30 Eylül 2008 Salı

Herkeslerin Şeker Bayramı kutlu olsun...

Herkeslere ve tüm sevdiklerimize hayırlı bayramlar dilerim. Daha başarılı, daha sağlıklı, daha mutlu nice bayramlara... Ben çalışıyorum, herkesler dinlensin bari :)

29 Eylül 2008 Pazartesi

Ten Seconds Before Sunrise / 7

Saatlerimiz 7 gün kaldığını gösteriyor. Standın 2 tarafında bulunan duvar üniteleri yerleştiriliyor, alt kattaki toplantı salonları, teknik oda ve teknik depo ise neredeyse bitti... Yarın bayram dolayısı ile çalışma olmayacak. İyi gidiyor iyi...

Fenerbahçem, Kiev önüne çıkıyor...

Fenerbahçem, 08/09 kahır!!! sezonunda şimdide Dinamo Kiev önünde... Walla ne olur diye düşünmüyorum. Çünkü mevcut futbola ve takımın formuna bakarsak acınacak bir skor çıkar ortaya... Ama Fener bu adamı deli eder... Gider Hacettepeye yenilir, gelir İnter 'i, Chelsea 'yi, Sevilla 'yı devirir. Galiba bu yüzden en büyük sevdam, dengesiz ya, benim gibi... Seviyorum yaaa, hemde canı gönülden... Hem kendimi, hem Fenerimi...
Haydi Fenerim, sevindir bizi...

Ramazan, The Finito...

Koca bir ay geçti, walla saolsun Bilişim, nasıl geçti anlamadım. Daha dün başladık gibi... Zaten yaz da nasıl bitti onuda anlamadım ya neyse... İnsanın yaz ayı sadece 2 kere havuza girerek geçerse olabilir sanki!!! Neyse konumuz bu diil...

Razaman bitti diyorduk. Gene son iftarı aile içinde ederken, "Allah tekrarını nasip etsin" nidaları unutulmaz bir an olarak tekrar yaşandı. zaman ne çabuk geçiyor! Yaşlanıyorum galiba... Bu arada şu pastane pidesi ne menem bir şeydir ya! En çok ona üzülüyorum. Ama bu sene gafil avlanmadım ve sağlam stok yaptım difrize... Seneye yaa nasip artık... Millet yıllanmış şarap saklar, biz ramazan pidesi... Ama şarapta var o ayrı, onun konsepti farklı...

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 6

Na bu ne deme! Bu başparmak... Baş parmak neden böyle tepki verir? Neden olacak, 9-10 saat PS3 oynarsan ağlar böyle... Şu PS3 adamı bozar gerçekten... Oynadıktan sonra sol baş parmağın hissisleşmesi, sonrasında morarması, sonrasında kramplar girmesi, dewamında hiç bir yere dokunamayacak kıvamda sızlaması, düğme ilikleyememe, bardak tutamama, hatta çiş !!!yapamamaya kadar varan olaylar silsilesine sebep oluyor!!! Nefret ediyorum!!! Teknoloji dünyasına ve Sony 'e sesleniyorum, PS 'i geliştireceğine bu başparmak olayına bir çare bulun. Gerçekten nefret ediyorum, çok gerçekten, çokun çoku hatta...

Neyse Osman - Sadener takımı yine yenildi, Ertuğ - sikiCEM kazandı 12-8... Yazık...

28 Eylül 2008 Pazar

Ten Seconds Before Sunrise / 8

Kaldı 8 gün... Standın altyapı kablolaması bitti ve zemin kapandı. Sokakları oluşturan yapı elemanları monte edildi, konseptleri belirleyen farklı zeminler ise daha yerleştiriliyor. Montaj zaman planı şimdilik tıkırında :) Aman devam böyle...

27 Eylül 2008 Cumartesi

Ten Seconds Before Sunrise / 9

Geri sayım devam ediyor, 9... Kablolar çekildi ve zemin montajına başlandı. Alanda altyapı ile ilgili son kotrolleri de yaptık. Umarım bir şey atlamamışızıdır :)

Küçücüktüm, ufacıktım...

Küçücüktüm, ufacıktım, kötücülük oynadım acıktım :) İtiraf ediyorum ben buyum... Ben Darth Vader 'ım... Gücün kötü yanı beni hep cezbetti, ancak hiç bir zaman kısmet olmadı... O da iyiyken gücün kötü yanını seçti, ama her ne kadar tercihini yapsada gerçek kötü olamadı. Bu yüzden hep o olmak istedim, oldum da... Bazen kötülük yapmak istesemde hakkıyla yapamadım... Bu yüzden itiraf ediyorum, ben gerçekten oyum...

Startı verdik, artık sanal ve hayal dünyam Star Wars bu blogda...

26 Eylül 2008 Cuma

Ten Seconds Before Sunrise / 10

Ve kaldı 10 gün... Kurt, döndü dolaştı, gene kürkçü dükkanına geri döndü... Bugün itibariyle fuar alanına girdik ve montaja başladık. Öncelikle hazırladığımız teknik harita doğrultusunda standın kablolama işlemleri ve alt yapısı uygulanıyor. Hadi hayırlısı, allah yüzümüzü kara çıkarmasın!

Un, dos, tres...

Un, dos, tres... Yolcu yolunda gerek Aragones...

Ne zaman İspanyol 'dan hayır gelmiş şu dünya futboluna. On yıllar sonra bi Avrupa Şampiyonu oldular o kadar. 16 yıldır, Championship Manager oynarken bile takımıma tek İspanyol adam almadım daha... Deplasmanda Sivas 'a da yenildik. İlk 5 maçta 3 mağlubiyet... Neyse, Fenerbahçem kötü, hem de çok kötü... Atalarımız balık baştan kokar der, benden söylemesi Aragones...

23 Eylül 2008 Salı

Günaydın İstanbul...

Günaydın İstanbul! Sabah saat 06:28... Köprüdeyim ve trafikte. Günaydın ama maaşallah herkesler burda sanki! Şakka gibi! Ben bu şehri nasıl sevmem yaa... Off Of..

22 Eylül 2008 Pazartesi

Hayatta Unutulmayacak Sözler - 3

Sagopa Kajmer... Gene bu blogda... Çıkmazdaaa... Bu adam iyi yazıyor, duygulara tercüman oluyor... Bende bıktım! Walla bıktım, billa bıktım, hem de çok bıktım!!! Canı sıkılan tarasın nette bu adamı dinlesin, her şarkısında mutlaka kendinden bişeyler bulacaktır. Bulamazsa ...

Sagopa Kajmer feat. Kolera - Monotonluk Maratonu:

"Bak, yine başa döndü bu dünya,
Yine sona sardı aynı kaset, bıktım!...
Bu monotonluk maratonu. Onu tanı!...
İçine düşünce koştur!!!"

20 Eylül 2008 Cumartesi

Bir sonbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?

30 yaşındayım, yıllardır tek bir hayal için varoldum... Kendi benliğimle birlikte yandım tutuştum. Gerçekleştirmek için yıllarca bekledim, sabrettim, erdemlendim! Olmazsa olmazdı, gözlerim sonuna kadar açık gidebilirdim... Artık zamanı gelmişti... Evet... Bir sonbahar sabahı güneşle uyanmak! Vee onlara kavuşmak! Sadener, may the force be with you...

Beni sallandırsınlar Taksim ‘de, ibreti alem etsinler…

16 Eylül 2008 Salı

"Dünya Kurbaa Günü" kutlu olsun...

Bugün 16 Eylül... Öyle önemsiz sıradan bir gün sanki... Ama işte öyle olmasın dedim ben. Ve dedim ki bugün 16 Eylül, Dünya Kurbaa Günü olsun. Kurbaa tabii, olmaz onsuz... Küççük küççük, yeşil yeşil, zıp zıp, vrak vrak... Hadi hayırlısı artık, global dünya alemine benden hediye olsun....

Ne alaka kurbaa, başka olmaz mı denirse en kötü kaplumbaa olur! Başka? Olmaz! En son oluru budur...

15 Eylül 2008 Pazartesi

Kežman çaktı, PSG kazandı...

PSG, Pazar günü oynanan maçta, Parc des Princes stadında 43.000 taraftarı önünde, Nantes 'ı Kežman 'ın penaltıdan attığı golle 1-0 yendi. Kežman 'ın, maç sonrası demeci klasikti :)

"Bu Parc 'da ilk maçımdı ve ilk gol! Gerçekten çok mutluyum. Takımın başarısında payım olduğu ve 3 puan için memnunum. Stattaki atmosfer inanılmazdı. Ligde liderliğe oynuyoruz ve bu da taraftarlarımızı mutlu ediyor. Bu doğrultuda devam etmeliyiz..."


Maçta başarıya aç PSG taraftarlarının güzel showunu es geçmemek lazım. Bu sonuçla PSG, 5. haftayı Lyon ve Marseille arkasından 3. kapadı. Kežman 'ın 3. hafta itibariyle PSG 'ye katıldığını düşünürsek 3 maçta 1 golü var.

Gelelim bizim 29 Milyon avroluk Danyel Guyizaya.. 3 maçta ligde fos... Yani Kežman 1 - 0 Güiza... Hadi hayırlısı... Ruh hastası Kežman'ım, utandır burdakileri... Kalpten selam, takibe devam...

14 Eylül 2008 Pazar

Türk Dil Kurumu çalışıyor :)

Aslında haber biraz eski ama ben daha yeni nail oldum... Türk Dil Kurumu, medya çalışanları için Mayıs ayında bir duyuru ile kılavuz hazırlamış. "Yabancı Sözlere Karşılık Kılavuzu" ... Daha adından anlaşılacağı üzere içler acısı komik... İşte sözlükten çarpıcı örnekler:

- basketbol “sepet topu”,
- voleybol “uçan top”,
- avans “öndelik”,
- banknot “kağıt para”,
- asparagas “uydurma”,
- aspiratör “emmeç”,
- zapping “geçgeç”,
- etik “töre bilimi”,
- afiş “ası”,
- ajanda “andaç”,
- amblem “belirtke”,
- anarşi “kargaşa”,
- arşiv “belgelik”,
- türbülans “burgaç”,
- badminton “tüytop”,
- baypas “köprüleme”,
- otizm “içeyöneliklik,
- ipotek “tutu”,
- fuel oil “yağ yakıt”,
- depozito “güvence akçesi”,
- fitness “sağlıklı yaşam”,
- finanse “akçalanmış”,
- first lady “başbayan”,
- CD “yoğun disk”,
- terörist “yıldırıcı”,
- idealist “ülkücü”.

Hep bir geyik vardır ya, gerçek mi gerçekten bilmiyorum. Otobüs 'e gerçekten "oturgaçlı götürgeç" dediler mi???


Gerisini siz http://tdk.org.tr adresindeki Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü'nde bulabilirsiniz. Yukarıdaki de benden de size bir örnek, hangisi daha iyi? Şşşşt, numara yapma, tabii ki sağdaki :P

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 5

Gün, İkea - Media Markt - Real Bermuda şeytan üçgeninde geçti... Maaşallah, sanki bütün İstanbul ordaydı. Gene boşaldı da cepler ama konu bunlar diil!

Eve döndükten sonra aldıklarımı yerleştirirken o da ne! "Hsktrrrr, almayı unuttuk" nidaları arka arkaya yükseliyor. E be insan evladı, gene aynı muhabbet olacak ama 30 yaşındasın, defalarca aynı, yıllardır aynı, hep aynı, usanmaz mı insan? Bak cevabı verdik aslında, insan dedik... Neyse... Gerçekten nefret ediyorum, almak istediklerimi unutmaktan... Çok gerçekten ama...

Ps. Aslında merak ta etmiyor değilim, okuyanlar arasında nefret ettiklerimiz tutanlar var mı diye... Merak edenler, etiketlerden "Hayatta nefret ettiğim şeyler" e tıklasın. Daha 4 deyiz ama çoğalacak bendeki bu mantık devam ettikçe... O kaddar çok var ki...

13 Eylül 2008 Cumartesi

This is A State Of Trance...

This is A State Of Trance, with Armin van Buuren...

Müzik dediğin seni hayattan soyutlamalı, alıp bir yerlere götürmeli... Armin 'in 04 Eylül tarihli seti, A.S.O.T 368 yankılanıyor SadenerLand 'de... Tabii ki alkolsüz :) Ossun...

Hacettepe, komedi bu yaa...

Lig öncesi TFF 'de kuralar çekiliyordu. Fikstür belli olunca ilk hafta maçlarına bakarken Hacettepe diye bir takım gördük. Sponsorluk bölümümüze sordum, onlarında bilgisi yoktu. Bi tarafımızla gülmüştük, bu ne yaa demiştik lige bak mahalle maçları gibi...

Al sana Hacettepe! Şahsınızda onlardan özür diliyorum. Komedi bu yaa... 70'lik Aragones, 29 milyon avroluk Güiza, 33'lük Josico... Bu İspanyollar olmadı galiba, Yalan Rüzgarı 'nı anımsattı bana... Daha 3. hafta... Yazık bize, yazık bana, yazık ruh sağlığıma... Ahhh ah!!!

11 Eylül 2008 Perşembe

Yaa biri bana izah etsin lütfen...

İstanbul 'um şaka gibi, gizemli ve efsane bir yerdir. Daha dün evimden çıktığımda günlük güneşlikken, karşıya geçince bardaktan boşanırcasına yağmur yağmasına alıştım artık.

Ama gerçekten anlayamadığım bir şey var. Bu ara günler zor geçiyor, işler yoğun, ofisten geç çıkıyorum. İftara kadar eve yetişmeye çalışıyoruz ama nafile tabii... Yollar kilit, arpa boyu ilerlemiyor trafik... Yaw, ne zaman ezan okunuyor, iftar oluyor, o zaman boşalıyor her yer... Yaw nassıl oluyor, nereye gidiyor bu kadar insan bu kadar araba, neler oluyor, buhar mı oluyor etraf!!! Gerçekten bir Allahın kulu anlatsın bana, 30 yaşındayın anlayamıyorum, dimağımda canlanmıyo ...

Özledik be kahvaltıyı...

Mübarek Ramazan ayının 11. gününü yaşamaktayız... Oruç tutarken, kimisi susar, kimisini sigarasızlık zorlar, kimisi acıkır falan filan... Ben de daha farklısı var, beni bırak 3 gün yemeden tutarım ama ben de kahvaltı etmeyi özlüyorum yaw! Bahsetmeden olmayacak... Hoş haftada bir iki belki imkan oluyor ama resme bak resme... Ramazan sonu daha fuar başlamadan hakiki bir saray kahvaltısı edilir... Söz, her zamanki gibi menüde ne varsa söyleyeceğim....

10 Eylül 2008 Çarşamba

Hayatta nefret ettiğim şeyler - 4

Gerçekten Bilişim fuarı hazırlıklarından nefffffretttt ediyorum! Hissediyorum, içten bir his bu... %100 sado mazoşistim ben muhakkak, kesin, garanti... Bir insan, nasıl kendine bu kadar acıyı çektirebilir ki? Hem de her sene artan dozajda, akıllanmadan ve usanmadan...

8 Eylül 2008 Pazartesi

Yorumsuz

Bazen, kendimizi hayatın içinde kaldıramayacağımız yüklerin altında buluruz ya... En kötüsüdür bu duyguların, asla yılmak yok!

7 Eylül 2008 Pazar

Alien filmini bilmeyen yoktur heralde...

Uzun zamandır bu konuda yazmak istiyordum, kısmet bugüneymiş... Alien filmini hatırlamayan yoktur herhalde... Hele o larvaların geliştikten sonra konak olarak kullandığı insanların göğsünü parçalayarak çıktığı sahneler, çoğumuza azap ve üzümleri şeklinde geri dönmüştür :) Gelelim konumuza... İşviçre 'de Gruyeres denen bir dağın tepesinde geyik geyik şatoları dolaşırken bir mekan gördüm. Ama ne sayko, ne sayko... Ve ben tabii ki hemen araştırmaya başladım.

Adamım, en yukardaki resimde gördüğünüz Hans Rudi Giger... Saykonun kralı! Abartmıyorum anlayacaksınız. Bu adam Alien filmindeki yaratıkların babası... O dünyanın hepsi bu adamın hayal gücünün, kendi bilinç altının eseri. 74 'lü yıllardan beridir çizer dururmuş. Filmin senaristi Don O'Bannon, bir korku filmi çevirmek hayaliyle planlar yaparken, H.R. Giger'in çizimlerini görür. O dünyanın ilhamıyla yapımcı Scott 'un kapısı çalar. Scott pek iplemez, çünkü senaryo çok kötüdür, ancak Giger 'in çizimlerini görünce çok etkilenir ve film senaryo üzerinde yapılan oynamalarla çekilir. İlk film 79'da çekilir, sonrasına 86, 92, 97 ve 2004 olmak üzere toplam sayı 5'i bulur.

Giger, o kadar rahatsız bir adam ki, hayal gücü ve çizimleri filmin bu kadar başarılı olmasını sağladı. Bir müzesi var, inanın abartmıyorum altımı ıslatmadan ordan çıktım ya, bana daha bişey olmaz. Filmde gördükleriniz kedi kedi... O kadar çok çalışması, o kadar çok çizimi, o kadar çok 3D uygulaması var ki, normal bir insanın o düşünce yapısı cık! mümkün değil... Filmden hatırlar mısınız bilmiyorum ama, müzede gezerken sanki bir filmin ortasındaymışsınız gibi etrafta o yaratıklardan duruyor, yürüyor, saldırıyor, yumurtluyor... Sesler, efektler, ışık oyunları ömrümdem en az 3 yıl çaldı... Bunların dışında kara kalem çalışmaları, mobilyaları... gibi daha bir çok şey benim gibi rahatsız bir insanı tatmin etmeye yetti :) Hele bir de cafesi var, onu anlatmak burada mümkün değil...

H.R. Giger'i bu kadar övdükten sonra, kendi web sayfasını ve müzesinin web sayfasını paylaşmamak olmas... İçerde fotoğraf çekmek yasaktı, bende sadece müze dışından bir kaç resmi sizlerle paylaşabiliyorum. Son resimse siteden... Özellikle müze sitesinde, müzeyi özel bir sistemde dolaşmak mümkün. Hem cafeyi görebilirsiniz, hem de müzenin içindekileri... Eğer tabii istiyorsanız :) Ancak şimdiden söyleyebilirim, dolaşmak çok zor, çünkü orayı bilmeden nereye gideceğinizi kestirmek güç. Neyse Gruyeres, sen ne kadar güzel bir yermişsin yaw! :)

- www.giger.com
- http://www.hrgiger.com/
- http://www.hrgigermuseum.com/

Rahatsızlar, mutlaka gezin. Benden size hedayee!

Bu PS3 adamı bozar...

Bu cihaz gerçekten adamı bozar... Saat olmuş 0400, 4 tane kocaman herif ekranda top depiştiriyor... Çocuk yapmaz bizim yaptığımızı... Allah akıl fikir versin! He bu arada sikiCEM, zayıf halkasın, gücüne gitmesin...

6 Eylül 2008 Cumartesi

Ramazan geldi, hoşgeldi de...

Ramazan geldi, hoşgeldi de, bize pek iyi gelmedi :) İnsan gibi iftar yapmıyoruz ki! Ezanla birlikte huzur içinde 3 öğünü birden yemeğe çalışırsan olmaz! İnsanoğlunun metabolizmasına aykırı! Hazmetmez, sindirmez sadenerim, az ye azzz... Gelir böyle sağdan soldan, çöker üstüne hafif bi ağırlık... Oturduğumuz yerde bayılıyoruz. Neyse daha bugün tartıldım hala 88 'im :) Ama kesin bişey var ki bu tempoyla benim Ramazan'ın sonu karanlık!

4 Eylül 2008 Perşembe

Yorumsuz

Yarasııın! Yanlış anlaşılmasın, Ramazan öncesi AwayDay 'den bir enstantane :)

3 Eylül 2008 Çarşamba

Etti 40...

YOR RUM SUZ!!! E.E. Yaş 32...

1 Eylül 2008 Pazartesi

Ertuğ 'un şafak Kayseri - 38...

Gene bir öğlen, gene bir tavla dersi diye söze başlayayım... Kurban bu sefer iddialı Ertuğ... Onu en son Kars 'ta bırakmıştık, ama biliyorum ki pastırma sever kendisi Kayseri 'de durduk... Etti 38... Osman 'a hep yaptığım sigara yakarken resim çekme işine cesaret edemedim... Çünkü sinirden gerçekten kafama vururdu tavlayı... Ama haklısın Ertuğ, ben bilmiyorum tavla oynamayı, muahauhaha...

Hoşgeldin Ramazan, 11 ayın sultanı...

Tam zamanında geldi Ramazan... Yoksa ben daha fazla yaşamazdım, içim, beynim, kanım temizlensin biraz :) Şaka bir yana, her Razaman 'da babamın bir lafı hep aklıma gelir, son gününde iftarda der ki: "Allah tekrarını nasip etsin..." Bu lafı ilk duyduğumda çocuktum, hala duymak ta nasip oluyor, Allah uzuuuun ömürler versin... Hoşgeldin gene Ramazan! Yıllar çok çabuk geçiyor be Sadener, ne yaşasak kardır! Amaan sahur oluyor, ne yesek de kardır :)