28 Ağustos 2010 Cumartesi

Jübile...

O ne kötü Perşembe akşamıydı... Hayır hayır Fenerbahçe yenildiği veya elendiği için değil... Ömrümü verdiğim sevdadan vazgeçtiğim için... Ne yazık ki alıştık artık bu basiretsiz futbola, kötü sonuçlara... Artık tepki bile vermez olduk, o kadar işledi benliğimize... Maçın 90 dakikası bittiğinde bana bir vahiy geldi. Sahadaki kötü futbolu seyrederken, anladım ki o maç değil 120 dk, onbinlerce dakika oynansa bizimkiler gol mol atamazdı. Sonra bir oturduğum koltuklara baktım... Sonra bir etrafıma... Sonra tüm stada bir göz gezdirdim... Anladım ki, bu sevda yüzünden ömrüm çürümüş... Sonuca baktım, elde var sıfır!!! Kalk dedim Sadener!... 32 yılımı verdiğim, öldüğümde Şükrü Saraçoğlu'nun korner bayrağı dibine gömsünler diyen ben kalktım gittim stattan maç bitmeden... Vazgeçtim... Bu takım, benim sevdama yeteri kadar değer verene kadar da, galibiyet değil mücadele gösterene kadar maçlara gitmeyeceğim artık!!! Ne Cincon maçı, ne 8taş maçı... Hiçbirine... En erken 2011 Ağustos'ta yeniden düşünürüm kararımı, o da belki... Yoksa jübilemi yaptım ben!... Benim gibi bir rahatsıza bile bunu yaptırdınız ya! O statta ömrüm geçti benim... İçim kan ağlıyor, yanıyor yüreğim...

Maça gelince :) Yunanlılar üstteki resmi yapmışlar. Ne diyeyim ki... Çapulcu bir takımı iki top yapıp yenemezsen, stattaki o 2.500 O.Ç. yunanlıyı götleri yırtılana kadar bağırttırırsın. Sonra o puştlar bu resmi yapmış çok mu? Ne yazayım ki, haklılar a.q. Az bile yapmışlar... Yazıklar olsun size, yazıklar olsun... Hala aklım almıyor, halaaa...

Hiç yorum yok: