsun, hepsinin ayrı ayrı sistemi var. Çık çıkabilirsen işin içinden...

Kafam basmamaya başladı, şaka değil. Fazla geliyor bana sanki... Sonra düşünüyorum, babamla sohbet ederken bazen diyorum o hoo sende nerde kaldın be baba... Kaç defa anlattım. Anlattım da bir benzerlik sezdiyorum nedense... Daha bu yaşta? Bi tırstım... Hadi hayırlısı...

9 Eylül 2011 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...


8 Eylül 2011 Perşembe

Tunes Of The Week - 62

Bu hafta gene aydınlandım ki, hayırlara vesile olsun... D-Mad... Büyük delilik... 2 haftadır koymuyorum buraya ki, fazla yayılmasın... Müthiş... İlk 5'e banko. Koyalım di mi artık şu bölümüde, en iyiler, neyse... Ferry ile Armin ismini yanyana gördüğümde zaten anlamalıydım... Elde avuçta kalmamışken, niye ki devam etmek? Ayıp, hayvan gibi şarkı yapmışlar... Sonuna kadar dinlenmeli ki, etkisi tam olsun... Bunu Mart'ta Trance Energy'de gerçekten yaşamak isterim... Pesimistik bir kaba kuvvet olmuş, kaçmış ölçüsü... En sonunda bize ödeşerek veda atmek düşer, DNS Project ile borcumuzu ödeyelim hayal dünyası arayanlara... İyi geceler...

- D-Mad / We Have It (Original Mix)








- Ferry Corsten & Armin van Buuren - Brute (Original Mix)







- DNS Project / Redeemer (Original Mix)






Neden diye sormak...

Neden diye sormak... Felsefi gibi duruyor ama değil... İnsan hayatında gördüğü en saçma şeylerden biriyle karşılaşınca ister istemez kendi kendine soruyor...

Çokoprens ayrı, bu salakprens... Ulan evdeki en büyük oda seninki... İnsanlar soruyor, ben anlatma mücadelesindeyim... Evde ağzıma atacak lokma yok, senin kurusundan sulusuna kaç çeşit maman var... Yediğin önünde yemediğin arkanda... Ben kendim için elden ayaktan düşmeden hastaneye gitmiyorum, senin bu hafta aşın geldi onu bile biliyorum. Ara, ara, ara, ara... İşte burda!... E be arkadaş koca evde senin orda işin ne??? Bok mu var? Nası bir zevk bu? Seni deli gibi aradığıma mı yanayım, orda sıkış pıkış durduğuna mı? Hadi dur, orda da dur ama niye??? Neden yani... Ne mantığı var? Ne olur bi anlatmaya çalış be sepet oğlum... Deli edeceksin beni walla... Aklım çıktı...

5 Eylül 2011 Pazartesi

Vefakar Akbil'e veda...



Vay anasini sayin seyirciler... Walla hatirlamiyorum akbili ne zaman aldigimi... Demek ki o kadar eski ki... Ne mutlu gunlerim gecti onunla, ne uzuntuler yasadim. Ne Fenerbahce zaferleri gordu, ne hayal kirikliklari... Kac hukumet gordu bu akbil, benim disimda kac kisiye gel gec yapti... Ama artik zamana yenik dustu ve iste oyuncu degisikligi... Akbil cikiyor, yerini Istanbul karta birakiyor.

Benim kullandigim esyalara karsi fena bagliligim vardir cocuklugumdan beri... Kaybettiğimde veya bıraktığımda icim acir... Ayrilik cok ansizin olmaliydi ve oyle de oldu. Bir anda Tunel'de doldurmadan degistiriverdim. Ama bir resim hatirasi olsun istedim. Elveda akbil, seninle ne yasandiysa hakkim sana helal olsun... Huzur icinde bundan sonra ne olacaksan olabilirsin... Gidiyorsun gozum yasli...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

2 Eylül 2011 Cuma

Hayat...

Hayat, Cuma'yı beklemekten ibarettir...

1 Eylül 2011 Perşembe

Dünyanın en güzel kadınları hangi ülkeden polemiğine katkı...

Geçenlerde nette bir habere takıldım. Başlığa bak; dünyanın en güzel kadınları hangi ülkeden?... Tıklanmaz mı? Tıkladık... Bu ara aadet ya haberleri resim galerileri ile veriyorlar. Okuyup çıkmak istiyorsun merak etmişsin, seninde fikrin var ama yok teker teker tıkla... Kuzu kuzu basıyoruz haliyle... Bir baktım, Bulgaristan'da var listede? Yok artık dedim, biz de bu dünyada yaşıyoruz canlar. Salla gitsincilik yakışmıyor gazetelere? Ya da o araştırmayı yapan veya haberi oraya koyan kişileri sorgulamak lazım. Hödük zevkliler sizi... Yazzıklar olsun...

Takıldı kafama... Dünyanın en güzel kadınları hangi ülkeden mi? Bende yazayım fikrimi... Sade, basit, sınırlı ve kesin bir liste :)))

- Hollanda
- Güney Amerika Kıtası
- Baltık Bölgesi
- İskandinavya Yarımadası
- Akdeniz Sahilleri

The Minion Senses

Passion, like no other...


31 Ağustos 2011 Çarşamba

Hayatta nefret ettigim seyler - 37



Hayatımın en zor yolculuğunu yaptım biraz önce... En zordan ziyade eziyet demek daha doğru olacak. Akşam saat 18:00 - 19:10 arası otobandaydım... Kocaeli'den yeni bağlandım, karşımda bir güneş... Tamam bir tane güneş var zaten de niye benim karşımda??? Arkadaş, o ne öyle? Öyle güneş mi olur? Bu şey 152,6 milyon kilometre ötede değil mi? Şaka mı bu? Deldi geçti gözümü, beynimi, kafatasımı... Sürekli gözler kısık, evrim geçirdim japona döndüm. Gidiyorum ama hiç bir şey görmüyorum ki? Değil öndeki arabayı farını, burnumun ucunu göremiyorum. Parıldıyor her yer, cehennemin kapısı açılmış sanki! Döneriz geçer gider diyorsun ama bitmek bilmiyor arkadaş!. Hiç mi yol farklı bir yönde gitmez? Ne düz hatmış o... İki sağ sol, sonrası dakikalarca güneş, iki sağ sol, sonrası dakikalarca güneş! Telefondaki mercek resmi çok basitleştirmiş olayı, ben full sarı görüyordum her yeri anlatılmaz yaşanır... Resim ne ki... Ama tıklayın walla resimlere... Bu hali bile içler acısı...

Nedense durumun vahametini sorgulayan zihnime, bir soru takıldı o eziyet dakikaları altında... Acaba güneş gözlüğüm olsa, böyle olmaz mıydı? Acabağ? Acabağnan? Ama bu sorunun cevabını bilemem ki... Taşımak eziyet diye ben hiç güneş gözlüğü kullanmadım ki... Kim peşinde koşar di mi günlük hayatta onun peşinden... Elinde taşıyacağın bir külfet... Ne edeyim ki ben nefret etmeyipte yol boyunca...

Döndüm, günün geri kalan kısmını sarı bir ışık hüzmesi içinde geçirdim. Her yeri sapsarı görüyorum. Hele gözümü kapıyorum, tabak gibi güneş silüeti işlenmiş artık retinam üstüne mi, mercek üzerine mi? Ama na orda duruyor, gitmiyor... Açınca sarı, kapatınca koca bir nokta... Katlanılmaz bir durum... ... ...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

30 Ağustos 2011 Salı

Sevinememe üzerine ihtimal hesapları

Sağolsun Fenerbahçe sayesinde bilim adamı oldum olucam... Az kaldı... İstemeden de olsa 5 senedir istatiki bir araştırmanın içerisinde buluyorum kendimi... Denek mi denir bana artık kobay mı bilemem!!! Bakalım ne kadar zorlayacaklar? Daha kaç ihtimal çıkacak?

Sene 2006... Ligin son haftası Denizli maçı öncesinde, rakip güçsüz diye çoktan şampiyonluğu ilan etmiştik de kutluyorduk. Ama kısmet olmamıştı. Ne öğrendik? Dereyi görmeden paçayı sıvamamayı...

Sene 2010... Gene ligin son haftası, bu sefer Trabzon var rakip olarak. Eee öğrendik ya, maç bitmeden hazırlık yapmadık. Maç bitti, anons sayesinde 5 dk. şampiyonluk kutladık. Statta delicesine kaybettik kendimizi, hasından hemde... Ama kısmet değilmiş gene... Ne öğrendik? Aç tavuk, kendini buğday ambarında sanarmış!!!

Sene 2011... Gene gene ligin son haftasındayız... Değil öncesinde kutlamak, maçta goller gelirken bile sevinmek yok! Maç bitti, hala aporttaydım artık başka bir felaket ihtimali daha olabilir mi diye... Çok düşündüm, baktım 1-2 gün geçti, hala şampiyonuz dedim işte bu kadar! Ama kısmet değilmiş gene gene gene... Daha almadılar kupayı geri ama artık ne hayır gelir o kupadan... Ne öğrendik? Wenger'in şemsiyeden öğrendiğini... Daha yazmayalım tekrar buraya...

Şimdi soruyorum, başka bir sevinememe ihtimali daha kalmış olabilir mi? Her seferinde yok daha artık ne çıkacak dedim durdum... Nasıl beceriyorsa her seferinde üzerine koyarak gidiyor Fenerbahçem! Bizdeki de ne kadermiş be kardeşim...

StormTroopers, their secret lives...

StormTroopers, says; What is "Bayram", do you know?

Bayram coşkusu da duble olsun!

Yazın ortasında bu sıcakta bu yoğunlukta orucu nasıl tutacağız diye kara kara düşünürken, bayram geldi çattı. Nasıl geçti koskoca 30 gün, hala aklım almıyor. O kadar alışmışım ki oruca, yemek yiyesim yok. Gün içinde su falan içeyim diyorum, her teşebbüste amman oruç gitti durumu oluyor klasik... Buna da alışırız be... Biz yeri gelmişken bayram keyfini yaşayalım. Hem bu sene bayram coşkusu ayrı bir güzel, dublesinden... Herkeslerin Hem 30 Ağustos Zafer Bayramı, hem de Şeker Bayramı kutlu olsun...

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Özür dile Wenger!

Hayat gerçekten çok ilginç... Hele insanoğlu çok daha ilginç... Şu sosyal ağlar çıktığından beri walla mertlik bozuldu. Konu İngiltere'den ama biz Türkler mutlaka musallat olacak bir yer buluyoruz.

Yakın zamanda BJK, Liverpool'dan 8 yemişti, unutmak mümkün mü? O dönem Wenger UEFA 'ya yönelik çıkıp bir demeç vermişti. Demişti ki; “Platini’yi anlıyorum. Amacı Şampiyonlar Ligi’ni tüm Avrupa’ya yaymak ama bu karar, maçların bazılarını anlamsız hale getirecek. Geçtiğimiz günlerde Slavia Prag’ı 7-0 yendik. Liverpool da Beşiktaş’ı 8-0 mağlup etti. Güçsüz takımlara şans verilirse, Şampiyonlar Ligi’nin ne bir anlamı ne de bir önemi kalır”

Kurt hoca Wenger fena faka bastı... Bu takımın Premiere League 'de ne işi var diye bizimkiler mesaj yağmuruna tutmuşlar. Hiç aklına gelir miydi 8 tane gol yiyebileceği... Futbol bu anasını satayım, işte top yuvarlak. Ama resme bakınca benim aklıma bir özdeyişimiz geldi; bir yere giren şemsiye açılmazmış!!!... Baksana ManU açtı galiba...

28 Ağustos 2011 Pazar

Şeytan çarpması...

İşte efsane 8-2 'lik maçın özeti... Gerçekten Arsenal'i şeytan çarptı, iyi ki seyretmişim... Gollerin hepsi birbirinden güzel ama ManU. 'nun bu seneki yeni transferi Young 'ın atmış olduğu 2. ve 8. gollere ayrı bir dikkat çekmek istiyorum. Maça bak maça...

8-2

Young bir gol daha atti ki, oruc degil sakata gelmek gitti bile en agirindan... Koyariz ozetini, tarihi bir mac oldu. Son saniyelerde 9 geliyordu da Park daga tasa vurdu... Neyseki simdi bitti...

Yazik be Arsenal...


Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

Ah Futbol Ah!

Bizim ligin adam olacagi yok... Suursuz TFF sayesinde tadi tuzu kalmadi. Futbol ozleyenler olarak 2 umudumuz vardi, Ingiltere ve Ispanya ligleri...

Can sikintisi oruclu oruclu Man.Utd. - Arsenal macini izliyorum. Sanki porno film??? Sakata geldi oruc... O kadar muthis goller var ki? Hele ki Young'in attigi 2. golde, daha top havadayken anasinin hatrini sordum, giderken belliydi lamba gibi asilacagi filelere. Dakika 84 ve skor 7-2... Daha ne diyeyim? Allah Arsenal'e sabir versin. Nasri ve Fabregas sonrasi bellerini dogrultamazlar gibi gozukuyor...

Sent by BlackBerry Internet Service from Turkcell

26 Ağustos 2011 Cuma

Socrates 'ten...

Sokrates oğluna bir torba çivi verir ve ona kontrolünü, sabrını her kaybettiğinde ceviz sandığının üzerine bir çivi çakmasını söyler. Birinci gün çocuk tam 37 çivi çakar. Haftalar ilerledikçe çocuk kendini kontrol etmeyi öğrenir ve daha az çivi çakmaya başlar. Nitekim haftalar ilerledikçe, kendini kontrol etmesinin sandığa çivi çakmasından daha kolay olduğunun farkına varır. Her çivi çakılmadığı günün sonunda durumu babasına bildirir.

Bu defa Sokrates oğluna, kendini kontrol ettiği her günün sonunda sandıktan bir çivi sökmesini ister. Haftalar geçer, çocuk hem sabır hem de kendini kontrol etmenin idrakiyle, tüm çivileri sökmüş olur ve babasını çağırır.

Sokrates çocuğunun elinden tutar ve sandığın yanına götürüp ona şöyle der: "Bak oğlum, çok çalıştın ve artık kendini kontrol ederek sandığın üzerinde delik açmamayı öğrendin!… Ancak, sandığın üzerindeki deliklere bir bak!... Hiç bir zaman o delikler kapanmayacak ve eskisi gibi olmayacaklar. Her sabırsızlığın, duygusal tepkimen karşındaki kişinin yufka yüreğinde böyle onulmaz yaralar oluşturur. Ne kadar özür dilersen dile, o yara daima orada duracaktır. Sözlü bir saldırı da en az fiziksel bir saldırı kadar yara verir!... Oysa arkadaşlarımız bizim için mutluluktur, bizi güldürürler, başarı için cesaretlendirirler, bize dikkatli bir kulak sunarlar ve kalplerini bize açmaya her zaman hazırdırlar."

Torn, 03.02.2002


23 Ağustos 2011 Salı

SadenerLand Research Lab. Reports...

"evlenin evlenin... iyi bir kadın bulursanız mutlu olursunuz, bulamazsanız filozof olursunuz"

Socrates


22 Ağustos 2011 Pazartesi

Terör kolgezerken...

Gene bir koramiral tutuklanmış. Bravvo walla... Terör kolgezerken... Vatan evlatları birer birer toprağa düşerken... Bu kadar zaman yazmadım, ama tutamayacağım artık kendimi... Bi iki de biz fikredelim... Ergenekon ayağına tutuklamadıkları adam kalmadı. O kadar laçkalaştı ki durum, dalgasına bizi ne zaman içeri alırlar esprileri bile çoktan miyadını doldurdu. Bıkmadılar, hala adam tutukluyorlar... Ordunun yarısını içeri aldılar be! Tepesinde adam bırakmadılar. Bu mudur adalet? Nasıl bir hukuktur bu, daha sonuçlanamayan? Peki bu nasıl bir devletçiliktir?

Yerle bir ettiler ordunun kudretini... Taşraları çoktan ateşe attılar, haberleri bile yok... Saygısını yitirttiler halkın üzerinden... Halbuki bende inanamazdım, ama askerde bizzat şahit oldum. Vatanımda askersiz çok yer 2 ileri 1 geri gider... Eskiden böyle cirit atılabilir miydi? Müzakere edilmesini çoktan geçtim ben... Bizse; bıçak mı kemiğe dayandı, sözün bittiği yer neresi ki, çatladı mı sabır taşı evresindeyiz daha...

Söylemleri nedeniyle suçlu bulunan Sokrates, mahkemece idama mahkum edilmiş. Karısı yana yakıla haykırmış, mahkeme ne istiyorsa onu yap yoksa haksız yere asılacaksın diye... Sokrates düşünmeden cevaplamış; haklı yere asılsaydım daha mı iyiydi be kadın? Bu tutuklama işleri o hesaba döndü...

Manic Monday!!!

Bu Pazartesi sendromunu ne yapacağız ya! Her sabah uyanırken adeta içimden bir şey çıkmaya çalışıyor sanki... Ben bastıra durayım da o durmuyor! Walla saldırasım var sağa sola... Vurasım var kendimi duvarlara, dağlara, taşlara... Öyle depresif bir hale geldi ki artık... Zaten geç kalmışım kalkamamışım... Yolda deli trafik, hangi yola sapsan arpa boyu ilerlemiyor. Telefona düşen toplantı uyarıları... Yağan mailler zaten hayat standardı olmuş. Artık 2 elimle mail yazmaktan uzmanlaştım arabayı dizimle kullanmaya... Her mecradan iletişim yağıyor, herkesler bir şeyler istiyor... Aaargh!

Orucuz ya, öğleyinde oturuyoruz yerimizde kös kös... Bir anda zihnim çalışmaya başladı, merak ettim... Ben okula 5,5 yaşımda başlamışım... Miş'li zamanda kullanıyorum, çünkü çoğu şeyi hatırlamıyorum tabii ki... Ama Pazartesi sabah kalkmaları zihnime kazınmış durumda... Okul sonrasında iş hayatı... Şu an km 33'te... Geçmiş 27,5 sene... 52 haftadan 1.400'den fazla Pazartesi ediyor... Yazık değil mi bana??? Yüce rabbim, şu güne karşı olan algımı değiştir, dayanma gücü ver! Acaba çivi çiviyi söker hesabı bir Pazartesi günümü evlensem...

15 Ağustos 2011 Pazartesi

TomTom ve Darth Vader

Yaratıcılığın sonu yok. TomTom araç GPS firması, yol komutlarının sesi için Darth Vader'ı kullanıyor. Tanıtım müthiş... Valla gidip alasın geliyor. Buram buram konuşsun arabanın içinde... Biraz kılıbık başlamış ama sonu effsane olmuş walla! Yakışır bitmiş... Dum dum dum dumdudum dumdudum, duum duum duum dumdudum dumdudum... Yaşasın Dark Side...

8 Ağustos 2011 Pazartesi

One Step Beyond

27th pass : Healesville Sanctuary / disilludere, disingannare, disillusione

1st Key: SUN
2nd Part History: Energy, No one, Senseless, Shrink, Disillusion, Waves, Kırpık, Dragonfly, Stratosphere, 2099, Selflessness, Sacrifice, Angel-a, Antisocial, Jaren, TK155, Luxuria, THY, Indigo, Insidious, Handicap, Transformers, 501, Schizophrenic, Sempiternal, Rain

Date : 07.08.2011


*** Bu da unutulmaya yüz tuttu, kaldığımız yerden devam edelim... Hatırlatmak için One Step Beyond History